bildirgec.org

val kilmer hakkında tüm yazılar

Kill the Irishman (2011)

queennothing | 07 March 2011 11:56

Amerika’da dünyaya gelen senarist/ yönetmen Jonathan Hensleigh‘i Next, The Punisher, Jumanji gibi filmlerin senaryo yazarı olarak biliyoruz. 2004 senesinde ilk uzun metrajı The Punisher’i çeken Hensleigh, 2011’de ikinci uzun metrajı “Kill the Irishman“ı çekti. İngiliz aktör Ray Stevenson, Oscar Ödüllü Amerikan aktör Christopher Walken, Amerikan aktör Vincent D’Onofrio, Paul Sorvino ve Val Kilmer‘in birlikte rol aldıkları yapım, 1933 ile 1977 tarihleri arasında yaşamış yarı Amerikan, yarı İrlandalı gangster Danny Greene‘nin hayatını anlatıyor.
1933 senesinde dünyaya gelen Daniel Greene, kısa bir süre annesini kaybetti. Babası ise bir hemşire ile evlendi. Sıkı bir Katolik olarak yetişen Daniel, bütün İrlanda’ca tanınan anılan bir gangsterdi. Greene, 1977 senesinde arabasına yerleştirilen bombanın patlamasıyla hayatını kaybetti.

Kiss Kiss Bang Bang

alploganer | 29 March 2010 12:06

Sıradan bir hırsız olan Harry, başarısız bir hırsızlık girşimi sonucu polisten kaçarken tesadüfen girdiği binadaki oyuncu seçmelerine istemeden de olsa katılır ve başına gelecek olan sıradışı olaylar serisine adım atmış olur. Seçmelerde başarılı olan Harry L.A.’daki bir partiye davet edilir. Birden sınıf atlayan Harry bir yandan başına gelenlere inanamaz ama aynı zamanda gelişen olaylar hoşuna da gitmektedir. Partide bir hayli çekici olan Harmony ile tanışır ve onun aslında bir zamanlar hayran olduğu çocukluk aşkı olduğunu öğrenir. Bir yandan Harmony etkilemeye çalışan Harry, bir yandan da yeni tanıştığı danışman Perry’i tanımaya çalışmaktadır. Fakat Harry’nin başından belalar eksik olmaz, Perry ile dedektiflik çalışmalarına başlar ve istemeden bir cinayete tanık olur. Harry artık uzun bir süre başına bela olacak bu tehlikeli bir o kadar da eğlenceli olaylara bulaşmıştır. Olaylar gittikçe sarpa sarar ve Harry, Perry ve Harmony işbirliği yapmak zorundadır.

The Bad Lieutenant: Port of Call – New Orleans (2009)

queennothing | 27 January 2010 14:04

Abel Ferrara‘nın yönetmenliğini yaptığı 1992 çıkışlı “Bad Lieutenant” adlı yapımdan uyarlanan 2009 çıkışlı sinema filmi “The Bad Lieutenant: Port of Call – New Orleans“, Alman asıllı sinemacı Werner Herzog tarafından çekildi. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Nicolas Cage‘in başrolünde yer aldığı filmde aktris Eva Mendes, Brad Dourif, Val Kilmer, Shawn Hatosy, Michael Shannon, Jennifer Coolidge ve Fairuza Balk yer almakta.
Terence McDonagh, New Orleans’ta görev yapan bir polis memurudur. Kimliğini, silahını, kısacası görevini bencilce kullanan Terence, tam anlamıyla bir ‘kötü örnek’, kokain bağımlısı ibretlik bir kişiliktir. Genç ve güzel bir hayat kadını olan Frankie Donnenfeld ile sevgiyle örülü bir ilişki içerisinde olan Terence, boş zamanlarında sivil olarak barların önünde bekleyip, kokain taşıyan çiftleri çevirerek kendisi için kokain temin ettikten sonra kadınları taciz etmektedir.

The Doors (1991)

queennothing | 08 October 2009 16:07

Natural Born Killers“, “W.“, “Nixon“, “Alexander“, “U Turn“, “Salvador” gibi başarılı yapımların yönetmenliğini yapan 3 Oscarlı, New York doğumlu sinemacı Oliver Stone‘nin yönetmenliğini üstlendiği 1991 yapımı sinema filmi “The Doors“, 1965 yılında Los Angeles’da kurulan ve müzik tarihinin kilometre taşlarından biri olan The Doors müzik grubunu ve grubun olaylı ismi Jim Morrison‘u anlatıyor.
Los Angeleslı aktör Val Kilmer‘in başrolde yer aldığı filmde Meg Ryan, Kyle MacLachan, Kevin Dillon, Michael Madsen, Frank Whaley, Michael Wincott, Sean Stone ve Kathleen Quinlan gibi isimler rol alıyor.

