bildirgec.org

şiir hakkında tüm yazılar

Söğüt Ağacı

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 24 December 2010 17:02

İçimde bir söğüt ağacı
Ağıt yakıyor sevgisizliğe
Yapraklarını döküyor birden
Ürperiyor çırılçıplak-lığa..
Apar topar gitmek istiyor
Gövdesini kaldırmaya yelteniyor
Bir adım dahi atmak istiyor
Direniyor ümitsizliğe..
Ve sonra kabulleniyor ‘ben buradayım’ diye
Kabulleniyor ve kederi siliyor.
Ruhunu sarıyor bütün gövdesine
Seviyor her köşesini
Fark ettiğini fark ediyor kendinin
Ağlayışlarına karşılık veriyor gök gürültüsü
Açılıyor eli kolu
Köküyle yükseliyor semaya
Ve gökyüzünde onu
En parlak yıldız karşılıyor
Etrafında döne döne
Aşka dönüştürüyor..

Hayal Şiir

omeredz | 22 December 2010 18:48

HAYAL
Her zaman hayal kuruyorum
Lakin resmine bakınca rüyada olduğumu anlıyorum
Deryaya bıraktım şiirlerimi
Sana beni anlatsınlar diye

Ben huzuru senden aldım
Yıllar geçti unutamadım
Hergün sevgim arttı
Artık içime sığmadı

Yazdım güneşe ismini
Yazdım dağlara kaylara
Yazıdım ismini şu yüreğime
Bırakmaz bu bedende can durdukça

Ben seni hep kendimde aradım
Lakin hep bana uzak kaldın
Sana hiç kavuşamadım
Sen beni bir mum gibi yaktın

Ahh aşka aşina olanlar anlar halimi
Mest ediyor gülüşün beni
Neden sevmiyorsun bu mecnunu
Divane derviş eyledin sen beni

SELAM SANA MUHAMMET CAN ŞİİR

omeredz | 15 December 2010 14:02

Can Muhammed selam sana
Selam durdu sana arşı âlâ
Emanetin baş üstünde hâlâ

Selam sana ve ehlibeytine olsun
Ey yüce Habib ne güzelsin
Seni seven dünyayı neylesin
Sen âlemlerin serverısın

Ali ardın sıra yürürdü
Her yerde seni konuşurdu
Senden her şey güzel olurdu
Vasfını yazmaya çalışan eller yoruldu

Senden gelen her şey güzeldir
Arşın küpesi Hasan ve Hüseynidir
Fatma cennet hanımlarının annesidir
Hepside senden gelen cennetin meyvesidir

Can Muhammet selam sana
Dinin için Hüseyin boğuldu kana
Ali’nin başında yara
Hep dediler can Muhammet selam sana

Evlat Acısı

vatanda | 11 December 2010 11:21

Sokaklar ıssız, yağmur çiselemekte
Yüreğim yanlız,yoğun ve karmaşık
Çevremde acı, gözyaşı ve hüzünle birlikte
Yoğun karanlığın içinde ıslanıyoruz hep birlikte

Oysa mutluyduk gün doğumunda
Işıl ışıldı dünya, neşe umut bütün yüzlerde
Mutluluk, huzur ve kuş seslerinde
Merhaba diyorduk yeni güne

Acı bir frenle yankılandı çevre
Uçan kuşlar ve şaşkın bakışlar eşliğinde
Zaman sabitlendi, adımlar tek bir yöne
Acı çöktü huzur ve mutluluğun üzerine

Koştuk her yönden yerde yatan kazazedeye
Bakıyordu bize taptaze, duru bir ifadeyle
Nefes almıyordu ama bakıyordu yinede
Her zamanki gibi bütün güzelliğiyle

Arif Nihat ASYA

queennothing | 08 December 2010 12:31

5 Ocak günü Adana, şehrin her yerine dalga dalga yayılan şenliklere sahne olur. Türk Edebiyatı ise 1922 senesinde şehirlerinin Framsızlar’dan kurtuluş günü olarak kabul ettikleri bu günü, Arif Nihat Asya’nın yazdığı “Bayrak” adlı şiiri ile hatırlar. Milliyetçiliğiyle bilinen Asya, bir Türk çocuğunun Marksist olamayacağını söyleyecek kadar antikomünist idi.

