bildirgec.org

şarkı hakkında tüm yazılar

mutlu eden şarkılar

admin | 10 February 2010 10:54

Geçen gün günün tüm yorgunluğunun üstüne otobüsü kaçırıp bir sonrakini bir saate yakın bir süre bekleyince sinirli ve mutsuz bir ruh haline bürünmüştüm. Melih Gökçek’e içimden etmediğim küfür kalmamıştı ve küfür etmenin hiçbir faydası olmadığını düşündükçe daha da kötü hissediyordum. Nihayet otobüs geldiğinde ise her zamanki gibi ağzına kadar doluydu. Hem de hani şu çoktan tedavülden kalkması gereken, Nuh devrinden kalma otobüslerden biriydi…

En azından gürültüyü engeller düşüncesiyle müzik çalarımı çıkardım ve dinlemeye başladım. Farkına varmadan öyle rahatlatıcı ve mutlu edici şarkılar koymuşum ki içine, birden bir ferahladım, iyi hissetmeye başladım kendimi. Hatta kendi kendime sırıttım şarkıları dinlerken. Belki bunlardan biri sizi de mutlu eder diye, paylaşmak istiyorum beni mutlu eden şarkıları:

Beth Gibbons
Beth Gibbons

*Mysteries- Beth Gibbons: Rüzgâr sesleri ve klasik gitar arpejiyle başlayan şarkının sözlerini gözünüzde canlandırdığınızda bir yaşama sevinci, bir şükran duygusu ile doluyor insan. Şarkının kendisini de anlatabilecek en güzel kelime huzur olmalı.
Tanrı biliyor yaşama nasıl hayranım (God knows how I adore life)
Rüzgar kıyılara vurduğunda başka bir gün başlar (When the wind turns on the shore lies another day )
ve ben daha fazlasını isteyemem( I cannot ask for more… )Ah aşkın gizemleri… Savaşın olmadığı zaman, ben hep orada olurum… (Oh mysteries of love, when war is no more/ I’ll be there anytime)

Yaşamak üzerine…

admin | 07 December 2009 10:23

Kendini yaşamalı insan… Yaşayabilmeli…
Bilmiyorum bu işin sırrı nerede. Ama bir gizem olmalı mutlaka. Akılda durmayan bir şeyler olmalı. Yoksa nedir aldığım nefesteki anlam, zıtlıkların birlikteliği mi? Ya da göremeyip bildiğim, hissettiğim bir boşluğun aslının boş olmadığı mı?
Yarınlar güzel olacak dedim hep. Ama hiçbir yarına garanti vermiyor aklım. Neyi ne için ertelediğimi bilmiyorum. Ertelenmeyecek yarınlara bugün dendiğinin yeni yeni ayırdına varıyorum sanırım. Bugün, bugün olmuyor yaşamayınca…

Yaşamak bir sanattır.
Yaşamak bir sanattır.

Şarkılar Seni Söyler…

admin | 04 December 2009 11:18

“Şarkılar seni söyler,
Dillerde name adın…”

Her insan biraz şarkıdır aslında. Her insan biraz şarkıcı… Ne önemi var ki geçen zamanın. Şarkıcı şarkısını söylesin yeter. Yaşamak bu değil mi ki özünde? Başlamak ve bitirmek… Gülmek ve ağlamak… Uyumak ve uyanmak… Yaşamak ve ölmek…
Şarkıcı şarkısını söylesin yeter. Şarkı olmadan nedir ki şarkıcı! Ya da söz söyleyenini bulmadan şarkı olabilir mi! Var olmak şarkıcının şarkısını söylediği anda başlar. Ve şarkı bittiğinde şarkıcı da yok olur o an.
Her insan biraz şarkıdır aslında. Her insan biraz şarkıcı…
Şarkıcı şarkısını söylesin yeter. Varlık, sözün ses bulmasıdır aslında. Yaşamak da bu değil mi özünde. Ne önemi var geçen zamanın…

zaman tüneline uçuran ses

admin | 03 December 2009 17:19

Yıllar geçer, çekip gidemediğiniz şarkılar vardır; çekip gidemediğiniz anılar vardır…

Yıllar geçer, bir ses içinizi yakar…Hani yıllar geçmişti. Yıllardır görmediğin hatta izini kaybettiğin, ortak arkdaşlarınla dahi bağların çoktan çoktan kopmuştur. Belki o seni hiç hatırlamıyordur. Adını hatırlamıyordur. Sen de büyülü olan şimdi onda mazi dahi değildir.

Değişmez, niye biliyor musun? Sen o şarkıyı dinlemeyi seversin. O şarkının içini yakmasını çok seversin. Kimse bilmese de, kimse hatırlamasa da kimse için bir anlamı olmasa da; yıllar geçmişken, bir şarkı çalar, bir yerlere giderim.

