bildirgec.org

Sinepil hakkında tüm yazılar

Hell Ride (2008)

heavybear | 11 July 2008 12:51

Yönetmen ve Senaryo Yazarı: Larry Bishop
Oyuncular:Larry Bishop,Dennis Hopper, Micheal Madsen,Eric Balfour, Cassandra Hepburn

Filmin sitesi
IMDB sayfası

Kill Bill 2’de Larry Gomez’i canlandıran Larry Bishop bu filmde hem yönetmenlik hem de oyunculuk görevlerini üstleniyor. Quentin Tarantino ise bu filme sadece sponsor olmuş. Ancak Quentin Tarantino’nun yazıp yönettiği “Death Proof” filmine bakıldığında bu filmde isminin neden geçmesini istediği açıkça görülebilmektedir.Çünkü yapılan iki film de B filmi özelliklerini taşımaktadır.Filmin fragmanında Pistolero (Larry Bishop), the Gent (Micheal Madsen) ve Commanche (Eric Balfour) lakaplı üçlünün hem kendi geçmişleri hem de kendi çetelerinden bir kadının öldürülmesi nedeniyle motorlarına binip katilleri bulmaları aşamasında başlarından geçenleri görmekteyiz. Fragmanda gördüğümüz bol silahlı sahneler, filmin çekildiği mekan bu filmi modern western filmi olarak adlandırabileceğimizi gösteriyor. Film Amerika’da 8 Ağustos 2008 tarihinde gösterime girecek.

Max Payne (2008)

heavybear | 11 July 2008 10:12

Yönetmen:John Moore
Senaryo:Sam Lake, Shawn Ryan
Oyuncular: Mark Wahlberg, Mila Kunis, Beau Bridges, Marianthi Evans

Oyun dünyasında büyük yankı uyandıran Max Payne’in sinemaya uyarlanacağı haberleri de oyunun yankıları kadar büyük olmuştu. Nihayet filmin fragmanı da izleyicilerin beğenisine sunuldu. Özellikle müziklerin güzelliği ve oyundaki karakterin yapabildiği hareketlerin filmde de sadık kalınması ilk göze çarpanlar. Film Amerika’da 17 Ekim 2008 tarihinde gösterime girecek.

Film Afişleri Ödülleri Sitesi

lee ion | 10 July 2008 15:00

www.impawards.com
www.impawards.com

impawards.com
adlı site yıllara göre en iyi ve en kötü film afişlerini seçmiş. Ayrıca sitede 1912′ den 2009’a kadar gösterilmiş veya gösterime girecek olan filmlerin afişleri yer almaktadır. 22,000 afişi arşivinde barındıran bu site, internetin en büyük film afişi arşivine sahip sitelerinden biridir.

1912 yapımı Richard III filminin afişi
1912 yapımı Richard III filminin afişi

Sitenin anasayfasında gösterime girecek filmler, box office sıralaması, film afişleriyle ilgili son haberler yer almaktadır.

Yıllara göre filmleri sıralayabileceğiniz gibi, ister başrol oyuncularına, ister yönetmenine, ister afişin dizaynerına göre de sıralayabiliyorsunuz.

Adında anlaşılabileceği gibi site 1999’dan günümüze kadar film afişlerini en iyi ve en kötü olarak seçmiş ve onlara ödüllerini bu kategorilerde vermiş. Bu bölüm sitenin yıllık ödüller sayfasında yer almaktadır.

Ayrıca sitede en son televizyon dizilerinin afişlerinin de yer aldığı bir bölüm bulunmaktadır.

Narnia Günlükleri: Prens Caspian (eleştiri)

menese | 10 July 2008 10:56

Ünlü İngiliz yazar C.S. Lewis’ in ‘Narnia Günlükleri’ başlıklı fantastik seri romanlarından yararlanarak çekilen ilk film olan “The Chronicles of Narnia: The Lion, The Witch and The Wardrobe” (Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap)’ da yaşanılan olağanüstü maceraların üzerinden bir yıl geçmiştir.

Talebelik yaptıkları şu gerçek ama sıkıcı dünyamızdan yeniden Narnia’ya dönen kahramanlarımız yani Peter, Susan, Edmund ve Lucy Pevensie kardeşler, orada bu bir yıllık süreç içinde, -Narnia zamanıyla- 1.300 yıl geçmiş olduğunun farkına varırlar.

