bildirgec.org

şımarıklık hakkında tüm yazılar

Tiki(ler)

gedaiask | 31 December 2008 09:43

kendilerini homo sapiens sapiens sapiens formunda gören, sadece ankara yahut istanbulda değil, yurdumuzun çoğu vilayetinde mevcut olan, daha doğrusu lacoste , armani, tommy hilfiger, chanel, paul & shark gibi markaların ürünlerinin satıldığı şehirlerde bulunan,”ay tanjuuu bugün nike giydi ondan ayrılsam mı acaba??” deyip, kendisine “niye” diye sorulduğunda ” nike artıkın herkes giyiyooo…onu ben 10 sene once kimse alamazken giyiyordum çünkiii..” diye cevap verdikten sonra yüce tiki divanından onay alıp tanjusundan ayrılabilen, iyi bir markayı güzel göründüğü için değil, sadece üzerindeki timsahcık,kartal kanadı, köpek balığı, kıçları birbine girmiş iki tane c harfi, d ve g harfleri gibi basit küçük armalar olduğu için satın alan, değil şu güzel ülkemizin ekonomik açıdan en şanslı %5 lik diliminde olduğu için tanrıya şükretmek, ortamlarındaki en kötü araba kendisinde olduğu için “lanet olsun porche arabam nasıl olamaz bıktım audi tt den… demmek ki allah beni sevmiyor, o zaman al sana lanet olasııı.. ben de ateist olurum…bak oldum..zaten bu aralar ateizm in, teizm out..” diyebilen,her zaman tüketen , (zaten ondan insanlığa ,vatana yurda hayır bekleyenlerin… ) , aşağılık olarak gördüğü ilkel afrika kabilelerinden zihin olarak yüz kat daha iptidai insan modeli…

çareBiz miyiz??

emotionnnnn | 29 March 2008 14:00

Her zaman bir çare vardır.Yeter ki cesaretin olsun ..
Geçen akşam ( hani son umut fidanımın da suyunun kesildiği o hazin gece..Hani istenmediğim konusunda son kez ve net bir dille uyarıldığım,aralık kaldığı sürece girmeye zorladığım ve sonunda yüzüme kapatılan kapıya bakakaldığım o gece …)

‘’Çok çaresiz hissediyorum kendimi’’ dedim.Yüksek sesle söylediğime eminim ama kime hatırlamıyorum,belki de kendi kendime .. Hiçbir çıkış yolum,yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı artık…BİT – MİŞ – Tİ !!! ve BİT-MİŞ-TİM!!!

Sanki ilk kez aşık olmuş gibi ,sanki bilmiyormuş gibi bunun her seferinde yaşanılan bir acı olduğunu,geçeceğini ve bir gün hayretle hatırlanacağını..Ve her seferinde bu diğerinden farklıymış gibi hissettirdiğini..

o filmdeki şımarık hayat

AOLradiohead | 22 December 2006 02:27

Hayat bir film çıkış başlamış olabilir belki de bir insan için. Güzel bir yağmur inceden yağarken, gözlerinin ışıltısından gökkuşağı oluşturmak gibi bir şey gibi gelir hayal kurmak. Yeni yetme bir dünyada ilk adımını atmışlık hissi gibidir gerçek bir hayali kurmak. Filmin bitmesine hiç bu kadar sevinmiş olamazsın belki de. Belki de, belkiler asıl olan gerçeklerdir senin için artık, yeni kararların arasında elini cebini sokup , haki yeşili, kalın, kaşe montunun kapşonundan sarkan cılız tüylerden karçarak baktığın dünyaya karşı, bir sigara daha yakma isteği gibi. Bir elin sigaranı araken, diğeri beklenmekte olan ateşin suflörü olan çakmağa gider, ısınmak süsü verilmiş bir yangının tetiğidir aklına gelen o mücizevi hayat ışıklarının salınan,tutuncuya çalan, sarı-sıcak yansımasında. Yakılır sigara ve elin düşlediğin bir kızın elini tutarken gerçekten hissedersin onu. Onun senin için, hayatta tutunamamış, üzerinde eskilerle, yırtılmış ama hala yamaları olan siyah bir başkasının eskisiyle ısınan, sakalları ve bıyıkları arasından, gözüne çalınan soluk pembe, çatlak, bir sevgilinin öpücüğünün oraya konduğunu hayal edemeyecek kadar aşk afyonundan uzak olan dudaklarına, kendi sonu için, yaralı ve üşütmüş ciğerlerinin sonuna kadar doldurma arzusuyla, nasırlı, kirli, eskisinden uzak ve titrek parmakları arasında, ona umduğu hayat öpücüğünü vermeye hazırlanan ucuz ve kim bilir kaç kere söndürülmüş, ardından tekrar yakılmış sigarasının içmek için yanan, dumanı şehrin isi olmuş bir ihtiyar için kaygılandığı kadar senin için kaygılandığını, hayatım derken nasılda hayatın olduğundan bahsedercesine korkak, ürkek bakışların odak noktası olur irisi benekleri gözlerimiz. Yağmura karışıp esen nemli rüzgar, anlına düşen kehküleri sağdan sola doğru üflerken onun dudakları gözüne çarpar, saç tanelerine konanı çisil çisil, ıslatmaya meyilli şakacı yağmur sesleri, düzenbaz, kışkırtıcı kışın işaret fişeği gibi parıldar gözlerinde, sıcak ruhların bulvarında üşümemek için onun hayallerine, sevgisine sarılsın. Ten uyumu küçük bir virgül olmuştur artık senli benli samimi cümlelerin arasında, kopukluk giderici bir çizik. Ya da yazarın sakarlığı da olabilir o virgüller. Meğerse tüm sevişmeler tek solukta okunması gereken küçük bir bale kızının ilk öpüşmesi gibiymiş. Soluksuz, taze, mecburi ve tatminkar.. Hayal kırıcı bir mükemmelik… Geçmişe olan koca bir kin. Acımasız kaderin dayatmalarına atılmış ilk tokat kadar sıkı ve vurucu virgülsüz bir cümlenin sonsuz yankılarının arasında terlemiş vucutların, buruşuk yatak örtüsünde bıraktığı nem izlerine hayranlıkla bakan azrailin öfkesine küçük virgülsüz bir göndermedir ha, nedersiniz? Ruhlarımız kocaman virgülsüz, soluksuz, okunmaya aç bir cümledir belki.