bildirgec.org

şah hakkında tüm yazılar

bahtsız prenses: Süreyya

nazokiraze | 03 November 2009 18:39

İran’da Şah Pehlevi döneminde yeşil gözleriyle sinema afişlerinden fırlamış güzellikte genç bir kızın fotografı Tahran’da bakan herkesi büyüler , bu kız küçüklüğünden beri hayal ettiği gibi sinema oyuncusu olup resimleriyle hayranlarını cezbetmese de bu fotograftaki bakışıyla çarpmıştır Şah’ı.

Fotografına bakarak kendisini Tahran’a davet eden Şah’ın yanına gitmeden önce babası Şah ile evlenmek zorunda olmadıgını hatırlatıp içini rahatlatır kızının , eğer begenmezse evlenme teklifini kabul etmeyecektir.Genç kız ve ailesi Tahran için özel olarak elbiseler diktirmek ister , bunun için adres Paris’tir.Muhammed Riza Pehlevi ‘nin dört gözle beklediği ve resmine aşık oldugu kişi sonradan Mahsun prenses (Prenses Soraya) olarak anılacak olan Süreyya İsfendiyari Bahtiyar ‘dir. (Karsılastıgim adam tahmin ettigimden cok daha ilginçti, yakışıklıydı. Görür görmez aşık oldum.- Prenses Süreyya’nın Hayatım adlı kitabından)

Haftanın Sözü – 1 –

| 09 February 2009 12:07

foto: ıh5.ggpht.com
foto: ıh5.ggpht.com

Yoğun bir trafiğin tam ortasındayım. Milim milim ilerleyen otomobiller ve of çeken ben, “Ah keşke öbür yolu kullansaydım.”

Çalan müziğin eşliğinde ellerim, bir arpa yol gidemeyen direksiyona çarpıyordu. Kafamı, emme basma tulumba gibi sallarken; sağa ufak bir açı ile dönen gözlerim, işte bu yazıda takılı kaldı. Bu yazı, bir mühendislik şirketinin ışıklı yazı panosunda yanıp sönüyordu, sonrasında bu firmanın reklam yazısı kayıyordu panoda… Yazı tekrar belirdi, yandı söndü, yandı söndü, tam beş defa, ardından reklam…

hayatın ve satrancın piyonları

agabey04 | 25 April 2008 20:35

hayatı satrancın düzlemlerinde yaşadığımızı düşünürsek gidişi olupta dönüşü olmayan tek taş piyondur…
bizler hayatın maalesefki sadece piyonlarıyız. istediğimiz kadar kendimizi vezir veya şah gibi düşünelim hayatı maalesef geriye dönüşü olmadan yaşayanlarız. vezir olmayı başarabilmenin tek yolu ise sınırı geçmek…peki sınırı geçmeye cesareti mecali olan kaç yürekli insan var. yada geriye bakamama yüreksizliği içerisinde hiç arkasına bakmadan ve arkada bıraktıklarını umursamadan kaç kişi vezir olmayı ister…
bizler piyonuz ve geri dönemiyoruz. o zaman bize iki seçenek kalıyor; ya her attığımız adımı kılı kırk yararak arkada bırakacaklarımızıda koruyarak atacağız, yada en hızlı şekilde sınırı aşmaya çalışıp tehlikeleri göze alacağız.

Üçlü Satranç

delihayat | 07 March 2008 20:06

Satranç oynamak için farklı bi oyun tahtası ama denemeye değer bence. Kurallar genel olarak bildiğimiz klasik satrançla aynı ama tahtanın şekline uygun olarak bazı değişiklikler de getirilmiş. Şöyle ki;
1.Oyuncular saat yönünde değişimli olarak oynarlar.
2.İlk mat yapan oyuncu kazanır.
3.Piyonlar ilk hamlelerinde düz ileri giderlerken sonraki hamlelerinde tahtanın şekline göre yarısı sağa yarısı da sola gider. İlgili sayfa – çoklusu da burada idi.

TEŞKİLAT

mucize1 | 01 February 2008 22:01

Size bir kitaptan bahsetmek istiyorum.
Adı: Teşkilat
Yazarı: Selman KAYABAŞI
Türü: Politik Kurgu-Roman
İlk başta size yazar Selman KAYABAŞI’yı tanıtmak istiyorum;
Selman KAYABAŞI, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu, 2005 yılında yayınlanan ilk kitabı Kafkas Ruleti, askeri ve siyasi çevrelerde tartışmalara neden olmuş; askeri kurumlar, kitabı personeline okumaları için tavsiye etmişlerdir.
Mahir KAYNAK, Ömer Lütfi METE, Emniyet İstihbarat Eski Başkanı Bülent ORAKOĞLU ve Hasan Celal GÜZEL ile çalıştığı kitapları mevcuttur.
Kitaptan beni en çok etkileyen bölüm:
“Üzerinde “Ankara” yazılı bir kağıdın yapıştırıldığı Şah; “PKK” isimli piyonun tehtidi altındaydı. Şah ile oynanmak istense bile, hemen önünde “TSK” yazılı vezir sebebiyle ileri değil; ancak yanlara doğru hamle yapabilirdi. Vezir’in, “PKK” piyonunu yemesi ve Şah’a tehdidini kaldırması mümkündü. Fakat bu hamle, Şah’ın önünü açacak ve iki adım sonra “El-Kaide” yazan Fil’in, Şah çekmesine sebep olacaktı. Karşı taraf “El-Kaide” ile değil; “PKK” piyonunu koruyan “Ralf” yazılı At ile oyuna devam etse; piyonu avlayan “TSK”, bu kez At’ın saldırısıyla avlanacaktı.”…

Satranç nereden geliyor?

| 28 March 2007 16:41

Satranç dünyanın en eski oyunlarından biri. En önemli özelliklerinden biri günümüze kadar gelebilmiş olması. Yalnız satrançın nasıl ortaya çıktığı ile ilgili çeşitli hikayeler var.. Bunlardan benim en ilgimi çekeni,

Satrançı kim bulmuştur

Bu kısa bilgiden sonra satranç oynamak isteyen arkadaşlarımızın genel bir bilgi almak amacıyla,

Açılışlar

Biraz daha ilerlemek isteyen arkadaşlarımız için işin felsefesini anlamak için,

Shadowy Oyun biter

| 12 December 2006 22:05

Oyun biter şah’ta piyonda aynı kutuya girer…
Sadece yalnızlık biraz daha kalabalıklaşır.Kendi içinde bölündüğün tüm eğrilerle…
Kendinden çekip gitmek için verdiğin savaş biraz daha anlamsızlaşır.Her uyandığında…
Bu yüzden uyanmaktan nefret edersin,uyumaktan da…
Oysa gitmek istersin hep mesela kurgusu eksik kalmış bir ölüm senfonisine…
Cümlelerinin bakireliğini kendi kanınla vaftiz etmek istersin…Tanımadık ten’lerin ter’inde yıkanarak…Güldüğün zaman gözyaşının tadını almak istesen de ağlamayı bile beceremezsin…