bildirgec.org

teşekkür hakkında tüm yazılar

Tüm yazarlara teşekkürler

darjeeling | 04 September 2007 13:09

Biz insanoğlu dost denenleri çok zor buluyoruz. Ben şöyle bir etrafıma baktığımda sadece bir tane dostum olduğunu görüyorum. Gerçekten sadece bir. Herşeyimi paylaşabildiğim, sonuna dek güvenebildiğim insan bir tane var. Bunun dışında hep arkadaşlarımız var. Arkadaş denenleri küçümsemiyorum. Ortaokul, liseden, üniversiteden, iş hayatımızdan bugünümüze taşıdığımız arkadaşlarımız. Kimi arar sorar, kimini sen ararsın, aramasan aklına gelmezsin, ama genelde bir kayıtsızlık bir umursamazlık vardır arkadaşlarda. Her arkadaşlığında samimi olduğuna inanmam ben. Konu nereye mi gelecek? Şu Hafif’e gireli Aralık ayında 1 sene olacak. Zaman geçtikçe buradaki insanlar birbirleriyle kaynaşıyorlar. Bu sanırım Pilli’nin diğer sitelerinde pek görülebilen bir durum değil çünkü belli konular üzerine odaklanılıyor ama bence Hafif Pilli’nin en özgür köşesi. Bu özgürlük bize arkadaşlık pekiştirmeyi bile sağlıyor. Ben mesela Linet’in aşk ve sevgiyle ilgili bana verdiği akıllara başkası olsa belki kızardım ama o Linet, benim büyüğüm, ve burdan okuduğu kadarıyla beni tanımasına rağmen benim iyiliğimi istiyor. Ne yüzümü, ne adımı, ne huylarımı tanıyor.. Shaika, daha ne kadarcık tanıyorum ki, ama bana özelden mesaj atıp şu yazımı okursan beni onurlandırırsın diyor, insanların beni bir yere yerleştirdiğini görüyorum. Xerre, yazı yazdığı ve insanlar yorum yaptığı için sorumluluklarının arttığını düşünüyor ve belkide o günden beri daha özenli yazıyor her kelimesini, sırf bizler için.. Aggali bana erkeklerin çocuk olduğunu hatırlattı ve hep kendimize en uymayacak olanları bulduğumuzu söyledi, haklıydı, ne dese haklıydı.. Strawberry75, yani nam-ı değer çilek, sırf ben üzülmeyeyim ya da kırılmayayım diye bazen yazdığı bazı yorumları bile sildi, tanımamasına rağmen kırılacağımı düşündüğünden, lise arkadaşlarımın acaba bu kadar umurundamıyım? Zez, benim nikini taşıdığım çayı içmeyi çok seviyor,ortak noktamız var. Sahlanankoç, bana umudunu hiç bir zaman yitirme dedi, yitirmeyeceğim..Suskunluk çok ama çok alem, çok yaramaz bir ufaklık ve burada yazılanları okumaya bayılıyor.. Untouchable zen sadece ve sadece içinden geldiği için sen çok iyi birisin diyor bana, durup dururken beni mutlu ediyor, insanın gözleri doluyor.. Plakton kendine çok iyi lafından pek haz etmiyor o yüzden ben mutlu kalacağım… Ve Kopanisti, Hafif’in ve dünyanın görebileceği nadir duygusal erkeklerden biri, beni her yerde savunan, hep iyiliğimi isteyen, bana söylenmiş lafı kendine sayan tuhaf mı tuhaf güzel bir insan. Beni bile şaşırtıyor..
Ve buraya daha adını yazamadığım bir çok insan.. Herbirimiz ailelerimiz ve etrafımızdaki kişiler için ayrı değerler taşıyoruz ama birşeyi bilmenizi istedim, burası ve sizler de benim için bir değer taşıyorsunuz. İyiki varsınız. Teşekkürler yazar arkadaşlarım..

