Deco Goodman tarafından geliştirilen sistem yollardaki tümseklerden yararlanarak elektrik üretiyor. Koltuğa yerleştirilmiş piezo-elektrik jeneratör enerjiyi depolama işini görüyor. Herbir sarsıntı elektriğe dönüştürülüyor ve bataryada depolanıyor. Ayrıca arka tekerleğe yerleştirilmiş büyük bir rotor da tekerlek döndükçe güç üretiyor.
Elizabeth Redmond insanların attıkları adımları elektrik enerjisine çeviren bir sistem geliştirmiş. POWERleap adındaki sistem yere döşeniyor ve insanlar üzerinde hareket ettiklerinde piezoelektrik etki denen olaydan yararlanarak elektrik üretiyor. Hava alanları, spor salonları, dans pistleri, parklar, kısacası insanların yürüdükleri hemen her yerde kullanılabilecek bu zamazingo şimdilik iyileştirme sürecinde fakat yakın gelecekte yaygın olarak kullanılmaya başlandığını görmek şaşırtıcı olmaz.
Çevresel sorunların günlük yaşamı git gide daha fazla etkilemesi ve atran temiz su ihtiyacı hepimizin malumu. Ideo mühendislerinin geliştirdiği Aquaduct da işte bu noktada bir çözüm alternatifi olarak karşımıza çıkıyor. Aquaduct ile kirli suyu istediğiniz yere taşırken pedallardan aldığı enerji kullanılarak su temizleniyor. Yani temiz enerji ile hem suyunuzu taşımış, hem içme suyu elde etmiş hem de doğaya zarar vermeden istediğiniz yere gitmiş oluyorsunuz. 1,1 milyar insanın susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünürsek, henüz konsept aşamasında olan bu zamazingonun, ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlarız.
Tüketicileri bilinçlendirmek ve elektrik sarfiyatında tasarrufu teşvik etmek için tasarlanan Spark Lamp aynı zamanda güneş enerjisiyle çalışan şık bir lamba. Wireless özelliği olan ürün, gerekli destek hizmetini verebilen elektrik tedarikçisinin internet sistemine bağlanıp sahibinin elektrik tüketimini anlık takip ediyor ve tüketimin seviyesini belirten renkte ışık veriyor. Gündüz ters çevrilip güneş enerjisini depolaması sağlanan lamba kullanılmak istendiğinde yine çevrilip çalıştırılıyor. Aslında bir proje olan bu uygulama, İsveç’in karşı karşıya kaldığı enerji açığına bir reaksiyon olarak ortaya çıkmış ve henüz konsept aşamasında.
http://www.teknoloji.kuark.org/2008/04/05/hidrojen-yakitli-ucak/
Çoğu mühendislikte neredeyse standart olan ısı transferi dersinde hocamızın heyecanla anlattıkları karşısında ben de bir o kadar heyecanlandım ve birazdan okuyacağınız, insanlığın kaderini değiştirecek yeni, sıcak ve temiz teknolojiyi sizlerle paylaşmak istedim. (Hocama bu bilgileri benimle paylaştığı için teşekkürler…)
Küresel Isınma… Kimilerine göre Dünyamızın sonunun yaklaştığının göstergesi; kimilerine göre ise sıradan, daha önce de Dünyanın başından geçmiş çok da abartılmaması gereken bir konu… Son yıllarda gündemde oldukça fazla yer tutan ve büyük küçük çoğumuzun aklının bir köşesinde duran Küresel Isınmanın baş sorumlusunu aslında hepimiz çok iyi biliyoruz. Fosil Yakıtlar… Her gün işe giderken bindiğimiz arabamızdan tutunda evlerimizi ısıtan sistemlerimize kadar neredeyse bütün enerjimizi onlardan elde ediyoruz. Bir tarafta gün geçtikçe kötüye giden yaşlı Dünyamız, bir tarafta ne kadar istemesek de hayatımızın bir parçası olan fosil enerji kaynakları… E peki yok mu bu denklemin bir çözümü? Aslında var hem de birden fazla… Bunlardan birkaçı: (tehlikeli olsa da) Nükleer enerji, Rüzgâr Enerjisi, Jeotermal enerji ve içlerinde belki de en temizi olan Güneş Enerjisi… E peki nedir bu Güneş Enerjisi ve bu kadar güzel bir şeyse neden kullanmıyoruz? Ansiklopedilerde yazdığına göre güneşin merkezinde olan füzyon reaksiyonları sonucu yayılan ve Dünyamıza da ulaşan enerji. Atmosfer dışında şiddeti aşağı yukarı sabit ve 1370 W/m2 olan fakat yeryüzünde 0 – 1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösteren bu enerjinin dünyaya gelen çok küçük bir bölümü bile insanlığın tükettiği enerjiden kat kat fazladır. Nasıl kullanılır bu enerji?
BMW 7.60Li’nin kasasına modifiye edilmiş V12 hidrojen motorlu aracını test sürüşüne çıkararak hidrojen teknolojinin yaygınlaşmasına ilk en büyük katkıyı yapan şirket oldu.
3,53 $ a 150 km giden havalı araba