Nereye, niye giderim, kimse bilmez. Kimsenin bilmesi de gerekmez. Benim için güzeldi ve hatırlamayı seviyorum kimi zaman…

Bir Gecenin Koynunda İki Yalnız Döşektik Biz

kahvekokusu | 23 November 2009 16:59

fotografmakale.wordpress.com/2008/11/12/sandik/
fotografmakale.wordpress.com/2008/11/12/sandik/

Çeyiz sandığında saklanan oyalı yazmalar gibi gün ışığına çıkarıyorum senden biriktirdiklerimi. Sandık sarısına bulaşmış düşlerimin gelin kuşağı kırmızısında kanayışı akıyor gözlerimden. Gidilmemiş bir masal şehrinin kapısı kilitlenmiş üstüme. Cezalı çocuk kimliğim kapatılmış odaya, çığlık çığlığa ağlıyor yine. Dilimde acı biber tadı… Senin kadar yaralı, senin kadar aşka küskün bir düş yanığıyım şimdi ben de…

Anne, ben yazmadım bu masalı…

Tupac Shakur (2pac)

nazokiraze | 09 November 2009 10:36

Rap müzik severler tarafından iyi bilinen Tupac Shakur 1996 yılında bir cinayete kurban gittiğinde henüz 25 yaşındaydı ve sevenleri tarafından hiç unutulmadı.Genç yaşta para, şöhret ve cezaevi ile tanışan Tupac, Makaveli olarak ta tanınır. (Tupac Amaru Shakur Hint dilinde parlayan yılan demektir ve annesi tarafından sonradan değiştirilerek konulmuştur. Doğdugundaki ismi:Lesane Parish Crooks)

Kara Panter ( Amerika’nın en çok ses getiren siyasi muhalif grubu) üyesi bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi Tupac .Sık sık tutuklanan annesi ile nezarethanelerde büyüyen Tupac, 20 yaşına geldiğinde tam tamına sekiz kez tutuklanmıştı. Suçları arasında iki kere yanlışlıkla adam öldürmek, cinsel taciz ve çete üyesi olmak vardı. Çetesinin yaptıgı kavgalardan birinde açılan yaylım ateşine kurban giden 6 yaşında bir çocuğun davası bu davalardan biriydi. Müziğiyle şöhrete kavuşsa da bir türlü kavgalı, çeteli hayattan kurtulamadı Tupac.”Daha otuz yaşıma gelmeden bir kılıç darbesiyle öleceğim” diyen Tupac sürekli bir karmaşanın içindeydi. İçinde bulundugu ortamdan dolayı yaşamının böyle olması elbette yargılanamazdı. Annesinin Kara Panter üyesi olmasının dışında, amcası Zayd Shakur bir çatışmada öldürülmüş, vaftiz babası Geronimo Pratt iki kere cezaevine girmiş, diğer amcası Lumumba Shakur vurularak öldürülmüş, üvey babası Mutulu Shakur uzun yıllar soygun suçundan hapiste yatmış, yengesi Assata Shakur hapishaneden kaçmıştır.

Küçük yaşta Born Busy, Underground Rail Road, Digital Underground,2 Forum The Crew, Strictly Dope,Thug Life gibi pek çok gruba katılarak çalışmalarda bulundu. (müziğe MC New York takma adıyla başlamıştır)

NEFESİ TÜRKÜ KOKAN YARİM

kahvekokusu | 05 November 2009 14:34

Biri vardı… Uzak dağ köylerinin serinletici poyrazıydı nefesi… Başım her derde düştüğünde derdin derdimdir, demesini sevdim.
İğde ve çam ağaçlarının rayihası dolarken havaya, ben onun kokusunu duyardım kaç kilometre öteden…

Gözleri gözlerime değdiğinde ruhum muydu eriyen? Ben O’nda eriyip O’nunla birleşmeyi sevdim…
Korkmazdım O yanımdayken engebelerden, uçurumlardan, derin mavilerden…
Aşkıyla hemhal olmuş kalbime güveni de sunmasını sevdim…

KOYNUMDA HÜZÜN

kahvekokusu | 29 October 2009 12:04

Hasretinle sevişirim her gece
Her gece koynumda hüzün, senin yerine…
Özlemlerim dağ gibi büyürken içimde
Çoşkun bir ırmak olur sana akar yüreğim…

Dost sohbetleri yalan
Sığındığım şiirler yavan
Hiç kimseyi, hiç bir şeyi koyamam yerine…

Gecelere yüklesem efkarımı, taşıyamazlar
Ben kalırım bana, bir başıma…
Hayalinle dertleşirim her gece,
Her gece koynumda hüzün, senin yerine…