TEŞEKKÜR EDİYORUM

| 03 August 2007 09:10

Gün geliyor ben bile “bana” tahammül edemiyorken bana katlandığın için;
PMS kabusunu bile “E biraz abartmıyor musun canım?” gibi son derece merhametli, sakin ve yapıcı bir cümleyle geçiştirebildiğin ve ben bu soruya :” Hiç de bile! Sen ne hissettiğimi anlayamazsın! Erkeksin işte sonuçta! Allah allah!” gibi rezil cevaplar verdiğimde bile “Offf çilek off, peki tamam, susuyorum” diye büyüklük gösterebildiğin için;
ben şımarırken gülümsediğin ve saçlarımı okşadığın için;
karnım acıkınca benden önce farkedip beni doyurmak adına elinden geleni yaptığın için;
bana çilekli çikolata aldığın için;
beraber film izleyebildiğimiz için;
ve hatta animasyonlarda benim tüm abartılı tepkilerime gülümsediğin için;
benimle kahve keyfi yaptığın için;
ve hatta hazırlaması son derece basit olan kahveye: “eline sağlık canım, çok güzel” dediğin için;
sarhoş olduğunda, gözlerimin içine dikip yeşil gözlerini: “çok seviyorum lan ben seni!” dediğin için;
köpeğime kızdığımda O’nu benim gazabımdan kurtardığın için;
en derin uykunda bile bana sıkı sıkı sarıldığın için;
national geographic izlerken verdiğim tepkilerle belgeseli katletmeme rağmen beni odadan kovmadığın için;
saçmasapan sorularıma bile sabırla cevap verdiğin için;
takıntılarımı bıkmadan dinleyip sabırla anlamsızlıklarını anlattığın için;
bana şarkılar söylediğin için;
gecenin bir vakti canım kabak mücveri istedi diye dışarı çıkıp kabak bulabildiğin için;
tekir ile barbunun farkını bilmeyen balık cahili bu kadına sürpriz yapıp tekir aldığın için;
sana aldığım kolyeyi her daim boynunda taşıdığın için;
bana oyuncak pembe panter aldığın ve çocukluk kahramanımı bana tekrar getirdiğin için;
saçmaladığımda bunu bana açıkça söyleyip doğruyu gösterdiğin için;
içimi kıpır kıpır eden gülümsemen için;
yanımda ve hayatımda olduğun için;
beni sevdiğin için;
bana seni bu kadar çok sevdirdiğin için;
bana saygı duyabilecek kadar özsaygısı olan bir adam olduğun için;
kısacası sevgilim;
“senin için” sana;
ve seni karşıma çıkardığı için Tanrı’ya teşekkür ediyorum…
iyi ki varsın…

TERKRAR!

| 13 June 2007 18:42

terk et, terkisine aldığın cüzzamlı hayatları
kurtul izbe ruhundan
ver kütür kütür kültürünü kiralık masalarda
mudileri sıska, apışaraları etli şu çakal patronalara
macunculara roman denmezdi ora’larda
roman, nobel’e sırnaşırken düzülen havalarda
çingene palamutu fingirdeşirdi fiyordlarda
amerika, salata olurken filolarla rusya’ya
cemil bey tam burada kanatıyordu melâli
terk etmeye can verdiğimiz köhne genelevi

Püf

| 13 June 2007 17:19

Zalim bir kıvılcımdı ruhun tenimde
Çizik çizik bir şarkıda ararken anasonu
İntihar burcundaki kalbim şizofren güneşle öpüşürken
Kurabiye aşklara can verirdi lohusa şerbeti asude

Jaleler düşerken travesti bir geceye
Üflesem yıkılırdı bu şehir
Lambası titrek ruhlara yakışır Allahsızlık
Melâli öldüren post-u modern bir ilahtı sünepe karanlık!

