bildirgec.org

yenilenebilir enerji hakkında tüm yazılar

Saklı Vadi

Chat Noir 1 | 08 July 2008 22:43

Saklı Vadi, Avustralya’nın güneş enerjisiyle çalışan plajının ismi.Plajın işletim hakkını 1986 yılında devralan bugünkü sahipleri ilk olarak kumsala gelenlerin enerji ihtiyaçları için güneş panelleri kurdular.Tüm ampulleri enerji tasarrufu sağlayanlar ile değiştirdiler.geceleri elektrikli aletleri prizden çekiyorlar ve artan yiyecekleri kompostlama yöntemiyle doğada yok ediyorlar.Tesisteki alüminyum tenekeler ve kağıtlar geri dönüştürülüyor. Gelen turistlere ise korunması gereken türler,çevre dostu olmak,yenilenebilir enerji kaynakları gibi konularda bilgi veriliyor.yapımında yerel kütük kullanılan,çelik konstrüksiyona yer verilmeyen Saklı Vadi tesisleri, böylece karbon emisyonunu sıfıra indirerek 2007’de hem En iyi Otel hem de Turizmde gelişmeler” ödülünü aldı.

en iyi 10 yenilenebilir enerji tasarımı

baygoogle | 07 May 2008 22:42

güneş enerjisi kullanan cüzdan
güneş enerjisi kullanan cüzdan

Son yıllarda teknoloji sebepli çevre sorunlarını çözmek için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması hızla artmakta. Güneş, rüzgar gibi doğal enerji kaynaklarını insanların amaçlarına hizmet etmesi için şekillendiren teknolojiler her geçen gün gelişiyor. Bununla birlikte insanların bir ürünle bir çok iş yapabilmek istemesi sebebiyle farklı platformların birleştirilmesiyle oluşturulan multi-platform ürünlerden yenilenebilir enerji teknolojileri de nasibini almış gözüküyor. İşte rüzgarla çalışabilen mp3 playerdan güneş enerjisiyle batarya şarj eden cüzdana en iyi 10 yenilenebilir enerji tasarımı.

ağaç yaşken eğilir…

mondeo | 16 April 2008 09:56

Bu konuyu olabildiğince fazla kişiyle paylaşmanın gerektiğini düşünüyorum; “Terbiye ve eğitimin etkili olması için küçük yaşta başlamak gerektiğini ve alışkanlıkların kişi genç yaştayken daha kolay kazanılacağını biliyoruz” diyen norm enerji Türkiye’de ilk defa yapılan kampanya başlattı; ağaç yaşken eğilir ! yarışma koşullarını belki de hepimiz okumalıyız ? Küçük temiz enerji dostları duygu ve düşüncelerini kağıtlara döküyor, bunu hepimizle paylaşıyor, sonra da çok şık ödüller kazanıyor. Başvuru formu sitede mevcut. Konu ne mi dediniz ? Güneş enerjisi ve küresel ısınma tabii ki. Bu arada siz ne yaptınız bugün ?

NüKLeeR SanTral tamam olsun ama diyarbakırda olsun zihniyeti

laviniaaa | 03 January 2008 10:49

tarafımız neresi olmalı
tarafımız neresi olmalı
1986 çernobildeki teknolojiden eser yok
1986 çernobildeki teknolojiden eser yok

NüKLeeR SanTral tamam olsun ama diyarbakırda olsun zihniyetiYazık bize yaa… lanet olsun bilgisi olmadan filozofluk taslayan arkadaşlara isyanım.sen ki benim guzel kardeşim nükleer enerjiden bahsediyorsun oraya kurulsun buraya kurulsun diye ahkam kesiyorsun ama nükleer santral in kurulduğu yerde kesinlikle denizin olması gerektiğini bilmiyorsun.

Şimdi gelin bir daha tartışalım soru şu? Türkiye ilk defa bir nükleer santral kuracak (kurmak isteyip de yarım bıraktığı birkaç proje hariç) bunu acaba sinopta mı yoksa diyarbakırda mı kuralım? Acaba bu ikilem neden amaç kaza olsa bile toplu bir temizliğin altında yatma istemimi yoksa oraya sanayiyi götürebilmek kalkındırabilmek mi?E tabi buna cevap verirken ilk satırda bahsedilen şartı göz önünde bile bulundurmadan cevap vermeliyiz bir bakıma yanlış temelli bir soruya cevap vermek gibi bir saçmalık olacak **** ama asıl belirtilmek istenen burada bu.

