bildirgec.org

st. petersburg hakkında tüm yazılar

BEMBEYAZ GECELERİYLE KUZEY’İN VENEDİK’İ ST. PETERSBURG

marjiburcu | 28 September 2009 13:06

Rusya…Hepimiz başkent Moskova’sıyla biliriz daha çok,bembeyaz tenli insanları,soğuğu ve karlı manzaraları da zihnimizin arka fonundadır.İşte St. Petersburg’da bu soğuk,yılın sadece birkaç ayında karın yerden kalktığı ülkede Venedik’i andıran görüntüsüyle içimizi ısıtan bir güzelliğe sahiptir.

Moskova’nın 715 km kuzeybatısında yer alan St. Petersburg,Rusya’da Moskova’dan sonraki en büyük şehirdir.Avrupa ‘da ise 5.büyük şehir olarak bilinir.Muhteşem mimarisi ayrıntıları ve ince işçiliğiyle gözünüzün sınırlarını zorlar.

Adım başı bir müze görürsünüz St.Petersburg’da.Şaşkınlığınızı üstünüzden atamayıp neden bu kadar çok müzeye sahip olduklarını birine sorğunuzda alacağınız muhtemel cevap ”Müzeler bizim en büyük zenginliğimiz”olacaktır.Çünkü burada yaşayan tüm insanlar tarihlerinin zenginliğiyle hep gurur duymuşlardır.

Tam zamanı

kopanisti | 23 April 2008 14:02

Satışlar hedefler tutmuş, şirket ödül vereceğini söylemişti. Aradılar yolla pasaportunu Petersburg‘a gidiyoruz dediler, içim bi tuhaf oldu. Baktım pasaporta süresi bitmiş, şu internet güzel bişey araştırıken buldum, online pasaport formu doldurdum yaptım müracatı, ertesi gün evraklarınızla beraber gidin diyo müracaatta. Gittim çıktım 2.kata, Sabah 08:30 bakındım içerde 10 kadar üniformalı çok güzel kadın memur var. Fantezi saatim de deildi ama baya bi heyecanlandım. Kimisi çay içiyor, kimisi ikili sohbet ediyor, kimisi gazetelere bakınıyor. Bikaç kişi de nerden geldi şimdi bu der gibisinden bana bakıyor. Heh burda işte masanın birinin üstünde bir tabela ”internet müracaatları” yanaştım yanına. Buyrun hoşgeldiniz. İnternetten müracaat etmiştim de onun için geldim dedim. Kimliğiniz dedi yumuşak bi sesle, uzattım nazikçe. Birkaç tuş tıklaması yaptı klavyede, bikaç saniye sonra printırdan benim müracaat formu gözüktü. Kimlik ile formda yazılanları kırmızı kalem ile çek etti. 3 fotoğraf dedi, uzattım fotoları. Elleri bembeyaz , yüzük yok, tırnakları kısa ama kırmızı ojeli. Fotoları zımbaladı formun üstüne. Nüfusu bana uzatırkan fotokopisini alayım dedi. Hazırlıklıyım, şak diye uzattım fotokopiyi, onu da arkasına zımbaladı. Hepsini birden sarı zarfa tekrar zımbaladı. Pasaportunuzu alayım dedi. Şak diye uzattım. Zarfa attı. Buyrun tamamdır, aşada vezneye ücretini yatırın saat 5 de gelin alın dedi. Çok teşekkür ederim dedim. Baktı ilk kez suratıma hafifçe gülümsedi.
Vezneye vardım, memur aldı zarfı, bi fiş doldurdu, karşıya gidin ücretini yatırın makbuzu getirin dedi kısa ve öz olarak. Hızlı ama koşmayan seri adımlarla karişıya gittim vezneye parayı yatırdım, 2 yıllık pasaport vize harcına 246.80 YTL ödemek içime oturdu. Petersburg’u düşününce kabusum çabuk geçti. Gitti maaş gitti dedim içimden. Makbuzu aynı seri adımlarla memura geri götürdüm o da aynı serilik ve hassasiyetle makbuza baktı, kırmızı kalemle çek etti ve o da zarfa çaktı, bana ufak bi kaat uzattı, saat 5de gelip alabilirsiniz. TeşekkÜr ederek uzaklaştım.
Saat 5de aldığım pasaporu 2 vesikalık fotoğraf eşliğinde seri adımlarla yürüyerek şirket bölge müdürlüğüne götürdüm, vize alınması için ilgili müşteri temsilcisine teslim ettim.
Petersburg, tam zamanı…

Hermitage

nevdalist | 03 February 2008 13:59

İsmim Hermitage. Rusça’da ermitaj diye okunuyor. Hermitaj da diyenler var. Oysa ismim tam olarak Hermitage diye yazılıyor. İsimleri kısaltmak yanlış söylemek de bir katliamdır. Dünyanın en büyük, en gösterişli müzelerinden biriyim. Savaşlar yaşayan, ismi habire değişen, zarif mimari yapıların olduğu bir şehirdeyim. Bu şehir masalsı bir yer. Beyaz Geceler yaşandığında günbatımını hiç görmeyeceğini sandığınız bir yer. Dostoyevski bu şehri sevmedi, ama. Suç ve Ceza kitabını yazdığı bu şehre şöyle diyecekti: