bildirgec.org

tsm hakkında tüm yazılar

efsun

| 27 October 2008 19:30

Makine mühendisi olan Gülay Boyalar ve mimar olan Özer Dönerkaya’nın müzikal anlamdaki birliktelikleri, üniversite yıllarında Özer’in kurmuş olduğu “Pandora” adlı rock grubuna 1996 yılında Gülay’ın vokâlist olarak katılmasıyla başlar. Kemancı, Rock house, Hayal Kahvesi gibi çeşitli mekânlarda hatırı sayılır bir süre beraber müzik yaparlar.
2004 yılının başlarına geldiğimizde farklı bakış açılarına ama ortak beğenilere sahip olan ve birbirlerini müzikal anlamda besleyebilen ikili, geçen süre zarfında birçok müzik ve beste çalışması ortaya koymuş ve kişisel anlamda önemli tecrübeler kazanmışlardır.
Gerekli ortamın oluştuğuna inanan Gülay boyalar ve Özer Dönerkaya, kendi tarzlarındaki çalışmalarını seslendirmek ve yaptıkları müziği, dinleyiciyle paylaşmak için grup kurmaya karar verirler. Gruba, Farsçada büyü anlamına gelen “Efsun” adı verilir. Aynı yıl içinde, bas gitarda Tuna Erden ve davulda Ethem Uysal’ında katılımıyla Efsun grubu son halini almış olur.
Hayal Kahvesi başta olmak üzere My Moon Bar, Old City gibi çeşitli mekânlarda sahne alıp. Studyo Live, Bursa Resimli Bar, Depo gibi mekânlarda konserler verirler.

Besteleri ve kendi tarzlarında yorumladıkları cover repertuarlarıyla oldukça ilgi çeken grup, kısa sürede albüm kayıtlarını tamamlayarak 2006 yılının başlarında ilk albümleri “Duy Sesimi”ile müzik severlere göz kırpar.
Yaptıkları müziğe İstanbul rock, Anadolu rock, Folklorik rock gibi kulplar takabilir yada bu kulpsuz fincandaki iksirden bir yudum alıp derin hülyalara dalabilirsiniz…
kaynaklar;
1 2 3 4

ŞARKILAR ve DAHASI

adoxxoda | 29 September 2008 09:48

Çoğu şarkılar vardır acımızda, hüznümüzde, mutluluğumuzda kısacası her türlü ruh halimizde dinlediğimiz.Yeri gelince bizi ağlatan şarkılar vardır.Ta en başından ufacık bir çocukken ninni olarak girer hayatımıza daha hiç bir şeyi anlamadan uyutur bizi.Kimi yaşanmış hikayelerden bahseder kimiyse yazan kişinin içine sıkışmış duıygulardan.
Hangimizin yok ki bi ayrılık şarkısı ya da bir sevda şarkısı bu şarkı bizim olsun kelimesi kaç aşkta hüküm sürmüştür bilinmez.Ama şu da bir gerçekki ne tarz olursa ne tür olursa herkesin dinlediği bir şeyler var.Aşka ayrılığa gelince Sezen gelir aklıma o kelimelerinin içindeki hüznü iyi anlatır dokur onu ilmik ilmik notalara sonra kulağımızdan girip kalbimize yönlendirir.Gerçi benim öyle şu tarz ları dinlerim şu tarzları dinlemem diye bi ayrımım yok.Yeterki kulağıma hoş gelsin tarzı önemli değil.Zaten çoğu zaman değişiklik gösterir.İçinde olduğum ruh haline göre değişir dinlediklerim. Anltamayı sevdiğim kadar dinlemeyedi seven bir insanımdır.Amatör olarakta yaptığım bir kaç şarkımda var.Her insanın içinde bir sanatçı vardır.Hangimiz yazmadı ki bir dörtlük yada ufak bir söz.Herşey olabilir her şey insan yaşadıkça kabarır içindekiler.Ya dile gelir söz olur ya da ele gelir yazı olur.Konu biraz dağıldı gerçi şarkıdan girip kişiye yöneldim.Böyle olsun belli bir şeyde hüküm kılmasın yazı elime geldi yazı oldu.Şarkılar güzeldir Türk Sanat Müsikisine bence hakkettiği değeri vermiyoruz.O kadar güzel eski şarkılarımız varki anlatamam.Gerçi bu benim görüşüm kimseye zorla bir şey yaptıramazsın.Ama dinlesek dinlemeye çalışsak gerçekten süper.Elektronik müzikler dım tıslı parçalar falan derken kopmanın gereği yok.Onlarıda dinlemeyin demiyorum onlarıda dinleyin.Ama Türk Sanat Musikisine hak ettiği değeride verelim tamamen yalın ve saf.Herkes Zeki Müren,Müzeyen Senar ve Emel Sayını tanır tanımayan yoktur dimi ama tek o değilki,Suat Sayın,Belkıs Özener,Munir Nurettin Selçuk,Saadettin Kaynak daha ismini yazmadığım niceleri birde son zamanda Umut Akyürek.Umut Akyürekin söylediği “O dudaklar yine bülbülleşiyor” adlı bir parça vra böylemi yorumlanır tek kelimeyle süper.Siz yinede ne yapmak istiyorsanız onu yapın ben sadece belirttim.Şarkılar güzeldir.Şarkılar duygu yüklüdür.Bir şarkı herkese farklı gelebilir işte güzelliğide burda.Şarkıların size hep mutluğu hatırlatması dileğiyle.

Nedir bu TSM dejavuu?

Dejavuu88 | 07 December 2007 16:21

Henüz çok küçüktüm, annemlerin yatak odasındaki saksafon biçiminde tasarlanmış antika küçük radyodan Müzeyyen Senar dinlemeye alıştığımda. Her sabah aynı sırayla o eşi benzeri olmayan, o zamanlardaysa özündeki fevkalade tadı henüz damağımda hissetmediğim şarkılar çalıyordu ve tek eğlenceli kısmının sıradaki şarkıyı tahmin etmekten ibaret olduğunu sandığım bastı bacak zamanlarımdı.Hilal Çelebi Demirağ’dan akşam oldu hüzünlendim ben yine dinlemeye ne dersiniz?