Sinemaya yeteneği olmadığını anlayan Jim, başınabuyruk bir gençtir. Zamanla, yazdığı amatör şarkısözleri ve gitarıyla çıkardığı melodiler sayesinde keşfedilip, arkadaşlarıyla kurduğu; ‘The Doors’ adını verdiği grubuyla barlarda konser vermeye başlayan Jim, istediği şeyin müzik olduğunu da anlamıştır. Kendi şarkılarını çalan grup, yapımcılar tarafından da ilgi görür ve çok geçmeden grup kendini stüdyoda, albüm kaydını tamamlarken bulur.

felon – suç çıkmazı

nazokiraze | 12 January 2009 10:58

Bu yıl en beğendiğim filmlerden biri Felon. Ülkemizde Mahkum veya Suç Çıkmazı olarak izlenen film, izleyicilerden iyi not alan yapımlardan biri.

Kız arkadaşı ve oğlu ile mutlu yaşayan bir adamın bir şanssızlık sonucu hapishaneye düşmesi ve oranın acımasız şartlarına göre yaşamasını anlatan filmde; hapishane dövüşleri, terör estiren gardiyanlar, en kanlı katillerin iç dünyası ve hapishanenin dışardan görünmeyen yüzü anlatılıyor.

son derece güzel,bir o kadar da evli

aylakadamveben | 28 August 2008 15:39

siz bebekliler diyorum ona,daha bi çok şey söylüyorum,perihan’dan aldığım gazla..aslında fena olmamış biliyomusun.en çok nesini mi beğendim;bir sıra bankibir sıra taş bank.-bizim parka bi oturma grubu yaptırdık,görsen aklın kalır..böyle demiyo,diyemiyo.o kahverengi rengi görmekten korkuyolar.2 nesil,3 nesil bilemedin 5 nesil önce nasıl da cebelleştikleri gelir aklıllarına,olmadı bilinçaltlarına.ya beton olucak,ya çim..ne okuyodu,ya da okuyamıyodu.hani görüntü olarak şık.parktasın,herhangi bi park ta diil bebek parkı,elinde kitap..ama hareket,ses..çelinir algı.onlar çelemezse ben çelerim.arsız bir park konuşkanı/soruları çubuk gibi,dediği süreya’nın.neyse ki fazla diiliz..sonra bi sigara yaktı uzun,upuzun,kitabı kapatıp çantasına koymasının ardından.sen şimdi bu kadını merak ettin.anlatıyim;son derece güzel,bir o kadar da evli..evet onun da dereceleri vardır.o dizeler hangi kitabındaydı.üvercinka’da mı.ilk basımının 50nci yılı şerefine tekrar basmışlar.pekala vercinkan da olabilirdi.daha şiirli bi kelime olurdu.anjinsan ve benzeri uzak doğu isimlerini hatırlatıyo ya böyle biraz..ben onu böyle bi kelime var ama ben anlamını bilmiyorum diye belledim senelerce.o üretmiş.güvercinkanadı’nı kuşa çevirerek..evet gerçekleştirmesi zor ama hoşluk katıyor.yumuşatıyor onu.kitabı tutan ellerini ben ileri doğru uzatılmış iki avuca dönüştürüyorum.oldu olacak kitabı da birçok mavi boncuklara dönüştürelim.ben o mavi boncuklardan birine talibim..oturunca biraz daha yukarı çekiliyo.renk farklılığı ayan beyan ortada.hem bu genelde giydiklerimden de daha kısa.belde,olması gereken yerden daha aşağı indiriyorum.yürürken işe yarıyo da ,oturunca..tenden ele verilen amelelik.yaktın beni güneş..sokakta ama ,bu yine oturarak okuyo.kaldırımda yürürken okumaya çalışıyodu kızın biri.jim,elinde kitap.plajda okuyarak yürüyo.sonra pamelayı takip.jim morrison mı daha yakışıklıdır,val kilmer mı..o takip edince love street çıkıyo ortaya,sen etsen adın çıkar anca..sapığa..onu mutlaka araya sıkıştırıyorum.hiç olmazsa bu işe yarasın;karşı cinsle iletişim kurmaya çalışırken kaliteli görünmeye..hiç olmazsa ha!senin bütün hayatın bunun üzerine kurulu be..doğru söylüyo..işte mimar diyorum,sinan diyorum,sorarsa daha sanat da diyorum..çıkarıp bi sigara daha yakıyo.yemin ediyorum bu sigara deminkinden daha uzun.her sigarası bir öncekinden daha uzun oluyo.bir iki sigara sonra sigara ağzındayken bana doğru dönse yüzünü,genellikle denize bakıyo,sigarasının ucu gözlerimden birini dağlıycak.dağlasın.bir bant takıp,yolunu şaşırıp karaya vurmuş bir sahil korsanı gibi dolaşırım.fazla da hava atıyomuş gibi görünmiyim diye yapıştırıyorum metruğu.sınıflarımızın kutu gibiliğini ekliyorum,ne ışık giriyo ne hava diye yakınıyorum..tevekkeli,hiç aldırmadı bebekliye giydirmelerime..hisarlıymış.güzel sohbetti diyo kalkarken.başka türlüsü mümkün diil ki.bilmiyoki karşısındaki adam park konuşkanlığı üzerine ihtisas şeklinde bi hayat sürmektedir..