Pevensie kardeşler, Narnia ülkesine bu kez, -ilkinde olduğu gibi- oyun oynarken tesadüfen keşfettikleri dolap yoluyla değil, Londra’daki bir metro istasyonundan geçiş yaparlar.
İstasyona giren bir acayip trenin açtığı yoldan, yeniden o -bir nevi- ‘paralel evrene’ yani büyülü Narnia’ya kral ve kraliçeler olarak geri dönmüşlerdir.

İlk gördükleri cennetten bir köşe güzelliğindeki yer onlara yabancı gelmeyecektir ancak aradan geçen zamanın oralarda çok şeyi değiştirdiğini de ibretle göreceklerdir.

Onların yokluğunda Narnia’nın Altın Çağı sona ermiştir.
Artık buralarda uzun yıllar önce Narnia’nın çeşitli boy ve ebattaki konuşan hayvanlarını ve altı hayvan, üstü insan şeklindeki yaratıklarını falan ortadan kaldırmış bir devlet, Telmarineler hüküm sürmektedir.

Masumiyet (1997) Bir Zeki Demirkubuz Filmi

XemBiLL | 09 July 2008 16:47

Masumiyet afiş
Masumiyet afiş

Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Senaryo: Zeki Demirkubuz
Görüntü:Ali Utku
Kurgu: Mevlüt Koçak
Müzik: Cengiz Onural
Oyuncular: Haluk Bilginer, Derya Alabora, Güven Kıraç

Bir Zeki Demirkubuz filmi Masumiyet…

Bir yanda hapisten yeni çıkmış ve kendini boşlukta bulan Yusuf (Güven Kıraç) , diğer yanda 20 yıllık aşkının peşinden sürüklenen Bekir (Haluk Bilginer), ve bir hayat kadını olan Uğur(Derya Alabora)

Uğur ve Bekir ile bir otelde yolları kesişen Yusuf’un masumiyeti tüm çıplaklığıyla ortaya serdiği bir başyapıt.

Zeki Demirkubuz dibe vurmuş insanların acı öyküsünü iyi bir yönetim ve oyunculukla ustaca işlemiştir.

Bekir otelde Uğur'a silah çeker
Bekir otel’de

Bekir’in kırda 20 yıllık aşkını ve başlarından geçen onlarca olayı ve hatta aşkın tarifini 8 dakikalık muhteşem anlatımıyla ortaya koyduğu sahne filmin en çarpıcı sahnelerindendir…

”hep denedin hep yenildin.olsun.yine dene yine yenil”

Samuel Beckett’ın bu sözleriyle sona eren filmi tekrar tekrar özümseye özümseye izleyin…

2005 yılında çekilen Kader ise Masumiyetin devam filmi niteliğindedir. Uğur ve Bekir’in tanışmalarını anlatır. Fakat bence Masumiyet kadar çarpıcı oyunculuklar gösterilmemiştir…

Frank Gehry’nin Çizimleri/Sketches of Frank Gehry

lovesredcloud | 09 July 2008 15:15

Sketches of Frank Gehry, 2005
Yönetmenliğini geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Sydney Pollack’ın üstlendiği başarılı uzun metrajlı belgesel. bu belgesel yönetmenin son filmi.
Filmde dostu ve dünyaca ünlü mimar Frank Gehry’yi konu alıyor. Film Pollock’un kelimeleriyle “ticari dünyada farklı bir şey yaratmak için bir dilim mekan” arayan iki profesyonelin arasında geçen uzun bir sohbet niteliğinde.
Film süresince Gehry’nin tasarım sürecini, çizimlerinin nasıl binalara dönüştüğünü izliyoruz.
Bu belgeseli bu sene istanbul film festivalinde izleme şansına sahip olmuştuk. şayet izlememiş olanlar için istanbul modern’in düzenlediği Tasarımın Üç Hali dizisinin 3. ayağının gösterildiği şu günlerde temmuz ayı boyunca gösterimde olacak.

