bildirgec.org

sazan hakkında tüm yazılar

Yıllık izin yazıları

admin | 07 July 2009 10:55

İznim bitti döndüm tatilden sonunda ve insanoğlu hayatının her evresinde yaşadığı yazılabilecek olayları tatilde daha fazla yaşıyor, her tatilden bir roman çıksa yeri var.

Önce Gölyazı’ya uğradım, orada bir arkadaşım oturuyor bir kaç gün kafa dinlerim sonra tatil beldelerinin o kalabalık,uğursuz,densiz kucagına atlarım diye düşündüm.

Gölyazı Bursa yakınlarında bir köy, Ulubat Gölü kıyısında yer alıyor ve mutlaka gidilmesini şiddetle tavsiye ederim.Buranın antik çağa dayanan bir geçmişi var o dönemki ismi Apolyont imiş ve bir dönemde Bizanslılara bağlı kalmış. Eski manastır, tapınaklar, nekrapol,kilise,kale gibi yerleriyle insanı bir köy ziyaretinde gibi değil de sanki arkeolojik bir gezideymiş gibi hissettiriyor.Birde meydanın ortasında kocaman bir ağlayan çınarvar ki sormayın,anlatamam görmek gerek.

İlk gün arkadaşımla sohbet ederim, ailesiyle tanışırım köy yemekleri yer, yer yatagında yan gelir yatarım diye heveslenmem , buranın kalıntılarını gezmemle son buldu, meğer tam bir tursitik yere düşmüşüm ben, millet dünyanın parasını dökerek geliyor böyle yerlere teşekkür ederim dostum bana buraları tattırdığın için, elimde olsa tüm tatilimi burada geçiririm ama serde arsızlık var, ille azda olsa içki,disko,plaj üçlüsünü yaşamam lazım.

ANTALYA (kırkgöz)

akoni | 23 April 2009 11:01

Her çiçeğe bir anlam yüklenir. Nilüfer çiçeği yenilenmeyi sembolize eder. Antalya’nın kırkgöz su kaynaklarında açan bu nadide Nilüferler de , umarım güzel günlerin habercisi olur.

Kırkgöz sadece doğal güzelliği ile değil, tarihi zenginlikleriyle de dikkat çeken bir bölge. Antalya’nın giriş kapısı olarak adlandırılabilecek Burdur yolu üzerindeki kırkgöz kaynaklarının hemen yanında tarihi kırkgöz Han bulunuyor. II. Gıyaseddin Keyhüsrev Bin Keykubat tarafından (1236-1246) yapılmış.

Twist

| 29 October 2007 08:03

Suya daldım bu gece,
Balıklarla yüzdüm.
Konuştuk saatlerce senden,
Ben anlattım onlar dinledi.
Sonra sazan geldi elinde saz,
O çaldı, biz söyledik.
Bir an unuttum seni,
Sonra bir yengeç takıldı ayağıma,
Canım yandı, geldin aklıma.
Sudan çıkmadım o gece,
Sabah suyun yüzünde; tepemde güneş,
Midemde balıklar,
Tiksinti ve nefretle uyandım.
En çokta senden nefret ettim,
Beni sensiz yapan senden…

2000

Sapaleyç nedir ya!!

crashera | 13 November 2006 17:35

Sapaleyç yada sapaleç nasıl yazıldığını bilmiyorum.Kimse bilmiyor.Yalnızca duyduğumda kuzenimle gözgöze geldiğim anı hatırlıyorum.Gerisi kahkaha seslerinden duyulmadı zaten içinde sapaleyç kelimesi geçen cümlenin.Halam sehpanın bacağından bahsediyordu.
Daha sonra ilgili kişilere ( !! ) sordum “ne demek bu sapaleyç” diye.Farkettik ki halam yanlış kullanmış bu kelimeyi.
Efendim sapaleyç argoda sazan , lapin vs aynı anlamdaymış.Canım halam sadece sehpanın bacağının sallandığı anlatmaya çalışıyormuş.
O akşam karar verdim ki ben oturup …’liler sözlüğü yapıcam bir gün.Çalışmalara başladım.Çok gülüyorum..İnanamazsınız..

bir niiisaaaaaan :)

hafifuyku | 01 April 2002 12:45

bu yazı 2002 1 Nisan’da hafif.org’da günlükler arasında görüldü. ancak herkes yazının içinde kendi kullanıcı adını, yazının yazarı olarak da kullanıcı adı-zede görüyordu. ilk başta yazının altındaki ahkam’lar herkese açıktı. bu yüzden bazıları olayı hemen çözdü. ama sabaha doğru, aklımıza insanlara sadece kendi girdikleri ahkamları göstermeyi akıl ettik.. fikir cem‘e ait idi. şimdi seyreyleyin tepkileri 🙂

herkez [kullanıcı adı] rezilliğini görsün!

beni gerizekalı yerine koyudun ama gösterecegım sana.