http://translate.google.com/translate?u=http%3A%2F%2Fwww.geocities.jp%2Fokachincom%2FMH%2Fdohoku%2Fdohoku.htm&langpair=ja%7Cen&hl=en&ie=UTF-8
uncategorized hakkında tüm yazılar
Ben, ‘Oğlum ölse daha mı iyi olacaktı?’ diyen annenin, onun insanlığının yanındayım, orada kalacağım.
ap | 11 November 2007 22:16
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=238312
Detaylı Flock İncelemesi ve E-kitabı burada!
NLPMaster | 11 November 2007 22:07
http://www.potkal.com/inceleme_icerik.asp?yID=359
Herşey İsrail içinmiş!
nebilim | 11 November 2007 21:39
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=1367
8 asker neden tutuklandı?
nebilim | 11 November 2007 21:28
http://www.nebilim.net/2007/11/karlan-8-asker-neden-tutukland.html
iş fikri yarışması
dreamware | 11 November 2007 20:52
http://girisimfrm.hayrix.com/topic/bir-fikrin-mi-var-40-milyar-odullu-is-fikri-yarismasi
özür dilesem fayda eder mi????
| 11 November 2007 20:47
Araligin 15’inde iki sene olacakti…
Gün sayiyorduk hatta. Vay be iki sene diyip duruyorduk.
Güzel baslayan bir Pazar günüydü.
Bütün hafta calismisti sevgilim. Dinlensin istiyordum. Gece erken yatsin falan filan. Hatalarim olsa da düsünceliydim. Belki onu ondan daha cok düsünüyordum.
Ani gelen firtina gibiydi. Kavga ettik. Ama bazen olurdu böyle. Herkes kavga eder.Barisiriz diye cok umursamadim. Hatta bütün sirinliklerimi yaptim, o zaman dayanamayacagini biliyordum cünkü.
Dayanamaz hemen yumusardi. Öyle de oldu ama birseyler vardi. Hafizam öyle daginik ki. Yeni actigim bloga takti. Daha önce de hafif’e takmisti. Kendim yazsam olmaz miydi hep bunu soruyordu. Nette ne idügü belirsiz insanlarla muhattap oluyormusum, kiziyordu. Bana güveniyormus ama etrafa güvenmiyormus. Bunu söyler dururdu. Hafiften gittigim zamanlar oldu. Sinirliydim, sinirle ben artik hafif’e girmiyorum dedim. Girmeyecegim. Hem sen zaten sevmiyordun dedim. En büyük tutkumun yazmak oldugunu daha öncesinde defalarca söylemistim. Seninle oldugumdan beri internetten insanlarla muhattap oluyor muyum dedi. Hayir dedim. Bana edilen küfürleri görmüstü arada yazilarimi ziyaret ettiginde. Girmiceksin bir daha demisti. Insanlarla sürekli kavga ediyordum. Yine girme demisti. Kendimi gün gectikce soyutlanmis hissettim herseyden herkesten. Hafif sayfasi kapanmisti. Sonra ne oldu anlamadim. Yine kendimi hafifte buldum. Bunu söylememistim. Gereksiz kiskanclik yapiyor hep diye düsündüm. Hatta o kadar kiskanc oldugunu düsündüm ki onunla konustugum zamanlarda sen yine hafife bakiyorsun hep gec cevap veriyorsun derdi. Bu kiskancliklardan kendimi korumak icin yazmaya devam ettigimi söylemedim ona.
Iste bu lanetli Pazar günü geldi catti. Bloguma bakmak istedi. Bak dedim. Yazdiklarimi okumasi hosuma gidiyordu. Hafif.org yazip link vermistim blogumda. Aklina gelmis olacak ki, birden hafif.orgdaki hesabima girdigini belli etmek icin birseyler söyledi. Söyler söylemez anladim zaten, neler olacagini… Hic yormadim hayal gücümü. Bazi dengesiz insanlarin yazdiklari… Sacma sapan tacizci laflar…
Benim de yazdigim cevaplar…
Sen bana yalan mi söyledin bunca zaman dedi.