Heat – 1995

ntguzel | 23 June 2008 13:18

Heat - 1995
Heat – 1995

1995’de gösterime giren Heat filmini yazan ve yöneten Michael Mann önümüzdeki seneye de filmin devamı niteliğinde olacak çalışma sürüyor. Ancak kesin birşey söylemek için henüz çok erken. Gelelim filmin konusuna.. Başrollerini Al Pacino ( Lt. Vincent Hanna ) ve Robert De Niro ( Neil McCauley ) paylaşmakta. Neil McCauley (Robert De Niro) usta bir soyguncu,Lt. Vincent Hanna (Al Pacino) ise usta bir dedektif polis.Neil McCauley (Robert De Niro), kendisi gibi usta hırsızlardan oluşturduğu bir grupla profesyonelce soygun yapmaktadırlar. Son işlerinde karşılarına çıkan Lt. Vincent Hanna (Al Pacino), işlerini biraz zorlaştırmaktadır. Fakat usta hırsızlar zamanla yarışmayı bildikleri ve tecrübeleri gereği polisleri atlatırlar. (Robert De Niro), son işinde çalıştıkları kişi tarafından kelek yiyince intikam almaya karar verir, tam bu sırada bir kadınla tanışır ve olaylar gelişir…Her zaman karşılaştırılan iki büyük ustanın bir araya geldiği Heat filmi gerçek bir aksiyon filmi. Al Pacino ve Robert De Niro’yu tebrik ediyorum.

Deja Vu (2006)

iamdezzy | 17 June 2008 10:19

Eğer bunun sadece aklın oyunu olduğunu düşünüyorsanız, kendinizi gerçeğe hazırlayın.

Tam da şu anda “Ben bu yazıyı daha önce okumuştum.” şeklinde hissediyorsanız, şaşırmayın, bu hafızanızın size bir oyunu olabilir, ama yine de kendinizi gerçeğe hazırlayın.

Tony Scott‘ın yönetmen koltuğunda oturduğu Deja Vu’yu izlerken büyüleneceğinize şüphe yok. Denzel Washington‘un ATF ajanı Doug Carlin‘i canlandırdığı filmde, Deja Vu konusu, bükülebilen uzay ve zamanda yolculuk konularıyla birleştirilerek sunulmuş. Filme, ortağı Larry Minuti’yi kaybederek başlayan Doug Carlin, meydana gelen bir terör eylemini araştıran ekibe dahil olur.

Ekip, yüksek enerji ile zamanı bükmeyi başarmıştır ve o andan 4 gün 6 saat öncesini her açıdan gözlemleyebilen teknik donanıma sahiptir. Bu sırada Doug Carlin, geçmişe dönerek terör eylemini durdurmayı düşünür ve planını harekete geçirir. Başarılı olursa terör eylemini gerçekleştiren kişinin arabası uğruna öldürdüğü kızı ve terör eyleminde can veren 534 kişiyi de psikopat katilin elinden kurtaracaktır.

Top Gun

linet | 16 April 2008 08:23

Top Gun1986 yılında başrollerini Tom Cruise ile Kelly McGillis in paylaştığı benim gençlik yıllarıma damgasını vurmuş filmdir. Top Gun 1986 yılının en çok hasılat yapan filmidir. Bu hasılata filme 3 kez giderek benimde katkım oldu sanırım.

1986 yılı liseye gidiyorum, allahım neden bizim okulda bir Tom yok diye hayıflanıp duruyorum. Çaylar yapılıyor o zamanlar, öyle barlar, clup lar yok yada var ben bilmiyorum. Gündüz gözüyle gidiyoruz bir yere dans müzikleri çalıyor en çok da take my breath away… Kız kıza dans edenler bile var, omuzlarımızda vatkalarımız saçlarımız ya önden dolma yapılmış yada Serpil Çakmaklı gibi kapartılıp mandal tokalarla tutturulmuş. Ama ben Kelly gibi saçlarım olsun istiyorum dümdüz saçlarım var oysa ki gidip perma yaptırıyorum, allahım sonuç felaket bir kuzucuk oluveriyorum kıvır kıvır.