Çekingen ve sessiz olduğu kadar, vakur bir ilkokul çocuğudur Ali..
Öğretim sezonunun sonuna gelinmiştir; öğretmen, öğrencilerine dağıttığı Tatil Kitabı’nın önemini anlatmaktadır.. Çocuklardan, tatilde oyun oynamanın yanısıra, bu kitabı okuyup incelemek üzere de zaman ayırmalarını ister..
Okul çıkışı, merakla, şöyle bir kitabını karıştıran Ali, evine bile ulaşamadan, haylaz çocuklardan bir oğlana, kitabını kaptırır..
Ali, amcasından borç aldığı parayla, Tatil Kitabı’nı -son bir umutla- kırtasiye dükkanlarında arayacak, bulamayınca da, kaderine razı olacaktır.. Ve kendini ve de tatilini, pek kıymetli sevgisini asla göstermeyen, -yurdumuzda bolca rastlanan- sert bir babanın, insafına bırakacaktır..
Ailesi ile Silifke‘de yaşayan ve narenciye ticaretiyle iştigal eden Mustafa efendi, -büyük ihtimal- kendi babasından devraldığı ‘manevi’ mirasla, aile bireylerine ve çevresine sert ve de ters davranan, klasik Türk babalarından bir babadır..
Adamın, karısı Güler’le olan, ‘kopuk bağlantılı’ ilişki ya da ilişkisizliği, karısının kafasında oluşan, kendisini başka bir kadınla aldattığına dair ‘zehirli’ şüpheleri, daha da alevlendirir..