bildirgec.org

yazar hakkında tüm yazılar

Gülse Birsel

macro | 06 April 2007 16:55

Son zamanlarda en çok okuduğum kitaplar arasında yerini alan “Yolculuk Nereye Hemşerim” gerçekten mizah adına önemli bir kitap. Yazarı Gülse Birsel’in , kendine has yorumuyla , olaylara bakış açısıyla , anlatım hakimiyetiyle oluşan bu kitap insanları stresli ortamlarından alıp götüren , kişilerin yüzlerinde tebessüm oluşmasını sağlayan bir yapıya sahip. Yazarın Avrupa Yakası’nı yazarken gösterdiği başarı kitaplarında da devam ediyor. Bu anlattığım kitap yazarın 3.kitabı olmakla birlikte ilk iki kitabı (sırasıyla) “Gayet Ciddiyim” ve “Hala Ciddiyim” dir. Gülse Birsel benim bildiğim kadarıyla (eksiklerim varsa bağışlayın) yazarlık dışında gazeteci, senarist vasıflarınıda taşıyor. Üç kitabını da okuyan biri olarak kitap okumayı seven herkese tavsiye ediyorum ..

162 Adamla Yattım Kitabı

admin | 31 March 2007 00:12

Melissa P. ile başlayan hareketin ne kadar ses getirdiğini daha önce hepberaber görmüştük.
Yazmış olduğu kitap o kadar popüler olduki vakit kaybedilmeden filmi bile çekildi.
Geçtiğimiz günlerde ise ülkemizde polemik konusu olan benzer bir konu vardı.
Penis romanı adı altında yayınlanan yazarının muallakta olduğu kitap gündemde gereğinden fazlasıyla yeraldı.

Şimdi ise piyasada yeni bir ürün var,
İngiltereden yine benzer bir haberle karşılaştık.
iki çocuk annesi Suzanne Portnoy’un çıkardığı erotik hatıralar kitabı çok satanlar listesine girmeyi başarmasının ardından gündeme geldi.
46 yaşındaki Suzanne Portnoy, “Kasap, Fırıncı, Şamdancı” isimli üründe, isimdende belli olduğunu gibi tüm bu kişilerle yaşadıkları ilişkileri konu alıyor.
Kitap yeni değil sanırım 8 haziran 2006 tarihinde ortaya çıkmış.
Tarihi gördükten sonra Acaba meçhul penis yazarımızda bu inanılmaz esere(!) daha önce rastlayıp esinlenmiş olmazmı diye düşünmeden de edemedim doğrusu.

UZAYLIYA BULAŞMA, YA ARKASI SAĞLAMSA

macro | 04 March 2007 11:31

Sebebi ziyaretlerinin ne olduğunu bilmediğimiz hatta ziyaretlerinin de kesinlik kazanmadığı uzaylı diye hitap edilen şeylere taş atmayalım, attırmayalım, atan varsa söyle atmasın . Bu gün ona yarın sana , yazık yahu acıdım valla…

Herkes sözleşmiş gibi aynı şeyi söylüyor ‘ Abi orada bir ışık belirdi, aniden kayboldu. Yanıp sönüyor, Süleymanların evinin üzerinde bak tam şurası’ diye devam eder gider bu tip halüsilasyon vakaları. Hatta resmini çekmeye çalışanlarda vardır ama hala somut bir sonuca ulaşılmamıştır. Gecenin dar vakti kafayı çektiysen, burnunun ucunu göremeyecek hale geldiysen , görebileceğin tek şey var o da uzay gemisi ve saz arkadaşları…Milletin kafasında çizdiği uzaylı şekli hep aynıdır.1) Rengi yeşil olacak.2)Gözleri tekte olabilir, çiftte ama büyük olmalı3) Boyları kısa4) Kulakları uzun (Mr.Spak baz alınarak, ‘kulağı uzundur herhalde’ deniliyor.)5) Ellerinde teknolojik silahlar ,altlarında Ferrari , şey yok yok uzay gemisi (!)….
Falan, filan . Bu tarif insanlara öyle bir yerleşmiş ki artık bu tarife uymayan gerçek bir uzaylı gelip ‘ben uzaylıyım’ dese bizimkiler ‘hadi lan ordan’ der. ‘Kimi kandırıyorsun hey yavrum hey , senin bir kere rengin yeşil değil’ diye akıl bile verirler. Bu ağız dalaşı teknolojik silahın uçurduğu kelleyle son bulursa, ölen adamın yanındakiler durumu ancak uyanır. ‘Yok abi baksana gerçek uzaylı bu, biz yanlış biliyormuşuz demek ki, tüh Selim abinin kellede gitti… ’ diye söylenirler.

