bildirgec.org

the croods hakkında tüm yazılar

Nicolas Cage

queennothing | 09 June 2009 14:18

7 Ocak 1964, Kaliforniya doğumlu Nicholas Kim Coppola, gösterişsiz bir mahallede, psikolojik sorunları olan bir anne ve işçi bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. İtalyan asıllı babası ve Alman asıllı annesinin harmanlanması olarak, bir Amerikalı olan Nicolas, ilkokulu bitirince, liseye başladı. Gün geçtikçe okuldan nefret etmeye başladı ve “The Godfather“, “The Godfather: Part II” ve “The Godfather: Part III“ün yaratıcısı olan amcası Francis Ford Coppola‘nın da etkisiyle sinemaya yöneldi.
San Fransisco’da ikamet eden American Conservatory Theater‘i bitiren Nicolas, gerçek bir çizgiroman hayranıydı ve adını, Marvel’in ünlü çizgiroman karakteri ‘Luke Cage‘ etkilenerek, ‘Nicolas Cage‘ olarak değiştirdi.
İlk televizyon deneyimini 1981 yılında, “Best of Times” ile yaşayan Cage, 1982 yılında Sean Penn‘in de rol aldığı “Fast Times at Ridgemont High“da yer aldı. 1983 yılında, adını sinema sektörüne duyurmayı “Valley Girl” sinema filmi ile başaran Cage, Martha Coolidge‘nin yönetmenliğini üstlendiği filmde, Deborah Foreman ile birlikte başrolde yer aldı. Cage, filmde ‘Randy‘ karakterini canlandırdı. 1983 yılında S.E. Hinton‘un romanından uyarlanan, amcası Francis Ford Coppola‘nın yönetmenliğini üstlendiği “Rumble Fish“de Mickey Rourke, Chris Penn, Dennis Hopper, Tom Waits gibi isimlerle birlikte rol aldı.

1984 yılında “Racing with the Moon“da yine Sean Penn ve Elizabeth McGovern ile birlikte oynadı. Aynı yıl, yine amcası Coppola‘nın yönettiği “The Cotton Club“da Richard Gere ile oynadı. Film, 2 dalda Oscar adayı oldu. Yine aynı yıl, Alan Parker‘in yönetmenliğini üstlendiği “Birdy” geldi. 1986 yılında, ‘Ned Hanlan‘ karakterini canlandırdığı “The Boy In Blue” geldi. Aynı yıl, yine amcası Coppola‘nın yönetmenliğini üstlendiği “Peggy Sue Got Married” komedisi geldi. 1987 yılında Holly Hunter ile “Raising Arizona“da rol aldı. Film, Ethan & Joel Coen kardeşlerin elinden çıktı. Aynı yıl, ünlü pop şarkıcısı Cher ile 3 Oscarlı “Moonstruck” adlı romantik / komedi filminde yer aldı.

Kariyerine dikkat edilmesi gerekenler 1: Ryan Reynolds

screamofthebutterfly | 23 July 2008 11:54

Ryan Rodney Reynolds
Doğum Günü : 23-10-1976

Bazı oyuncular vardır yetenekleri ya da yüzlerine çok fazla dikkat etmezsiniz ama işini düzgün yaptığı için bir teşekkürü hak ederler sizden. Onun oynadığı rol aklınızda kalır; ama kim olduğu umurunuzda değildir, 5 yıl sonra karşınıza harika bir filmle çıkar, başrol oynamaya başlar ve herkesin ilgisi bir anda ona çevrilir, çok büyüklerle kıyaslanır ve yavaş yavaş onlardan biri olur. Kariyerinin zirvesine ulaşır. Çok fazla belaya bulaşmazsa, özel hayatında çok büyük hatalar yapmazsa, örneğin kokain ile yakalanmak gibi, o zaman kimse onu yerinden indiremez, Bradd Pitt bu kıyasa uygun düşer Herkes bir “Fight Club” daha bekliyor olsa da o “Babel” ile işini yürütüyor, yorgun rollere, pasif kahramanlara kendini hazırlıyor. Belki eski ilahlardan olmayacak ama yinede kimse ona “sen bittin” diyemeyecek,
İşte Ryan Reynolds‘ın kariyerinin tamda bu aşamasında olduğuna inanıyorum, İleride belki bir süper kahramanı oynayacak ve biz ona ben bu adamı “Just Friends” filmden hatırlıyorum kendisi tombul bir şişkoyu oynuyordu diyeceğiz. Zaten biraz biraz ilk bahsettiğim rollerde oynamaya başladı Blade: Trinity (2004)deki Hannibal King karakteri buna örnek olarak gösterilebilir, ayrıca 2009 yılında “X-Men Origins: Wolverine” filminde Wade Wilson / Deadpool rollerini canlandıracak. Yani Gümbür gümbür ilerliyor yaşıda müsait bir ara yıldızı parlayan yok yeni Brad Pitt bu dedirten Jude Law’dan daha etkili bir ilerleme seziyorum, onun gibi verimsizleşmedi çünkü.
Kendine has bir oyunculuk tekniği olan bir oyuncu “Chaos Theory”deki Frank Allen karakteri ile döktüren özellikle kromozom testi sonuçlarını doktordan dinlediği sahnedeki tepkileri oyunculuğunun derinliğini göstermesi açısından harika bir sahne, kusursuz rahatlık sunuyor size.

Kendini çok kolay değiştirebiliyor “The Amityville Horror” filmindeki kötü adam benzeri oyunculukları ile sönük filmlerde bile onun rolünü yine biraz parlıyor.
Bir solukluk filmler vardır hani onları DVD ve televizyonda izlemeye bayılırız, işte öyle rolleri çok oynamış ve bu filmleri öyle iyi seçmiş ki ileride “bay mükemmelleri” oynadığında kimse geçmişten bir çamur atarak onu rahatsız edemeyecek. Belki abartı olabilir ama “Just Friends” ile Eddie Murphy’e bile meydan okuyabilecek seviyede oyunculuk göstermiş.
Onun izlediğim filmlerindeki rollerden biraz bahsedersem sanırım beni anlarsınız. çünkü karşınıza sürekli farklı bir tip olarak çıkacak ve üst üste 3 filmini bile izleseniz (ben izledim) aynı adam olduğunu anlamayacağınız değişiklikler yapıyor ve sizi sıkmadan filmlerini izletiyor.
Karizmatik rollerinin en etkilisi ve dramatik olanı Smokin’ Aces (2006) (Tehlikeli As’lar.) Richard Messner” filmdeki seyirciyle Ajitasyon kurabilen tek karakterdi, bu harika filmin, en harika oyuncusu oydu, güvenebileceğiniz bir polis arıyorsanız o benim dedi. Filmdeki kargaşa ve aksiyon onun yüzündeki gerilimle veriliyor işlerin ters gideceğini ifadesiyle çok iyi bir şekilde açıklıyordu.
Foolproof2003 (Kusursuz),şimdiye kadar izlediğiniz en güzel banka filmi olabilir, üstelik adam mükemmel banka soyguncusu size bir sigortacı kimliğiyle sunar. Sinsi bir zekâ ve “aslında böyle oldu finallerinin” filminde bay muhteşem kendini gösterir.