bildirgec.org

siyaset hakkında tüm yazılar

Hürriyet’in Arka Yüzü

Bilgin Turk | 11 April 2008 11:45

Gün geçmiyor ki ülkemizde skandal yaşanmasın

Gün geçmiyor ki emperyalistlerin ülkemizdeki işbirlikçileri,

Ülkemizi bölmek ve parçalamak için girişimlerine ortaklık etmesinler…

Bu sefer ülkemizin en saygın ve tirajı yüksek gazetelerimizden Hürriyet,

Spor ekinde Türk basketbol takımlarının Avrupa’daki mücadelesini anlatan haberde yayınladığı harita da,

Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerimiz çıkarılmış bir şekilde yayınlanması

Emperyalistlerin ülkemizi bölme emellerine ortaklık mı ediyor sorusunu aklımıza getirdi?

Büyük Devlet Olmak

Bilgin Turk | 08 April 2008 13:10

Yıllardır büyük devlet olmanın belli kuralları vardır deriz.

Bunlardan biri dik duruş göstermek ve asla taviz vermemektir.

Bir kez taviz verirseniz onun ardı arkası kesilmez.

Önce büyük devletlere siz istediğinizi verirsiniz, sonra onlar istediklerini alır” ve bunun önüne geçemezsiniz en sonunda Osmanlı imparatorluğu gibi bilinen dünyanın en büyük devletinin hazin sonunu yaşarsınız.

4 Nisan da bazı haber ajanslarına düşen haberde; “Japonya’nın başkenti Tokyo’nun güneyindeki Yokosuka’da 19 Mart’ta bir taksi şoförünü bıçaklayarak öldüren donanma üssünde görevli ABD askeri Olatunbosun Ugbogu, Japonya’yı ayağa kaldırdı. Daha önce de ülkedeki ABD askerlerinin işlediği suçlar nedeniyle sıkıntı çeken Japonya, ABD’den açıklama istedi. Basın da olayın üzerine gidince, ABD ordusu dün Ugbogu’yu Japonlar’a teslim etti.” Diye haberden bahsetti.

tartışmalara son noktayı siz koyun

mentor | 02 April 2008 07:56

Elbette herkes gibi benim de siyasi ve dini görüşlerim var ama bu konularda tartışmaya girmekten nefret ederim. Hele bir de karşımdaki kişi sınırları aşıyorsa hiç bulaşmam. Sonuçta ne ben fikrimden dönerim ne karşımdaki döner. Geniş kapsamlı olduklarından bildirgec ve hafif’te sık sık bu tür tartışmalar çıkıyor. Kimileri havadan nem kapıyor. Olmadık yerlerden olmadık anlamlar çıkarıyor. Hatta bazen küfürleşmeler bile oluyor. aslında kişiler de belli. birkaç kişi sürekli her yazıda birbirine sataşıyor. bir önceki yazıda yazılan cümlelerin aynıları tekrar tekrar karşımıza çıkıyor. Her ne kadar bu durumları görmezden gelsem de bazen bildirgec’in tadı kaçıyor. wordpress’in yeni sürümünü, tarayıcıların acid3 testindeki durumunu incelerken sağ tarafta 40-50 ahkam kesilmiş bir yazının sürekli tepeye zıplaması beni ziyadesiyle rahatsız ediyor.
gelelim konumuza. ben küçük bir oyun oynuyorum böyle durumlarda ve genellikle eğer iki kişi 2-3 dakika arayla birbirine cevap vermiyorsa tartışmalar bitiyor. efendim tartışmalar genellikle uzun süre devam ettiğinden yazı birinci sayfadan gerilere düşüyor zamanla. sağda son yorumlar bölümünde göründüğünden tartışmalara sürekli yeni kişiler katılıyor. kimseye yararı olmayan bu saçma sapan konuların yanında sitelerde çok güzel yazılar da var.
yapmamız gereken tek şey yazıyı ana sayfadan düşürmek. bunun için öncelikle 15-20 güzel, tutulacak yazı açıyoruz. tümüne yorumlarımızı bir güzel yazıyoruz ama gönder butonuna basmıyoruz. eğer basarsak tartışma sürdüğünden konu yine üste zıplayabilir. 15-20 yorumun gönder butonuna yorumları yazdıktan sonra ard arda tıklıyoruz. bir anda sağ sütun bizim seçtiğimiz konularla doluyor. şanslıysanız tek seferde tartışma bitiyor. bitmezse aynı şeyi bir daha tekrarlıyorsunuz ve sağda konuyu göremeyenler çoğunlukla yeni yorum gelmediğini sanıyor. az önce bu şekilde, pek hararetli bir tartışmayı daha -tek seferde- bitirdim. eğlenceli oluyor. hiç mesaj yazmadan konuya son noktayı koyuyorsunuz. tavsiye ederim. 🙂

gemiler doğular batılar

kahramancayirli | 29 March 2008 09:57

bazen koca bir kitap, sayfalarca makale kaleme alırsınız ama bir fotoğrafın, birkaç sözcüğün gücüne ulaşamazsınız..
radikal gazetesinin yorum sayfasını çok beğenirim. dünyanın bizi nasıl gördüğüne dair öyle güzel gözlemler, öyle güzel yazılar yayımlıyorlar ki..
lafı uzatmayayım, şu yazıyı mutlaka okuyun istiyorum. şu sözün olduğu kısmı lütfen dikkatli okuyun, öyle hoşuma gitti ki: “türkiye doğu’ya doğru ilerleyen bir gemidir. güvertedekilerse batı’ya gittiklerini sanıyor. aslında doğu’ya giden bir geminin üzerinde batı’ya doğru koşuyorlar”

başka güzel yazılarda görüşmek üzere..