Söyleyecek birseyim yoktu o saatten sonra. Evet yalan söyledim diyebildim. Cünkü sen benim iyi veya kötü bütün yazma hevesimi kirdin dedim. Özrü kabahatinden büyük derler ya…
Keske istedigini yapsaydin da bana yalan söylemeseydin diyebildi.
Basimdan asagi kaynar sular döküldü bir anda.
Öyle güzel hayallerimiz vardi ki. Yaptigimiz bircok seyin zaman kaybi oldugunu düsünürdük. Ben cok calismaliydim, o kadar cok calismaliydim ki, iki sene sonra kavusmamiz icin hicbir engel kalmamaliydi. Distan iyi görünse de ikimizde yeterince aci cekmis ailelerden geliyorduk. Belki bu kadar cok birbirimize tutunmamizin sebebi de bu idi. Biz hicbir zaman öyle olmayacaktik. Hersey iyi olacak vs.
Hele bir ben döneyim de o da askerden dönsün hersey cok güzel olacakti. Subatta askere gidiyordu. Hep derdi korkuyorum diye. Korkma dedigimde “ya unutursan beni” derdi.Böyle birseyin olmayacagina inandirmistim onu.Olmaz böyle birsey demistim defalarca. Ya baskasi olursa hayatinda ben yokken demisti. Sacmalama kiziyorum demistim.
Ben bu güzellikleri düsünürken birkac damla yas akti gözümden. Kendime geldim. O kadar söylediklerinin arasindan biri binadan asagiya atlamisim gibi sok etkisi yapti.
Ben sana o kadar güvenmistim ki dedi. Yalan söylecegini hic düsünmedim. Sana cok güvenmistim. Simdi ben nasil güveneyim sana. Iki senelik sevgilim degilsin sadece iki senelik kiz arkadasimsin dedi. “hani gözün arkada kalmasin ben burda olucam geldiginde demistin. senin sözleirn bunlar mi? yalan söyledin bir kere, aklima hersey gelir artik. sen olsan senin gelmez mi aklina kötü seyler” dedi daha cok vurmak istercesine
Agzimi acip tek kelime söyleyemedim. Ne söylesem olmayacakti. Duruma uymayacakti. Hepsi samimiyetsiz görünecekti. Haksiz miydi? Hakliydi.
Türkmen’in ölüsü bile istenmiyor!…
aZiMECaN | 11 November 2007 20:43
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/haberdetay.aspx?haberid=353894
ATATÜRK VE AYDINLANMA DEVRİMCİSİ
ilyaece | 11 November 2007 20:36
Hasan Ali Yücel
Sen Ölmedin…
AYDINLANMANIN IŞIĞI’NDA
Mavi gözlerini görürüm
Ne zaman kaygılansam gelecekten
Devam etmeli, der bakışların
Korkmadan, usanmadan, yorulmadan,
Sen geleceğisin Cumhuriyet’in,
Aydınlanmanın ışığında.
Sen varsan, varız biz
Sonsuzlukta.
Böyle der, o mavi bakışların.
Korkma, yalnız değilsin der.
Birsiniz: Sen ve Cumhuriyet’in
O varken, korkma,
Yürü yolunda.
Kararlı, dimdik,
Geleceğine doğru, korkusuzca. (11 Kasım 2007- ilyaece)
yüz ve illüzyon
odo | 11 November 2007 20:33
bakalım tanelerin arasında gizli olan yüzü görebilecek misiniz?
çok tanıdık değil mi? bir vazo mu, yoksa iki yüz mü var?
sizce bu resimde kaç tane yüz gizli?
peki ya bu resimde kaç tane yüz gizli?
e peki bu resimde kaç tane yüz gizli?
john lennon’u görebildiniz mi?
başaşağı duran bu kadın gülümsüyor mu acaba? bir de tersten bakmak lazım.
çok bilinen bir tane daha. genç kadını mı yoksa yaşlı olanı mı görüyorsunuz?