Teşekkürler Hafif

| 21 March 2007 13:32

Döktürmeye başlıyorum Hafif hakkında. Biraz uzun olarabilir benden söylemesi.
Benim Pilli ile tanışmam Sosyomat sayesinde olmuştu. O zamanlar sadece Sosyomat’ı bilirdim. Diğer Pilli sitelerinden haberim yoktu. Sonra ismim hoşuma gitmediği için hesabımı kapamak istedim. Kapatamayınca modetatör bir arkadaşa mesaj atıp kapattırdım. Yeni bir isimle tekrar üye oldum. Onda da bir arkadaşa kızdım. Bu sefer kendi üyeliğimi kendim iptal etmeyi başardım. Tabii aynı moderatör arkadaşa yine mesaj atmıştım kapanmamışsa kapatsın diye. Sonra canım sıkılmaya başladı. Dedim yine üye olayım. Tekrar üye oldum. Yalnız bir sorun vardı. Sosyomat artık üye almıyordu. Ortada kalmıştım. Dedim bari şu diğer sitelere bir bakayım. İlk önce Uçandaire’ye bakmaya başladım. Baktım harbi harbi ilginç şeyler var. Hoşuma gitti. Dedim ki “Bende yazabilir miyim?”. Bir iki deneme yaptım. Oldu. Halen arada bir yazıyorum. Sağolasın Uçandaire.
Şimdi ama asıl büyük olay Hafif’teydi bence. Hafif’e girdim. Gezinmeye başladım. Baktım bayağı ilginç yazılar var. Ben de yazayım dedim. Bir tane yazı gönderdim. Baktım bir mesaj “Bu içerik siteye uygun değil.”. Başka bir tane daha gönderdim. Baktım yine mesaj “Link yok.” diyor. Bir başka mesaj da “Sen bunu şuraya yazıbilirsin.” diyor. Dedim ki ben burada yazamayacağım herhalde. Ne yazsam geri geliyor. Sonra baktım “Mim” olayı çıkmış. Bir iki tane yolladım oldu. Ama benim amacım yazmak. Mim’len filan işim yoktu. Sonra bir deneme daha yapıp şu yazımı yazdım. Baktım sonra Kopanisti arkadaş “Merakta bırakma bizi.” diyerek yorum yazmış. Gaz verdi bize. Gazı da aldık. Dedim biraz daha deneme devam olacak bu iş. Neyse derken bir yazı daha biraz yaralı bilgiler biraz ıvır zıvır yazıyorum yayınlanmakta falan. Ama benim gözüm sayfa başında yayınlanacak yazı yazmak. Niye mi? Bana göre keşif, kral dairesi. Her yazı orada yayınlanmıyor. Ama adamlar haklı. Yoksa nasıl “Meraklı ol!” sloganı ayakta duracak. Sonra Pirinç’le alakalı yazımı yazdım. Keşif’e gönderdim. Baktım başka yerde yayınlamışlar. Kızmadım ama nedendir diye merak ettim. Lakin bana göre ilginç bir haberdi. Sonra İkonoklast’ın Florasanlı Domuzları haberini gördüm. Kendi kendime bir mukayese yaptım. Dedim ki: Şimdi benim bu Prinç haberim burada yayınlansaydı kalabalık olacaktı. Fazlalık olacaktı. Çünkü, a kişisi buraya girdiğinde benim pirinç haberini görecek ve “Yahu yediğim pilav işte. Ne olmuş? Şifresini ne yapayım.” diyecekti. Ama aynı a kişisi Florasanlı Domuzları görünce “Oha! Nasıl yapmışlar bu parıldak hayvanları!” deyip hemen okumaya girişecekti. Bu mukayeseden sonra anladım ki haber bayağı bir ilginç olmalı. Yani iyi ki yayınlanmamış dedim pirinçli yazım. Demek ki dedim editörler çalışıyor. Yazıları uygun yerlere koyuyorlar. Boş insanlar değil hiçbiri. Sonra geçen akşam internette gezerken bir haberi okudum. Bu haberle alakalı serbestte bir yazı yazayım dedim. Keşiflik olduğunu düşünsemde serbestte yazmayı düşündüm. Yazıyı yazdım. 10 dk. sonra ne göreyim? Yazı baş sayfada. E tabii bu bayağı bir hoşuma gitti. Dedim ki yine aynı editörler halen çalışıyor ve yazıyı buraya uygun gördüler. Helal olsun onlara dedim kendi kendime. Ama benim için önemli olan nokta, sonunda bende kral dairesine girmiştim. Sonunda keşifte bir yazım olmuştu.
Şimdi konuyu şuraya bağlamak istiyorum. Yazı da bayağı bir uzadı. Artık bu nerede yayınlanır bilemem. Ben uygun olduğunu düşündüğüm yere yolluyorum. Demek ki kimseler benim yazım keşifte yayınlanmıyor, yok ayrım var diye düşünmesin. Yazı nereye uygunsa orada yayınlanıyor. En nihayetinde yayınlanıyor yani daha ne istenilebilir ki? Geri de gelebilir. Buradan Pilli’ye ve Hafif’e teşekkür ediyorum. Çünkü 2 ay öncesine kadar geyik yaparken, interneti geyikten ibaret sanarken okumayı öğrendim. Şimdi iyi ki diyorum Pilli’ye üyeymişim de Hafif’i görmüşüm. Beyin jimnastiği yapabiliyorum.
Yazımı Şener Şen’in bir repliğini kendimce yorumlayarak bitiriyorum: En iyi site Pilli siteleridir. İngiltere Kralı, rahmetli başkan Kenndy, kaleci Mayer, Nadya Komanaçi… Hepsi ünlerini Pilli sitelerine borçlular.
Teşekkürler Hafif.

uçan yazı

sbaskentli | 26 April 2006 14:11

son gelişmeleri öğrendikce ne kadar acemi bir internet kullanıcısı olduğumu daha iyi anlıyorum.

Veşu an internette opretörlükde yapan netin dahi çocuklarının yardımına ihtiyacım var!!!!

Daha doğrusu bir sorum olacak ….

Az önce yazmak da olduğum ve günlüğe yazmakda olduğum bir yazı ani yaşanan elektirik kesilmesi sonucu uçuverdi……

tamam duyar gib oluyorum güç kaynağı kullansaydın vs diğenleri amam geçmiş olsun iş işten geçti….

Bazılarıda yeniden yaz diyebilir ama klavyenin başında kendiliğinden dökülen yazılardan biri idi ve benim içib orjinal hali daha önemli ……

haydar baş hakkındaki karalamalar

muhammedburgu | 06 August 2005 22:33

yapılan bütün karalamaları esefle kınıyorum.Bir daha yapılmamasını istiyorum.Prof.Dr.Haydar Baş a Türk Milletini sevdiği için mi saldırıyorlar? Yüce Türk Milletini bu kadar seven, bu kadar ayakta tutmaya çalışan bir insana yapılan saldırılar resmen zalimliktir.