bildirgec.org

toplum hakkında tüm yazılar

Korku Temelli Toplum

quanturk | 09 June 2008 10:29

Bugünlerde hemen hemen her haberde içimize korku salan olaylarla karşılaşıyoruz. Son günlerin popüler meselesi olan “dinleme ve dinlenme” iddiaları ise tüm bu korkuların zirvesi oldu diyebiliriz. Sokaktaki insandan evdeki çocuklara kadar herkes paranoyak bir ruh hali içinde eline geçen her fırsatta dinlendiğini ya gerçekten yada şakayla karışık bir şekilde dillendiriyor. Tüm bu yaşananlar ise bizler farkında olmadan kendiliğinden edinilmiş korkulara sahip olmamıza yol açmakta.
Korku, kaygı ve en sonunda paranoya sahibi bireylerin en temel özelliği ise tamamen duygusal hareket etme yani sağlıklı bir şekilde düşünememe, sağlıklı yargı sahibi olamama… Korkunun tanımına bakıldığında güvensizlik, çekimserlik gibi tanımlar karşımıza çıkıyor ama korkunun en temel özelliği belirli bir nesneye sahip olması ve ondan yola çıkarak düşünceyi ve bilinci ele geçirmesi. Hafif düzeyde korkuya örnek olarak “fobiler” verilebilir.

Rejim Kaygısı?

chesss | 05 June 2008 12:44

Şeriat = Bilumum Tümü Şeriat İle Yönetilmeyen Rejimlere Göre Kötüdür Kadınlar Eziliyor Hakları Yok Alkol Yasak Eller Kesiliyor Her Şey Yasak Özgürlük Yok En Kötüsü Çağ Dışı İlkel Bir Rejimdir ?
Aynı Şekilde Diğer Rejimleri de Çoğaltabiliriz
Örnekteki Gibi
Yani Bir Ülke Nasıl Yönetiliyorsa ANAYASASI gereği diğer rejimlerim kötü olduğunu bilmek zorunda ve insanlarına bunu öğretmek zorunda aynı ülkede yaşayan bir kısım insanların Alternatif Bir Rejim düşünmelerini yadırgamakla beraber örgütsel eylemlere mehil vermeden Ülke huzuru kaçırmamak için Kanunlarla Beraber Çoğu zaman İdam Cezası ile bile sonuçlanan neticeler almakta Alınmıştır Alınacakta Mantıken Alınması da Lazım Çünkü Yaşaması İçin ?
Fakat Bir Gerçek var Dünya üzerinde birçok ülke aynı rejimlerle yönetilmektedir…

ELEŞTİRİ-YERGİ-SÖVGÜ

teacher07 | 22 April 2008 12:15

Toplum olarak eleştiriye hiç gelemiyoruz.Hele öz eleştiri hiç yok… Yanlışı görmeden; yanlışı yaşamadan ; doğruyu bulmak, doğruyu yaşamak mümkün mü acaba? Ya da en azından ortak paydalar bulamaz mıyız eleştiri konusunda?Karşıt düşünceleri savunanlar birbirlerine katlanmak durumunda değil midir? Tartışmayı bir kavga haline dönüştürmek, katlanamamaktır. Güç ve kötü durumlara katlanamamak kavgayı getirir.Eleştiri; övgü ve yergi içerir. Hoşa giden durum, söz veye yazı övülür, doğruluğu gösterirlir.
Yergi, beğenilmeyen düşünce , söz ve yazı ya da bir durum nedenleriyle ortaya koyabilme olmalıdır.Eleştiri, tartışma, övgü ve yergi; seviyeli ve uygun şekil ve ortamlarda olursa bir yere götürür. Yoksa sonuç kavga, kötülük ve sövgüye varır.Hafif üyesi olarak, büyük üzüntü içindeyim. Yazı yorumlarında yakışıksız sözler Hafif’e yakışmıyor. Bir öz eleştiri olarak kabul edin yazımı. Hele hele sövgüler ve kabadayılanmalar … Hiç yakışmıyor. Sevgi ve saygı ne zaman gerekecek…Merak ediyorum… Niyet ne acaba?

Cem Yılmaz’a yakışır

| 10 April 2008 19:09

Cem Yılmaz’ın kendine özgü bir tarzı var.
Oynadığı filmlerde, yaptığı gösterilerde farklı karakterleri
canlandırıyor, fakat hepsinde, kendi karakterine özgü
tavırların izlerini görüyoruz.

