bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

sabıkalı uçak: md 83

atesadam | 30 November 2007 19:37

md 83
md 83

türkiye’yi yasa boğan uçak faciasının öznesi, Mcdonnell Douglas 83 tipi bir uçak. atlasjet’in World Focus Havayolları’ndan kiraladığı uçak, hiç masum değil. daha önce yaşanan birçok uçak kazasının öznesi de yine bu uçak: md 83

md 83

1980 yılından beri havalarda süzülen bu uçaklar, 130 ila 172 kişilik kapasiteye sahip. halen american airlines, alitalia ve delta airlines gibi havayollu şirketlerinin kullandığı bu uçağın, 1999’da üretimine son verilmişti.

sen kork pnömokok!

atesadam | 30 November 2007 18:56

sen kork pnomokok!
sen kork pnomokok!

bir kaç haftadır televizyonlarda dönen bir sosyal reklam var: sen kork pnömokok!

peki, iyi güzel de, nedir bu pnömokok? “Pnömokok, vücudun farklı bölgelerinde ciddi enfeksiyon hastalıklarına neden olan bir bakteri türüdür.” * bu sinsi bakteri yüzünden, dakikada 2 çocuk, hayata gözlerini yummakta! bu bakteri, sağlıklı insanların burun, geniz ve boğazında yaygın olarak bulunmaktadır. ve ayrıca bulaşıcı olan bu hastalık, zatüre, menenjit, orta kulak iltihabı, sinüzit ve bakteriyemi (kan dolaşımına bakteri karışması) gibi hastalıkların da başlıca sebebi.

Cep Telefonu Sayısı Dünya Nüfusunun Yarısına Ulaştı

erdenk | 30 November 2007 16:19

Reuters‘ın haberine göre dünyadaki cep telefonu kullanım rakamları 3.3 milyarı buldu.
26 yıllık bir geçmişe sahip olan cep telefonları bu kadar kısa sürede dünya nüfusunun yarısı kadarlık bir kullanıma erişerek bir inanılmazı gerçekleştirdi.
3.3 milyar rakamı her ne kadar dünya nüfusunun yarısına tekabül etse de her iki insandan birisi cep telefonu kullanmıyor.
Şu an 59 ülkede cep telefonu kullanım oranı nüfusun yüzde yüzünün üzerinde. Bunun açıklaması ise birden fazla telefon kullananlar ve “Machine-to-machine” veri iletişimi sağlayan cihazlar.
Kayanak 1

Harp

| 30 November 2007 14:46

yaklaşık 1 saat önce:

kalabalık, karmaşa, anlamsız uğultu.. bir türlü sevemesem de zorunlu olarak gidiyorum bu büyük alışveriş merkezine arada sırada yemek için.. evden ekmekarası götüremediğimde veyahut bu gün olduğu gibi bir arkadaşım ile iki satır konuşup bir şeyler yemek için.. yaklaşık 3 aydır bu civardayım ve bir yemekçi bulamadım burada doğru düzgün.. her yer “elit” fazlasıyla.. neyse uzatmanın alemi yok efendim.. bu kaotik gürültülü alışveriş merkezinin yemek katında bir garip melodi çalındı kulağıma saçma sapan hamburgerleri yutar, değişmez muhabbetimin belini kırar iken.. saf bir melodi.. önceleri hoperlör yayınından geldiğini düşündüğüm bu sesin yalınlığı karşısında büyülendim.. bir yandan kırk yıllık geyiği sanki yeni konuşuyormuşuz gibi heyecanla kankardeşimle tartışırken aklım bu melodinin kaynağındaydı.. velhasılı kelam yemek bitti ama tını sürüyor.. hemen indik aşağıya.. bir hanımefendi harp çalmakta.. o ne güzel bir sestir.. o ne akıcı bir melodidir.. sanırım ikinci oluyor bu enstrumanın sesini duyuşum.. büyüleyici bir tınısı var.. aslında çok basit.. belki de bu saf sesin basitliği beni etkileyen.. bilmiyorum.. fotoğrafını çektim hanımefendinin beceriksizce.. ve teşekkür ettim kendisine.. uzaktan başımla.. zerafetle aldı selamımı bir yandan çalarken.. elleri dert görmesin.. o çaldığı melodinin huzuru muazzamdı..

ingliş şiir. irticalen klavyeye alındı…

huaryu | 30 November 2007 12:56

önce sen look ettin bana
sonra alımlı yürüşünle köşeyi dönene kadar whatch yaptım bende seni.
lakin hiç spek olmadı aramızda
onli buluşma yerimiz dreamlerimizdi.
orada da şedov gibiydin.
bir görülür bir lost olurdun.
en den ben laf attım sana
sadece what time iz it demekti tek niyetim
tabi ilk etapta.
lakin ay’m e kolunda ki saate look dedin.
şaşkındım my darling anla beni.
noluur dönüp de arkamdan gülme to me…