7 Şubat 1904 tarihinde Tokatlı Ziver Efendi ile Tırnovalı Fatma Zehra Hanım’ın oğulları olarak İstanbul, Çatalca’nın İncek Köyü’nde dünyaya gelen Arif Nihat Asya, henüz 1 haftalıkken babasını kaybetti. 4 yaşına gelince annesi, ikinci evliliğini yaparak, oğlunu bırakarak İsrail, Akka’ya gitti. Akrabalarının büyüttüğü Arif Nihat, ilkokulu doğduğu köyde bitirdi. Daha sonra İstanbul’a taşınan aile, küçük çocuğu Haseki Mahalle Mektebi’ne gönderdi. Daha sonra Gülşen-i Maarif Rüştiyesi’nde eğitim gören Arif Nihat, yatılı olarak gittiği Bolu Sultanisi (bugünkü Bolu Atatürk Lisesi) kapatılınca Kastamonu Sultanisi’ne (bugünkü Kastamonu Adburrahmanpaşa Lisesi) aktarıldı. Resmi olarak 1919 senesinde başlayan Milli Mücadele döneminde 16 yaşından gün alan genç çocuk, dönem şairlerini okumaya başlamıştı.

Zarf / Haydar Ergülen

kahramancayirli | 08 December 2010 09:36

Zarf, iki kısımdan oluşuyor: Kitabın ilk kısmı, Zarf, bildiğimiz şiir formunda ürünlerden oluşurken, Mazruf kısmında şiirden çok düzyazıya yakın duran metinler var. Zarf, Mazruf’tan kesinlikle daha iyi, daha yetkin.
Bütünlüklü, içten içe birbirine bağlı şiirlerden müteşekkil, Zarf. Ve Haydar Ergülen, karıncanın ayağına dolanacak incelikte şiirler yazıyor yine. İki Küçük Nar (s.23), kurgusu ve kendi içerisindeki bütünlüğüyle dosyanın en nitelikli şiiriyken, Kağıda Mektup (s.70), Rubai (s.71), Sözün Fiyakası (s.55) ve Bir Şehre Dönememek (s.49) gibi görece zayıf şiirler de var Zarf’ın içinde.

ŞİİR Ve YAŞAMA TUTUNMAK

gazidenali | 02 December 2010 10:10

Yalnızlık bunalımına hapsolmuşsundur, aklına şiir gelir. Ruh halini iyi hissedecek kadar keyiflisindir, aklına şiir gelir. Âşıksındır ve yine kendini şiirin içinde bulursun. O an ki ruh hali ne olursa olsun insanoğlunun ilk tutunduğu dal şiirdir. Kimi yazar, kimi okur, kimi söyler, kimi dinler… Şiirle kendini anlatır veya hayal ettiği imgeleri konuşturabilmek için şiirden yardım bekler.
Şiir düşündürür, eğer düşünüyorsan şiirle iç içesindir. Şöyle bir hayal edin, yüksekçe bir yerdesiniz ve bir şehir manzarasını karşınıza almış düşünüyorsunuz. O anda ne hayal edersiniz, neler geçer aklınızdan! Sevdiğiniz mi? Arkadaşınız mı? Hayatınız mı? Geçmişiniz ya da geleceğiniz mi? İşte, şiir herkese farklı düşündürür, düşündürdükleri ise insanı hayata tutundurmaya yeter de artar bile. Hayatın bu sıkıcılığında, monotonluğunda kendine tutunacak bir dal arayan herkes, haydi şiire…

Bir Hülya Adamı: Ahmet Hamdi Tanpınar

queennothing | 30 November 2010 09:25

“…Acıdan acıya fark var. Ve benimki acıların en büyüğü, evlat acısı idi, üstelik de yağmur yağıyordu.”

Kadı Hüseyin Fikri Efendi’nin oğlu olarak 23 Haziran 1901 senesinde İstanbul’da dünyaya gelen Ahmet Hamdi Tanpınar, Türk Edebiyatı’nın belkemiğidir. Hocası Yahya Kemal Beyatlı‘nın yönlendirmesiyle Batı Edebiyatı’na merak salan Tanpınar, Balzac ve Dostoyevski romancılığını, Paul Valery şiirlerini ve Marcel Proust’un ‘Kayıp Zaman İzinde’ serisinden etkilenmiştir.

Az sana, çok bana

snail | 29 November 2010 16:27

Her insan az çok sana benzer, her insan az çok bana, insan insana benzer az veya çok, bitki bitkiye, hayvan hayvana, evet her şeyin içinde ötekisinden az çok bulunur; fakat tanıdıkça bir insanı, geriye kalan her şey yok olur…

şiir defteri

mstx | 22 November 2010 10:29

yüreksiz kalan sol tarafın öyküsü
bir kalp kaybettim yakında
onu dost bildiğim anda
aşkı bulduğum zamanda
aşk araycem deyip getti

yandı yürek yansın dursun
arayıp aşkını bulsun
el-alemden aşkı sorsun
ne zor bişey öğrensin bak

sitem etmem bir gün daha
söz vermisim sol tarafa
artık yürek benden gitti
arayıp sormam bir daha…

meçhul çocuk kimi sevmiş
devran dönmekte vakit geçmekte
ne olur sev beni ömür tükenmekte
nesin be ettensin, tırnaktansın
sonuçta benim gibi topraktansın
belkide canıma can katacaksın ama
kalbimin derinliklerinde yaşlanmaktasın…