Dünyanın Kurtuluşu Bu Teknolojide…

atakner | 23 December 2007 12:13

Çoğu mühendislikte neredeyse standart olan ısı transferi dersinde hocamızın heyecanla anlattıkları karşısında ben de bir o kadar heyecanlandım ve birazdan okuyacağınız, insanlığın kaderini değiştirecek yeni, sıcak ve temiz teknolojiyi sizlerle paylaşmak istedim. (Hocama bu bilgileri benimle paylaştığı için teşekkürler…)

Küresel Isınma… Kimilerine göre Dünyamızın sonunun yaklaştığının göstergesi; kimilerine göre ise sıradan, daha önce de Dünyanın başından geçmiş çok da abartılmaması gereken bir konu… Son yıllarda gündemde oldukça fazla yer tutan ve büyük küçük çoğumuzun aklının bir köşesinde duran Küresel Isınmanın baş sorumlusunu aslında hepimiz çok iyi biliyoruz. Fosil Yakıtlar… Her gün işe giderken bindiğimiz arabamızdan tutunda evlerimizi ısıtan sistemlerimize kadar neredeyse bütün enerjimizi onlardan elde ediyoruz. Bir tarafta gün geçtikçe kötüye giden yaşlı Dünyamız, bir tarafta ne kadar istemesek de hayatımızın bir parçası olan fosil enerji kaynakları… E peki yok mu bu denklemin bir çözümü? Aslında var hem de birden fazla… Bunlardan birkaçı: (tehlikeli olsa da) Nükleer enerji, Rüzgâr Enerjisi, Jeotermal enerji ve içlerinde belki de en temizi olan Güneş Enerjisi… E peki nedir bu Güneş Enerjisi ve bu kadar güzel bir şeyse neden kullanmıyoruz? Ansiklopedilerde yazdığına göre güneşin merkezinde olan füzyon reaksiyonları sonucu yayılan ve Dünyamıza da ulaşan enerji. Atmosfer dışında şiddeti aşağı yukarı sabit ve 1370 W/m2 olan fakat yeryüzünde 0 – 1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösteren bu enerjinin dünyaya gelen çok küçük bir bölümü bile insanlığın tükettiği enerjiden kat kat fazladır. Nasıl kullanılır bu enerji?

Işık Üfle

olcaygeldim | 16 September 2007 12:41

Bu gördüğünüz, dünyanın en küçük rüzgar çarkı. Bir yeşil ve iki mavi LED (ışık yayan diyot) ile üfürüğünüzü ışığa dönüştürmenizi sağlıyor. Sübyan beyinlere yenilenebilir enerjiyi anlatmak için kullanılabilecek çok eğlenceli bir gereç. Eğer isterseniz 25 liraya şuradan alabilirsiniz. Bu sitenin kitlesine hitap etmek gerekirse “Konserlerde kullanılabilecek bir zamazingo.” diyebilirim.

Bor Zenginiyiz Ama Ne Kazanıyoruz?

| 23 March 2007 10:02

Bor, geleceğin enerji kaynağı olarak görülüyor.
Bor, geleceğin enerji kaynağı olarak görülüyor.