En sevdiğim yazar

one way | 19 February 2007 22:50

Amin maalouf . İlk okuduğum kitabı semerkant’tı. saman kağıda basılmış kitabı okumamak için epey kenara köşeye attım. Okuyacak kitabım kalmadığı bir gün açtım kapağını ve şimdi türkçe’ye çevrilmiş tüm kitaplarını okudum.
“Titanic’te Rubaiyat!
Doğu’nun çiçeği Batı’nın Çiçekliğinde !
Ey Hayyam ! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydin!”
Semerkant’tan bir alıntı. yaklaşık olarak yazarın ele aldığı konuları çok güzel özetliyor.
aminmaalouf.org

kalabalık yazar topluluğundan hikayeler

bakiyyebemolu | 19 February 2007 15:59

sitenin işleyişi şu şekilde: ortada oluşturulacak hikayenin genel hatları var. daha sonra bu hikaye, kullanıcılar tarafından karekterler ve olay örgüsü ile şekillendiriliyor. bu işlemden sonra hikayenin ilk bölümü birkaç alternatif ile kaleme alınıyor. bu alternatifler arasından kullanıcı görüşleri ve oyları ile hikayeye uygun olanı seçiliyor. hikayenin geri kalan kısmı da yine bu şekilde oluşturuluyor.
romanlara katkıda bulunmak için üye olmak gerekiyor. buradan tüm hikayelere ulaşmak mümkün. sitede bilim-kurgu, mizah, dram gibi birçok tür seçeneği var. ayrıca sitede verilen puanlar ile bir de yarışma düzenlenmiş.

yazar mı dedin?

tamilgerillası | 15 February 2007 21:38

fen-edebiyat departmanından…
dün radyoda bir araştırmadan bahsedildiğini duydum. anket, asıl olarak siyasi mevzular üzerine yoğunlaşsa da, nobel ve beraberinde gelen tartışmalara da kayıtsız kalmamış. en çok beğendiğiniz yazar sorusuna ankete katılanların %62’si fikrim yok diye cevap vermiş. bu açıkçası çok büyük şaşkınlık yaratmadı. ama en çok beğenilen yazarlar sıralamasında pamuk beyi(%8) en fazla forse eden yazarın reşat nuri güntekin’in(%5) çıkması açıkçası ufak çaplı bir titreme yaratmadı desem yalan olur.
ankete 26 ilde 1091 kişi katılmış. oldukça dar bir çerçeve olduğunu kabul etmek lazım. ama yine de aşağıdakileri düşünmeden edemedim
1-lise (ve hatta ilköğretim) seviyesinde öğretilen edebiyat hâlâ biriciktir.(bütün edebiyat hocaları için 3 kere…)
2-bir televizyon dizisi bin roman gücünde ise, seda sayan nedir?
3-sallamak türk halkının “en fevkalade” niteliklerinden bir tanesidir.
4-isminiz uzunsa her alanda dikkat çekici olabilirsiniz.
5-dostoyevski işe yaramaz bir adamdır, bu ankette aldığı oydan da bellidir.

Hala bekar olduğuma inanamıyorum!

culdesac | 09 February 2007 23:30

“Blogger Schaeffer, Benimle Evlenmek İstiyor!” Departmanından…

Müzmin Bekar Schaeffer
Müzmin Bekar Schaeffer

Eric Schaeffer, son günlerde bol bol dedikodusu yapılan, 45 yaşında bir blogger-film yapımcısı-yönetmen-aktör-yazar-bekar. Evet, “bekar” kelimesini de bilinçli olarak kendisinin meslekler kervanına dahil ediyorum çünkü görünüşe bakılırsa Eric için bekarlık da bir çeşit meslek halini almış.

Eric, 2006 yılında “I Can’t Believe I’m Still Single (Hala Bekar Olduğuma İnanamıyorum)” adında bir blog açmış ve yaşadığı aşk hikayelerini, randevularını vs. bloğunda yayınlamaya başlamış. Yazdığı yazılar, bir haber ve dedikodu sitesi olan Gawker‘da sık sık yayınlanmaya başlayınca, kahramanımız aniden rahatsızlık verici bir ilginin odağı haline gelivermiş. Hikayeyi size kısaca anlatmak istiyorum…