Guy Ritchie

lee ion | 09 July 2008 12:30

Guy Ritchie
Guy Ritchie

Kral I. Edward’ın soyundan gelen ve Loton Park baroneti Sir Michael Leighton’un üvey oğlu olan Guy Ritchie, 19 Eylül 1968’de İngiltere’de Hertfordshire’da dünyaya merhaba demiştir. Ritchie, disleksi ( öğrenme bozukluğu ) hastasıydı. Bu sebeple bu konuda özel olarak eğitim veren en iyi okullardan biri olan Stanbridge Earls’de eğitim aldı. Ritchie, 15 yaşına geldiğinde kız kardeşiyle birlikte Oxfordshire’da bulunan Sibford Yatılı Okulu’na devam ederken buradan uyuşturucu kullandığı için kovuldu. Fakat o günden günümüze film ve müzik sektörünün en önemli yönetmenlerinden biri olmayı başardı.

Yönetmenlik serüvenine reklam filmleri ve müzik grupları için çeşitli video klipler çekerek başlayan Guy Ritchie, bu işteki başarısının ardından 1995 yılında “The Hard Case” adlı 20 dakikalık ilk kısa metraj filmini yönetti. 1998 yılına geldiğimizde ilk uzun metrajlı filmi “Lock, Stock and Two Smoking Barrels”’ı (Ateşten Kalbe Akıldan Dumana) çekti.

Jason Statham
Jason Statham

Bu filmiyle otoritelerin dikkatini üzerine toplayan Ritchie, ismini daha geniş kitlelere duyurmayı başarmıştır.Ayrıca bu filmle 1999 MTV Film Ödülleri’nde En iyi Yeni Yönetmen Ödülüne layık görülmüştür. Oldukça başarılı olan filminde sinema dünyasıyla yeni bir yıldız Jason Statham’ ı (filmde Bacon rolünde) da tanıştırmıştır.Statham’ ı daha sonra Transporter,Crank ve Snatch’de de izlemiştik.

Vinnie Jones
Vinnie Jones “Lock Stock” ta

Ayrıca eski futbol oyuncusu Vinnie Jones’a (Big Chris) bu filminde aktör olarak yeni bir kariyere başlamasına olanak sağlamıştır.Tam adı Vincent Peter Jones olan Vinnie Joneseski futbolcudur. Jones Galler Milli Takımı’nın kaptanlığını da yapmıştır. Jones ‘u da daha sonra Snatch,Gone in 60 Seconds,Eurotrip’te de izlemiştik.

İlk filminin ses getirmesinin ardından 2000 yılında, ikinci uzun metraj filmi Snatch (Kapışma) gösterime girdi. ‘Lock,Stock and Two Smoking Barrels’ ta birlikte çalıştığı Major Stüdyo ile bu filmde de çalışmaya devam eden Ritcihe başarısının devamını getirdi. Snatch’de Brad Pitt, Benicio Del Toro, Dennis Farina gibi Hollywood starlarının yanı sıra daha önceki filminde de çalıştığı Vinnie Jones ve Jason Statham’ı da bir araya getirdi. Karakterlerin birbirlerinin yaşamlarına girip çıkarak etkiledikleri karmaşık ve yaratıcı bir hikaye yapısı kullanan ve zamanla oynayıp, olayları farklı perspektiflerden gösterdiği bu filmde, Stanley Kubrick klasiği ‘The Killing’i anımsattı. Ritchie’nin bu filmi çok sevildi ve oldukça iyi eleştiriler aldı.

Statham ve Pitt
Statham ve Pitt “Snatch” de

Nosferatu (1922)

heavybear | 09 July 2008 10:36

Yönetmen : Friedrich Wilhelm Murnau
Oyuncular:Max Schreck, Gustav von Wangenheim,Greta Schröder, Alexander Granach

IMDB sayfası
İzlemek için

Bram Stoker‘ın Drakula isimli kitabından bir uyarlamadır. Ancak Alman yapımı olan filmde söylenmeyip telif haklarından kaçınılması için bu durum kullanılmıştır. Ama daha sonra Bram Stoker hakkını almış ve yasal olarak da hakkını kazanmıştır. Siyah beyaz ve sessiz olarak çekilen film günün şartları göz önünde bulundurulduğunda gayet güzel bir film olarak nitelendirilebilir. Ayrıca filmin gidişatına göre değişen müziklerde izleyenleri germektedir. Akılda kalıcı olarak da en çok müzikler ön plana çıkmaktadır. Filmin çekimlerinde kullanılan ışıklar siyah beyaz olarak çekilen filmi daha da ilgi çekici hale getirmiştir. Özellikle Graf Orlok (Drakula), filmin vampiri, iş üstünde iken onun gölgesinden takip edilmesi zamanının korku filmleri vizyonunu geliştirmiştir.

