Top Gun1986 yılında başrollerini Tom Cruise ile Kelly McGillis in paylaştığı benim gençlik yıllarıma damgasını vurmuş filmdir. Top Gun 1986 yılının en çok hasılat yapan filmidir. Bu hasılata filme 3 kez giderek benimde katkım oldu sanırım.1986 yılı liseye gidiyorum, allahım neden bizim okulda bir Tom yok diye hayıflanıp duruyorum. Çaylar yapılıyor o zamanlar, öyle barlar, clup lar yok yada var ben bilmiyorum. Gündüz gözüyle gidiyoruz bir yere dans müzikleri çalıyor en çok da take my breath away… Kız kıza dans edenler bile var, omuzlarımızda vatkalarımız saçlarımız ya önden dolma yapılmış yada Serpil Çakmaklı gibi kapartılıp mandal tokalarla tutturulmuş. Ama ben Kelly gibi saçlarım olsun istiyorum dümdüz saçlarım var oysa ki gidip perma yaptırıyorum, allahım sonuç felaket bir kuzucuk oluveriyorum kıvır kıvır.

Ben ne anlatıyorum size bu filmi anlatacaktım, aslında bu film anlatılmaz yaşanır. İnternette gezerken bu filmle ilgili en çok dikkatimi çeken Quentin Taranino tarafından;erkek gücünü ön plana çıkardığı için,”tam bir gay filmi” olarak nitelendirilmesi. Hatta filmden bir replik bile verilmiş; Maverick ve Iceman kucaklaşıyorlar, öpüşüyorlar, pek mutlular filan ve Ice gelip Maverick’e şöyle diyor. “Adamım, ne zaman istersen gelip kuyruğuma takılabilirsin!” Peki Maverick ne yanıt veriyor? “Sen de benimkine!” Bu filmle ilgili belkide aklıma en son gelebilecek bu yorumla şoka giriyorum.Yeni kuşak dışında bu filmi seyretmeyen yoktur diye düşünüyorum..Tony Scott’un yönetmenliğini yaptığı filmin konusuna gelince Maverick (Tom Cruise) ve Goose (Anthony Edwards), iki savaş pilotu. A.B.D’nin ünlü “Top Gun” eğitim merkezine giden ikili, burada dünyanın en iyi pilotlarıyla kapışıyor ve en iyi olmaya çalışıyorlar. Burada Maverick, hocası Charlie’ye (Kelly McGillis) aşık oluyor.O yaşlarda benim için hit olan bu film, geçen gün ilk 10’umu sıralarken aklıma bile gelmedi, sinemadan neler beklediği bile değişiyor insanın. Daha önceleri yakışıklı ve güzel kadınları seyreden ben artık senaryosu çarpıcı, sürprizli sonuçları olan, insanı darmadağın eden görüntülere odaklanıyorum. Yaşlanıyormuyum yoksa? Hayır olgunlaşıyorum, ama yinede bu filmin dvd sini bulup arşivime katacağım, hala Tom Curise hayranıyım, bakın bu değişmemiş. Bu arada onun kendini bulamamasına üzülüyorum, çok yakışıklı olması karakter oynamasına engel bence, hep aynı gülüş, hep aynı bakış. Ne yaparsa yapsın, insan(çok genelledim ben diyeyim) onu yüzünde bir gülümseme ile izliyor ve oyuncunun vermesi gereken o gerçeklik duygusunu veremiyor..Bu filmi seyretmeyenler ve dahi seyredenler seyredin….