Bor madenini duymayan yoktur sanırım. Bor için geleceğin enerjisi deniyor. Bor, periyodik tabloda “B” simgesi ile gösteriliyor. Atom numarası 5 olarak geçiyor. Ağırlığıysa 10,81 olup metal ve ametal arası bir element. Aynı zamanda yarı iletken bir madde. Bor’un hakkındaki daha fazla teknik bilgi burada mevcut.
Bor, doğada tek başına bulunmuyor. 100’den fazla çeşidi bulunmakta. Daha çok doğada tuz şeklinde bulunuyor. Bor madenlerini Türkiye’de Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü çıkarmakta. Yalnız Türkiye’de şu an bor madenini tamamen işleyecek teknoloji yok. Türkiye, dünya rezervinin %73’ünü taşımakta. İkinci sırada Amerika gelmekte. Sırasıyla Şili, Arjantin, Peru, Bolivya, İtalya bor zengini ülkeler arasında bulunuyor. Türkiye çıkardığı bor madenini yarı ham halde yurtdışına satmakta ve bu bor madeni orada tekrar işlenmekte.
Amerika’nın bor almaya ihtiyacı yok. Hatta, Amerika boru işleyip otomobil yakıtı haline getirmeye bile başlamış durumda. Chrysler firması ürettiği Natrium adlı araç gücünü bor madeninin işlenerek yakıt haline getirilmiş halinden alıyor. Şirketin sayfasında verdiği habere göre araç bir yakıt hücresiyle 500 km yol gidebiliyor. Aracın 0-100 km hızlanması 16 sn. sürüyor. Toplam sürati 129 km/s. Tek yapılması gereken uygun teknolojiyle gerekli yakıt istasyonlarının üretilmesi ve aracın ikmâl yapmasının sağlanması. Yani bildiğimiz benzin istasyonlarından farkı yok.
Bor madenin çıkarmak için gerekli teknoloji dediğim gibi bizde mevcut yalnız işleyecek teknolojimiz tam olarak yok. Sağdan soldan bize mevcut teknolojinizi verinde biz işleyip site satalım da dersek zaten millet bize olmadık yeriyle güler herhalde. Şimdi burada da iş bizim mühendislerimize düşmekte. Artık onlar bir yolunu bulacaklardır umarım.
Bor sadece yakıt üretiminde kullanılmıyor. Nükleer sanayiinden tutunda ilaç sanayiine, inşaat sektöründen tekstil sektörüne kadar bir sürü kullanım alanı mevcut. Hatta sitede bilgiye göre mumyalamada da kullanılıyormuş. Yalnız ben konuyu fazla araştırmadım.
Bor’un daha da yaygınlaşmasıyla pekte çevreci olmayan fosil yakıtlar tarihe karışmaya başlayacak. Nitekim çevre kirliğini hat saffaya çıkaranda yine bu yakıt türü. Borsa çevreye zarar vermemekte.
Scientific American Dergisi, Amerika’da ki tüm arabaların önümüzdeki 20 yıl boyunca bor madenleriyle çalışsalar dahi dünya rezervlerinin sadece %5’ini tüketeceğini açıklamış. Yani anlayacağınız bor madeni çok hesaplı bir maden. Az miktarla çok miktarda enerji elde edilebiliyor. Umarım Türkiye’de boru çıkarmakla kalmaz ve işlemeyede başlayabilir. Lakin ülkemizin bu tür enerji kaynaklarına ve gelecekte enerji alanında daha çok söz sahibi olması için bu tür teknolojilere ihtiyacı var. Saygılar…

Rüzgar Enerjisi ve Küresel Isınma

| 18 December 2006 16:04

5 MW'lık rüzgar türbini [Repower 5M]
5 MW’lık rüzgar türbini [Repower 5M]

Kemerlerinizi sıkıca bağlayın ve koltuklarınıza yaslanın.
Unutmayın koltuklarına oturduğunuz bu uçaklar çok güvenli,
her yıl kafasına yıldırım çarpıp ölen insan sayısı kadar az kayıp
veriyor uçaklar, ya da otomobillerde can verenlerden.

Amerika’da yıl başına uçak kazalarında ölen insan sayısı 600 ve her sene bu sayı giderek azalıyor.
Yıldırım çarpıp ölen insan sayısı yılda yaklaşık 500.
Araba kazalarında sadece Amerika’da yılda 40000 kişi.
En azından istatistikler böyle söylüyor…

çamuru biyodizel yapımında gördüm

kahkar | 04 November 2006 18:07

Çamuru küçümsemeyen ve çevreyi seven bir proje bu. Anlatalım hemen.

1) Çamurun içinde olan ve toprağın sevmediği risk faktörleri uzun işlemlerle bertaraf edilir. Yeni hali artık biyokatı formundadır ve çamur olmaktan çıkmıştır.

2)Sonra kolza ve aspir gibi bitkiler seçilir ve bunlar büyürken yeni biyokatı, gübre olarak kullanılır. Böylece bu bitkiler epeyce ve sağlıklı beslenmiş olur.

Geleceğin yakıtı biyodizel üretmek için kompakt bir ünite

turkuas | 16 July 2006 17:55

Fosil enerji kaynmaklarının tükenmeye yüz tutması üzerine üzerinde çalışmalar devam eden alternatif enerji kaynaklarından biri olan ve geleceğin yakıtı olarak ifade edilen biyodizel üretimi ülkemizde de gerçekleştirilmeye başlandı.

Bu konuda ülkemizde araştırmalarını üniversite desteği ile sürdürdüğünü ifade eden Egebiyoteknoloji büyük ölçekli tesisler yanı sıra özellikle kompakt biyodizel tesisi ile dikkat çekiyor.

‘Kendi Biyodizelini Kendin Yap’ sloganı ile yola çıkan egebiyoteknoloji, biyodizel üretimi için gerekli ekipmanları kolay kullanılabilir bir tasarım ile bir arada topladığı kompakt tipteki biyodizel üretme ünitesi ile tarım birlikleri, kooperatif ve çiftçilere yönelik bir ünite hedeflemiş.