Son olarak da, Gora filmindeki “porno film yapımcısı” rolünü
görünce “tamam” dedim.
İşte bu, Cem Yılmaz’a en çok yakışan rol.
Onun için biçilmiş kaftan.

Bu tespitimle ilgili bir yazı yazacaktım ki, olumsuz tepkileri
düşünüp vazgeçtim.

***

Daha sonra beklenmedik bir şey oldu.
Cem Yılmaz, basına ilginç bir demeç verdi.
Bu, benim için tam anlamıyla bir sürprizdi.

SORULARLA MUTLULUĞU ARAMAK

teacher07 | 09 April 2008 23:18

Mutluluğun ne olduğunu anlamaya çalışırsak
hep sorular karşımıza çıkacaktır… Verilen yanıtların
önemini beklemeden,irdelemeden sorular, sorular, sorular…Mutluluk kişiye göre değişir mi, göreceli midir?Maddi kazanımlar mı mutlu eder insanları?İnsanlar manevi mutluluk mu ararlar?Hem maddi hem manevi mutluluk aramak mı
doğru olan?Kişilik değerleriyle ne derece ilişkilidir?Yalnız ve toplumdan yalıtılmış kişiler, mutlu
olabilirler mi?Acı, üzüntü tatmamış kişiler de mutlu olabilirler mi?Sevgi duyduğumuz başkalarının başarılarından
mutluluk duyulur mu?İnsan mutluluktan neden ağlar?(Yarin yanağından başka , paylaşmak her şeyi
N Hikmet) Paylaşmak mutluluk verir mi?Her yaşa göre mutluluk değişir mi?(Yetmişinde bile zeytin dikeceksin/ Hemde öyle çocuklara falan kalır diye değil N. Hikmet)Başka insanları mutlu etmek, mutlu görmek sizi mutlu eder mi?Mutsuz olanlar kendi mutluluğu peşinde koşanlar mıdır acaba?Mutluluk; bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşmaktan doğan kıvanç durumu olarak açıklanmaktadır. Ruh bilimcilerinin açıklamalarına göre; mutluluk bir sonuçtur. Maddi değerlerle elde edilemez. Maddi değerler geçicidir. Geçici olmayan manevi değerler gerçek mutluluktur. Gerçek mutluluk, başkaları için verilen emekten ruhta kalan izlerdir.Bilmem sorulardan sonra sizde bir mutluluk kavramı oluştu mu?Gerçekten…! Siz mutlu musunuz?

Sms hasta ediyor

makaleci | 30 March 2008 22:01

American Journal of Psychiatry araştırmacılarına göre; ilaç, madde bağımlılığı gibi insan hayatına çok zararlı bağımlılıklarla benzerlik gösteren bir diğer bağımlılık da cep telefonundan ‘sürekli’ olarak mesaj çekmek. Tedavi edilmesi gerektiği belirtilen bu bağımlılığın tüm diğer bağımlılık çeşitlerinde olduğu gibi hayattan kaçmak, sorunlardan kaçmak gibi gerekçeleri olduğu da belirtilenler arasında. Detaylar burada ve şurada

Tımarhane…

sekoci | 25 March 2008 19:06

Hakim: Ayağa kalk mahkum!! Hakkınızdaki suçlamaları dinlediniz.

Savcı: Sayın hakim mahkeme yeni başladı.

Hakim : İtiraz reddedildi. Şimdi hakkınızdaki suçlamaları dinlemek üzere sözü Avukata veriyorum.

Avukat : Teşekkür ederim.

Tanık1: İtiraz ediyorum.

Hakim: İtiraz kabul edildi. Teşekkür ve itiraz etmek yasak.

Avukat: Karşınızda oturan müvekkilimin yüzündeki cani gülümsemenin kararlarımızda ve vicdanlarımızda bizi etkilemesine izin vermemeliyiz. Mahkumun toplumumuzun yapı taşlarından birine verdiği zarar yadsınamaz. Ve alacağımız karar muhakememizi takip eden gençliğe örnek olmalıdır. Bu akli iradesinin yerinde olmadığını ispatlayamayan mahkumun ; elinde bir çok fırsat olmasına rağmen babasını öldürmemekten suçlu bulunması , toplumun refahına atılacak ilk adım olup bizi de toplumun kahramanları yapacaktır.