bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Vücütyağı ölçmek

hag | 10 April 2009 16:31

Koşubandlarının vücutyağı ölçme özelliği nekadar inandırıcı. Boyunuzu, kilonuzu, yaşınızı giriyorsunuz sonra nabız sansörlerine elinizi koyuyorsunuz. Cihazda size vücutyağı oranınızı ve size uygun bir egzersiz programını ekrana getiriyor. Peki sizinle aynı boy, kilo, yaş değerlerinde bulunan biride bu işlemi yaparsa aynı sonuç çıkmaz mı. Nasıl oluyorda bu yazılmış sabit değerler veren programı sanki bir kesin sonuç gibi bu cihazın özelliği olarak sunuyorlar.Aynı bilgileri piyada satılan dijital terazilerde size sunabiliyor.Vücutyağı oranı bu konuyla ilgili bir doktorun vereceği tahliller doğultusunda belirlenebilir. Bir zamanda adım ölçer modaydı, beline adım ölçer takan yürüyüş yapmaya başlıyordu. Günlük aktiviteler esnasında kullananlar cihazlarına bakıp ‘Eyvah bügün 500 adım daha atmam lazım hadi atayım’diyip etrafta koşuşturmaya başlıyolardı. Teknolojinin bu gibi konularda insanları kandırmak üzere kulnılması bence yanlış. En kötüsüde insanlar yanlış bilgilerle kendilerine uygun olmayan egzersiz programlarına yönlendirilmesi. Teknoloji doğru amaçlarla kullanıldığı zaman iyi ve güzeldir.

BAĞIMSIZLIK SORUNU

teacher07 | 10 April 2009 14:18

Toplum adına bağımsızlık sorunu büyük önem arz etmektedir, her yönü ile ele alınacak bir konu olarak önemlidir. Sorunlarla baş etmek, etraflıca ele almak, azimle üzerine gitmek gerektiren bir nitelik göstermektedir. Özellikle yeni bir oluşum açısından, devlet adına, toplum adına büyük önem gerektirir. Toplumun büyük çoğunluğunun refahı, güvenliği, mutluluğu söz konusudur. Hem gelişmiş ülkeler hem de geri kalmış ülkeler (az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler de denir) açısından bağımsızlık sorunu farklılık gösterir. Gelişmiş ülkelerde siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşam bir takım temellere oturduğundan çok da sorun olmayabilir. Geri kalmış ülkelerde, varlıklarıyla ilgili, az gelişmişlikten gelişmişliğe geçişle ilgili bağımsızlık sorunu önem taşımaktadır. Bu sorun, bazı sıçramalar, yeni bir çağ başlatma durumu gerektirmektedir. Çeşitli siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunların olumlu çözüme ulaşması için bir takım devrimler gerektirir. Olumlu adımlar atılmadıkça sorunların çözümü olanaksızdır. İşte; geri kalmış toplumlarda esas sorun bağımsızlık, yani “tam bağımsızlık” sorunudur.

Birinci Dünya Savaşı sonrası Türk Devleti, kapitalist ve emperyalist devletlerin karşısında bağımsızlık savaşı vermiştir. Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel emperyalist saldırılar karşısında inançla duran Mustafa Kemal vardır. Hatta Mustafa Kemal “mazlum milletlere” de örnek olmuştur. Siyasal bağımsızlıklarını her toplumun kendisinin sağlayabileceğini göstermiştir. Saldırganlardan kurtulurken, başka birilerinin uşaklığının da kabul edilemeyeceğini, bu hataya düşmemeyi öğretmiştir. Mustafa Kemal, geri kalmış ülkelerin aldatıcı bağımsızlığa kanmama gerçeğini tüm dünyaya göstermiştir. Siyasi, ekonomik, adli, askeri, sosyal ve kültürel alanlarda kazanılmayan bağımsızlık aldatıcı bir bağımsızlıktır. Sadece siyasi bağımsızlık, dolaylı olarak bir bağımlılıktır. İşte, gösterilen bağımsızlık anlayışı, Mustafa Kemal’in gösterdiği “tam bağımsızlık”tır.

İskenderiye Kütüphanesi

Galanthus | 10 April 2009 13:27

Kitapların önemli olduğundan , hatta bazen kitap okumanın zararlarından, bazen okuduğumuz güzel kitaplardan hatta dünyanın en ünlü kütüphanelerinden ve bunlara olan özlemimizden hepimiz ara ara bahsediyoruz. Peki nerden çıkıyor bu kitap yakmak?!…

Aslında kitap yakmanın , yazılanları yok etmenin geçmişi milattan önceki yıllara dayanan köklü bir tarihi var ve o zamanlar kitap ve kağıt olmadığında tabi ki tabletler yok ediliyor.

Millattan öncesinde yakılan yakılıp, yok edilen kütüphanelerden bir tanesi de bizim konumuz olan İskenderiye Kütüphanesidir. Kendisi MÖ yakılan ilk kütüphane olmamakla beraber , insanlığın utancı olarak bilinir. Yakıldığı bilinen ilk kütüphane MÖ 614-612 yıllarında Asur – Babil ve Med ordularının yaptığı savaştan sonra yakılan Asur İmparatorluğunun kütüphanesidir. Babil ve Med müteffik ordularının imparatorluğu ortadan kaldırmasından sonra yaktığı bilinir. Böylece bir yandan Asur İmparatorluğunun politik ve kültürel hazinesi yok edilirken bir yandan da Kuzey Mezopatamyada bilinen çivi yazısı okuryazarlığını neredeyse tamamen ortadan kaldırmıştır. Biz dönelim İskenderiye Kütüphanesi’nin hikayesine…

www.americaslibrary.gov
www.americaslibrary.gov

Tarih öğretmenimiz zamanında derste bu kütüphaneden bahsetmişti, hala içimi acıtır.

MAİ

il mare | 10 April 2009 10:27

Her tarafımızın kızgın sınır çizgileriyle çevrelendiği,yaşamak zorunda olduğumuz birşeylerin kırılma noktasıdır MAVİ!MAVİ nin anası DENİZ,DENİZ in anası ÖZGÜRLÜK.Hangisinin hangisini barındırdığının belli olamadığı en katlanılası kargaşa…

En gerçek sandıklarımızın en yalan olduklarını idrak edebilme sürecini oluşturan birsürü minik su damlacığı,neticede kocaman bi MAVİ,o kadar herkesin olduğunu bilip de bi o kadar en çok sahiplendiğin…Kocaman bir GÖKYÜZÜ!Defalarca uğranılan hayalkırıklıklarına en şahitlik eden taşımak zorunda olduğum kafatasımın en uğrak yeri her gün…Kocaman bir GÖKYÜZÜ,kocaman bir MAVİ,üzerlerinde beni islediklerine inandığım kocaman gözbebekleri onların we kocaman MAWİler gene…

Vur Sopayı Beline

deLe | 10 April 2009 10:24

http://seviyesizsiyaset.wordpress.com/2009/04/08/vur-sopayi-beline14/