bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

UÇURTMA…

akoni | 15 April 2009 16:19

Uçurtmanın her yaştan meraklısı vardır. Meraklısının elinde özgürleşen uçurtma, rüzgara adeta meydan okur. Çok eski zamanlardan beri özgürlüğün simgesidir, günümüzde federasyonu bile vardır. Tahta iskelet üzerine; kağıt, naylon ya da ipek ile kaplanır. Dengesini kazanması için kuyruk takılır. Uçurtmanın gökyüzünde süzülüşü, insanların yüzünde tebessüme dönüşür. Kim bilir ne hayallere sürükler insanları… Yaygın olarak İngilizce’de zarif yırtıcı kuş”çaylak” anlamına gelen “kite” olarak yer alır. Geometrik şekiller, hayvan figürleri, yöresel desenlerle yapılan uçurtmalar gökyüzünü reklendirir.

özgür ruhum

gulsey | 15 April 2009 15:27

Ey güzel kuşlar beni alın sarın bırakmamacasına
Sizlerle uçayım sonsuz maviliklere
Sizlerle çoşayım uçsuz bucaksız sahralarda
Kaygısız ve masum ruhumla

Hür olmak hiç tutsak olmadan
Ruhumda kopan fırtınalardan habersizce
Kanat açmak özgürlüğe
Hem de hiç geri dönmemecesine

minyon olmak

nazokiraze | 15 April 2009 14:14

Küçüklüğümden beri bir kıskançlık hakimdir bende ben ve benim gibilerde, evet benim gibiler dediklerim minyon tipliler. Asla boylu,poslu,enine boyuna olamayacak kulagakaçan cinsi kadınlardan bahsediyorum.Hani anahtarlıgın ucuna takılası minik insanlardan.

Aslında her kısa boylu olan minyon kategorisine girmiyor, hem boysuz hem zayıf olmak gerekir minyon olmak için.

Ömrü pantalon paçası kısattırmakla, uzun boylu kadınları şiddetle kıskanmakla, cep hatunum benim diye salakça şakalarla geçmeye mahkum olan minyon tipli kadınlar aslında haksızlıga ugramaktalar. Ben şahsen onların haklarını savunmak adına elimde olsa girişimde bulunacagım.:)

HAYAT

gulsey | 15 April 2009 13:34

BANA BUGÜN NERDESİN DİYE SORSALAR ,
HİÇ BUGÜN OLMADI DERİM ONLARA…
NEDENLERİ NASILLARI BIRAKTIM PERVASIZCA,
BUGÜN GÜNEŞ DOĞMADI ODAMA.

HERŞEY BOŞ ANLAMSIZ KOCAMAN BİR HİÇ
GÖĞE DOĞRU ELİMİ UZATIYORUM.
ÇOCUKLUĞUM GELİYOR AKLIMA,
KURDUĞUM ÇOCUKÇA HAYALLERİM…

ADAM OLACAĞIM HEMDE EN AFİLLİSİNDEN
GÜZEL BİR HAYAT VE TABİ Kİ ÇOCUK,
BABAMIN AYNISINDAN ADAM GİBİ BİR YUVA
HEP GÜLECEĞİM KAYGISIZ TASASIZ

NERDESİNİZ ŞİMDİ HADİ GELİN DÜŞÜME,
BÜYÜMEDİM BÜYÜYEMEDİM İSTESEMDE
YÜZÜMDE ÇİZGİLER YER EDİNMEK İÇİN KAPIMDA
AYNAYA HER BAKTIĞIMDA ARSIZCA…

Hiçbir zaman benim olmadın ki…

adoxxoda | 15 April 2009 12:46

Hiçbir zaman benim olmadın ki
Ben bir çocuk gibiydim senin yanında
Sevgine muhtaç sana muhtaç
Ve bir o kadarda sevgiye aç
Bütün benliğimle senin olmak istiyordum
Bir lafına bir sözüne deliriyordum
Ben seni kendime son biliyordum
Ama sen ama sen
Hiçbir zaman benim olmadın ki
Geceleri kabuslarla cebelleşirken

aşk üstüne karalam…

adoxxoda | 15 April 2009 11:48

Her aşkın her aşığın her her sevdanın bir hikayesi vardır. Kimi ilk bakışta vurulmuştur yüreğinden kimi bakmaya doyamamıştır. Aşk yol olmuş sevenlerin önünde ayrılık sapaklarına aldırmadan. Her yüreğin bir acısı her acının bir telafisi olmuştur hayatta. Hani o en olmadık zamanlarda bile bizi yeniden küllerimizden dirilten kimseler vardır. Aşk deriz sevgi deriz can deriz onlara. Ta en başından başlarken kör olur gözler görmeyiz. Bütün her şeyin tadı kaçarda tat almayız. Bütün bildiğimiz anlamları katarız bilmediklerimizi öğreniriz hani. Severiz sevmesine gözü kapalı bir şekilde ölürcesine severiz. Nereye gittiğimizi bilmeden ne olacağımızı umursamadan severiz. Sonuna gelincede ölürüz ölmesinede bu ölmek ölmek değil. Aslında bu ölüm geçici bir süreliğine bitkisel hayata girmemizle ilişkilidir. O yüreğimize ektiğimiz sevda tohumları sarmaşık olup sarmıştır bedenimizi.

Gel zaman git zaman söveriz nefret ederiz lanetler yağdırırız. Ama yinede severiz sevmeyi birine kul köle olmayı severiz. Belki uzun süre sürünürüz böyle bir şekilde. Belki de 1 ay sonra yeniden düşeriz aşkın peşine. Hem canımızı bu kadar acıtan hemde bizi perişan eden o duygunun peşine takarız kendimizi. Böyle yaratılmışız sonunda ne olacağını bile bile istiyoruz. Seviyoruz sevmeyi seviyoruz ayrılmayı seviyoruz acı çekmeyi. Kendi düşen ağlamaz derler ama aşk bu. Kendi düşeni göz yaşında boğdurtur.