bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

zeynebim

dreamware | 13 December 2007 04:43

http://www.teyip.com/muzik-turku-dinle/muzik-dinle/zeynebim-zeynep-bu-guzellik-var-mi-soyunda

Protestocu İngilizler

Asortik Krep | 13 December 2007 01:58

 Üzümlü 'den gelen İngilizler
Üzümlü ‘den gelen İngilizler

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu geçtiğimiz 8 Aralık günü 1 sms = 1fidan Kampanyası’nın ilk fidanlarını toprakla buluşturmak üzere Fethiye’ ye geldi.Daha önce yanan orman alanı olan Fethiye’ye bağlı Dereköy sınırlarında hazırlanan tören yerine gelen Bakan EROĞLU’na , konuşmasını yapmadan önce Fethiye’ye bağlı Üzümlü köyünde bir şirket adına yapılması planlanan çimento fabrikasına karşı çıkan köylüler tarafından resmi dosya teslim edildi.Buraya kadar alışılmış olan bu tavrın devamında Üzümlü köyünde nufusları fazla olan ve orada devamlı yaşayan İngilizler üstlerine giydikleri ” Üzümlü’de Çimento Fabrikasına Hayır ! ” sloganlı İngilizce-Türkçe yazılan t’shırtleriyle Bakana ve tören yerindeki herkese kabanlarının önünü açıp yazıları gösterdiler.Törene hazırlıklı bir şekilde gelen Üzümlü grubu tören öncesi pankart açmak istedi.Kemer Jandarması tarafından izin verilmeyen bu olaydan sonra sessiz sedasız Bakana teslim ettikleri dosyanın ardından törenin sonuna kadar bekleyip dağıldılar.

hiçbir yere gidişin öyküsü

nevdalist | 13 December 2007 01:08

Oya Baydar’ın hiçbir yere dönüş diye bir kitabı var. Mutlaka bir göz atın. İlginç, güzel bir kitap. Kısaca arayışlardan bahsediyor. Bu arayışların hep insanın içselliğinde son bulduğunu anlatıyor. Bu yazımtırakta bundan bahsetmeyeceğim. Herhangi bir şeyin başlangıcı zordur, başladıktan sonra gerisi geliyor. Tıpkı ilk cümle, ilk nokta, ilk merhaba gibi.

1 yılı geçmiş, bu sitedeyim. Genel olarak bağlı biriyimdir. Bağımlı olmam, ancak bağlılık duyarım. Aşk mevzularında, iş mevzularında, dostluklarda da böyleyim. Hep uzun olsun, zamana yenilmesin istiyorum. Zaman sadece günleri geçirmiyor, aynı oranda hayatında da bir çentik daha atmanı sağlıyor.

Yalvarırım aşkınızı tüketmeyin..

darjeeling | 13 December 2007 00:14

Ekmek kırıntısı değil, olsa keşke, arkadaşlarımın ve çevremdekilerin aşklarından arta kalanlar.. Çünkü ekmek kırıntıları bir işe yarar, kuşlara verirsiniz, karınlarını doyurursunuz. Mutlu mutlu şakırlar, size teşekkür ederler.. Ama biten sevdalardan arta kalanlar hep mutsuzluk veriyor. Asık yüzler, şişmiş gözler, yorgun ve mor göz altları, umutsuz cümleler barındıran vücutlar dolaşıyor etrafınızda.. Size can sıkıntısı aşılıyorlar, ‘ yapma , etme, üzülme’ diyorsunuz, kulağı görünmez pamuklarla dolu vücutlar ağıt yakıyor etrafınızda. Birbirlerini aldatıyorlar, yalan dolan bürüyor gözlerini, dürüstlüğün anlamını bir sonraki ilişkiye saklamaya söz veriyorlar, fark etmiyorlar ki akrep-yelkovan işbirliğinde vakit çok hızlı akıyor, bilmem kaçıncı sevdayı geride bırakmış oluyorlar.. Ben kızıyorum, daha çok üzülüyorum, bir şeyler yapmak istiyorum ama yapamıyorum, ne tanıdıklarım ne tanımadıklarım için.. Sadece kendi adıma ‘ ben böyle kolayca tüketmeyeceğim’ diyorum. Fidan 50 yılda ağaç oluyor, bir testereyle kesip atıyorsunuz koca ağacı. Dalları, kalp damarlarınızdaki kan aslında, kesince fışkırıyor, akıyor boş yere, yerinde durup size can vermesi gerekirken.. Olmasa böyle, keşke olmasa. Keşke gurur, ihanet, kalleşlik, kin bilmese bu saçmasapan beyinlerimiz. Kaybetmeden anlasak elimizi tutan o elin değerini..
Son söz; bunlar kaybedilmiş bir aşkın ardından yazılan cümleler değil, aksine toplumun nacizane bana bolca örnekler gösterdiği yitik aşk fakültelerinin bölüm dersleridir. Örneklerin sahipleri bu derslerden hep kalmıştır. Ama asıl olan fakülteden atılanların bile afla geri dönme şansları olduğunu unutmamalarıdır..
Siz de unutmayın.. Affedin, affettirin.. 40 yıl sonra hala aklınızda ve kalbinizde x kişinin aşkıyla dolaşacak acıyı yaşatmayın kendinize..Fazla üstünüze geldiysem beni de affedin hafif dostları..

Bİ KAĞIDIM Bİ DE KALEMİM SERMAYEM

| 12 December 2007 23:47

bi kalemim bi de kağıdım sermayem
gezerim diyar diyar yürekleri de …dinlerim hikayelerini..
dökerim birer birer kağıda..
gölgesinde dinlenirim bi “Yar”in
bi yel eser de geçer üzerimden..
heyhaatt…burnuma ilişen “Yar”in kokusudur..
iliklere kadar hissedilen..

gitmiyor hayat..
dondu kaldı Haydarpaşadan hareket eden bi expresin buğulu camında…
damlacıklarında ümitlerim,
buharlarında hayallerim asılı…
bir cam
bir koltuk
bir çocuk değil giden o expresin içerisinde,
koskoca bir hayaaatt..
her zmanki gibi gece …
yıldızlar ve aşkkk….
hüzün damıtıyorum en yalnızlıklarımdan..
umut biriktirmeye meylediyorum akasyaların tomurcuklarından ama nafileee…
bir biirr dökülüyorlar toprağın kanayan bağrına…
yastığımın altına sakladığım resmini öpüyorum sonra!
hıh olur ya aynı anda sen de yıldızlara bakar olursun da
duyarsın kifayetsizliğini doğanın..
yanımda olmadığındaki çaresizliği..