şebnem işigüzelin yeni, siyasi romanı

kahramancayirli | 21 March 2008 13:36

şebnem işigüzel, yola öyküyle çıkan, iyi bir yazar. 18 yaşında yazdığı olay yaratan öykü kitabı hanene ay doğacak, senelerdir başucu kitabımdır, hayata tahammül edemedikçe açar açar okurum vs..
sonra romanlar yazdı, deneme kitapları, başka öykü kitapları..romanlarından sarmaşık ve çöplük’ü okumuştum. özellikle sarmaşık’ı epey beğendiğimi hatırlıyorum..
çöplük’ün üzerinden 4 sene geçti neredeyse..yeni kitabını merakla bekliyordum şebnem işigüzel’in. sonra bir gazetede rastladım ismine. siyasi içerikli bir roman kaleme almış, 600 sayfa civarında..2006’nın 12 eylül’ü yakınlarında yayımlanacak deniyordu orada, oysa o haberin üstünden bir 12 eylül daha geçti, hatta gelin görün bahar geldi, henüz ses yok kitaptan..merakla bekliyorum..aslında bu vakti de boş geçirmeyip işigüzel’in diğer kitaplarını okuyabilirim..çünkü bir yazarın yönetmenin şarkıcının kısaca sanatçının bütün işlerini takip etmek muazzam bir keyif..

türban, içki, kumar

| 13 February 2008 01:25

1980’li yıllardan beri zaman zaman alevlenen, zaman zaman durulan tartışmalarla türban bir ölüm kalım meselesi haline geldi. annelerimizin, ninelerimizin güzelim baş örtüsü döndü bir garip kuşa.

işin trajikomik bir yönü de var…
siyasilerin büyük bir açlıkla üzerlerine saldırdığı müslüman vatandaşlarımız sevinç içinde…
dini vecibelerimiz yerine getiriliyor diye…

türkçe kuran-ı kerim diyanet mealini inceledim. başörtüsü ile ilgili nur suresini buldum. gerçekten de, iktidar örtünme konusunda dinimiz emirlerinin yerine getirilmesini sağlayarak, oldukça hayırlı bir iş yapmakta.

Mısır’daki Coptic Sempozyumu

| 12 February 2008 00:29

Ortodoks bir Coptic Rahibi
Ortodoks bir Coptic Rahibi

Al Jazirra/English’te bir tartışmada karşılaştım Coptic kavramı ile. Mısırlı Hristiyanlara Coptic deniyormuş. Dinleri farklı olmasına rağmen, dil ve etnik kökenleri Müslümanlarla ortak. Coptic, Yunanca kökenli bir tabir. Geçtiğimiz hafta Mısır’da ilk defa bu insanların sorunlarının tartışıldığı bir Coptic konferansı düzenlendi. Baskılar nedeniyle bundan önceki konferansların ABD ve Avrupa’da yapıldığı belirtildi programda. Nüfusun %10’unu oluşturan Hristiyanların yaklaşık %90’ı Coptic Hristiyan Ortodoks Kilisesi’ne bağlı ve Mısır, Ortadoğu’da (ve Kuzey Afrika’daki) en büyük Hristiyan nüfusu barındırıyor. Dünya çapında ABD, Avrupa vb.’ne yayılan sayı ise 1.5 milyon dolayında. Konferansta eşit vatandaşlık haklarının elde edilmesi, daha fazla siyasi temsiliyet (454 kişilik parlamentoda sadece 5 Coptic milletvekili bulunmaktaymış), tüm vatandaşlara ortak kimlik kartı tahsisi (kısaca, din bilgisinin kimliklerden kaldırılması talebi), kiliseler üzerindeki kontrolün kaldırılması ve Hristiyanlara kilise tamir/inşa haklarının verilmesi (camilerde böyle bir kontrol yokmuş) taleplerini dile getirmişler. İbadethanelerin tanzimi konusunda da talepleri olan Coptic’lerin bu görüşleri için tartışmaya katılan bir siyaset bilimci, devletin her türlü ibadethane için ortak bir kanun düzenlemesini ve hepsi ile aynı ölçüde ilgilenmesi gerektiği önerisini getirdi.

türban, sermaye, iktidar, medya

| 10 February 2008 16:35

ulusal ve uluslar arası sermayenin emir eri iktidar ve medyanın amacı, türbanı halkın gözlerine bağlamaktan başka bir şey değil.

bu iki grup için kadınlar sadece birer araçtır. türk kadını, halkı ülke sorunlarından ve gerçeklerden olabildiğince uzak tutmak amacıyla kullanılmaktadır.

bu iki grup için dinin de, laikliğin de, halkın da herhangi bir anlamı yoktur. onlar için önemli olan tek şey ellerindeki güçtür. bu gücü kaybetmemek adına her yola sapabilirler.

avrupa birliği, kıbrıs, orta doğu, pkk, güney doğu, fırat ve dicle, petrol, doğal gaz, enerji, gelişmiş ülkelerin üzerimize yığdığı eski teknoloji, aydınlanma çağını kaçırmış halkımız, sağlık, eğitim, gelir… say sayabildiğin kadar… bütün bunları hallettik… sıra geldi siyasetçilerin kendi yarattıkları türban sorununu çözmeye…