Angelina Jolie

queennothing | 08 July 2008 17:00

Midnight Cowboy” (1969), “Catch-22” (1970), “Deliverance” (1972), “Anaconda” (1997) ve 2007 yılında gösterime giren “Transformers” gibi başarılı yapıtlardan tanıdığımız Jon Voight (Jonathan Vincent Voight) 12 Aralık 1971 tarihinde aktris Marcheline Bertrand ile evlendi. 11 Mayıs 1973 tarihinde ilk çocukları James Haven Voight dünyaya geldi. 4 Haziran 1975 yılında ise, çiftin ikinci çocukları Angelina Jolie Voight doğdu. (Los Angeles)
Jon Voight’un erkek kardeşi Chip Taylor da film müzikleri yapıyordu. Angelina’nın vaftiz annesi Jacqueline Bisset ve vaftiz babası Maximillian Schell de dahil ailede hemen herkes sinemayla yakından ilgiliydi.
1976 yılında Voight ve Bertrand evliliği ayrılıkla sonuçlandı ve çift, 1978 yılında resmen boşandı. Angelina ve James, annesi ile New York’a yerleşti.
1982 yılında baba Voight, anne Bertrand ve küçük Angelina ilginç bir şey yaptılar; “Lookin’ to Get Out”. Hal Ashby’nin yönetmenliğini yaptığı filmde aile bireylerinin yanı sıra Ann-Margret ve Burt Young da rol aldı.
Annesiyle sık sık sinemaya giden Angelina, filmlerde rol almak istiyordu. Aktris olan annesi, Angelina’nın bu isteğini destekledi ve onu “Lee Strasberg Theatre and Film Institute”ye gönderdi. Burda 2 yıl oyunculuk eğitimi alan Angelina, bir çok şehir tiyatrosunda rol aldı.

New York, büyülü bir şehirdi. Dışarı çıkınca film yıldızlarıyla karşılaşmak Angelina için oldukça heyecan vericiydi. Ama annesi ve kardeşi Los Angeles’a geri dönme kararı alınca Angelina da “Beverly Hills High School”a yazıldı. Genelde yüksek mertebeden ve zengin insanların çocuklarının okuduğu B.H.H.S, Angelina’yı bir hayli zorladı.
Bu sırada Angelina, bir modellik ajansına başvurdu. Başvurusu kabul edilmeyen Jolie, bileklerini kesti. Yıllar sonra bile bıçak koleksiyonuna her baktığında bu olayı hatırlayacaktı.

Ebola Syndrome

emrextreme | 08 July 2008 16:15

Ebola Syndrome

Yönetmen: Herman Yau
Oyuncular: Anthony Wong Chau-Sang, Yeung Ming Wan, Fui-On Shing, Wong Tsui-ling, Miu-Ying Chan, Meng Lo

Özet:
Kai, Çin’de patronu ve patronun karısını öldürür ve Güney Afrika’ya kaçar. Burada bir Çin lokantasında çalışmaya başlar. Sapık ruhlu bir kişiliğe sahip olduğu için Zulu kabilesinden bir kıza tecavüz eder. Tam da bu sırada Güney Afrika’da ebola virüsü salgını başlamıştır fakat Kai bu virüse karşı doğuştan bağışıklığa sahiptir ve sadece taşıyıcı konumundadır. Tek bir tecavüzle yetinmeyen Kai yeni patronunun karısını da tecavüz eder ve patronuyla birlikte ikisini de öldürür. Bunca etin ziyan olmasına dayanamayıp mezara götürmez ve parçalara ayırıp yemek olarak servis yapar. Lakin ebola virüsü bu etlere bulaşmıştır. Polis burada da peşine düşünce Hong Kong’a geri dönerek virüsü yaymaya devam eder.
*