geçen günlerin birinde, bir arkadaşım benimle konuşurken kâzârâ “tim burton” (www | imdb | google) dedi. picamalarla hazırlıksız yakalandım; elimi cebimden çıkarttım, sonradan çıkmalarımı hâl-i yoluna koydum. saygıda kusur ettik istemeden. ama vesileyle andık kendisini. o an uzun zamandır üzerine titreyerek sakladığım “the nightmare before christmas”ı (www | imdb | google) izlemenin zamanı geldi dedim; izledim; ölüp ölüp dirildim. çok iyiydi. film hakkında birkaç ilginç bilgi vermek ve tim burton hakkında bir kaç şey söylemek istiyorum: bu ilk en uzun stop-motion film; tim burton’un 80lerin başında disney’de animatör olarak çalışırken yazdığı bir şiir ile başlıyor. film haline getirilmesi planlandığında kullanılan taslaklar tim’in çok önceleri çizdiği taslaklar oluyor. karakterler ve hikaye tim’e ait. kuklacılardan, maketçilerden, animatörlerden, artistlerden oluşan dev bir ekibin 3 yıllık çalışmasının ürünü bu film. ekip bir haftada filmin en fazla 70 saniyelik bölümünü (final görüntü) üretebiliyor.