bildirgec.org

ron howard hakkında tüm yazılar

Sözde “Walt”

shane | 29 March 2012 15:20

Fransız sanat yönetmeni Pascal Witaszek, gerçekte olmayan ama olmasını hayal ettiği filmin afişini hazırlamış. Sözüm ona başrolünde Ryan Gosling‘in oynadığı filmi Ron Howard yönetiyor ve film konusunu Walt Disney’in biyografisinden alıyor. Bu güzel afişle çok sinemaseveri heyecanlandırmış Witaszek.

Far and Away (1992)

queennothing | 11 June 2011 23:36

İki Oscar Ödüllü Amerikan yönetmen Ron Howard‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Far and Away“, 1992 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Bob Dolman tarafından yazılan yapımda üç defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktör Tom Cruise ile o zamanlar evli olduğu başarılı aktris Nicole Kidman rol alıyor. Bütçesi 30 Milyon Dolar’ı alan film, en kötülere verilen Altın Ahududu Ödülü’ne En Kötü Senaryo dalında aday gösterildi. Çekimleri Amerika ve İrlanda’da gerçekleşen filmin orjinal süresi 140 dakikadır. 1893 senesinde geçen filmimiz, İrlanda’da Amerika’ya uzanan güç bir aşkın öyküsünü anlatıyor. Cruise ile Kidman’ın başarılı performansları sayesinde seyircisine güzel vakit geçirten “Far and Away” (Uzak Ufuklar), seyretmeye değer başarılı bir drama.

The Dark Tower; ‘Roland Deschain’ bulundu!

queennothing | 29 April 2011 11:41

Stephen King’in yedilemesi The Dark Tower’in beyazperdeye aktarılacağını Uçandaire okuyucularına duyurmuştuk. Son zamanlarda film üzerine dönen söylentiler arasında geçtiğimiz günlerde hem yapımcı tarafından hem de King tarafından onaylanan bir haber geldi.

Habere göre, serinin ana karakteri ‘Roland Deschain’i canlandıracak aktör bulundu. Before Night Falls, Mar adentro, Vicky Cristina Barcelona gibi yapımlarla adından sıkça söz ettiren ve No Country for Old Men ile Oscar Ödülü kazanan İspanyol aktör Javier Bardem, ‘Roland Deschain’i canlandıracak. 17 Mayıs 2013 tarihinde gösterime girmesi beklenen filmin yönetmen koltuğunda Ron Howard oturuyor.

Sinemada Ortaklıklar

| 09 November 2010 16:15

Bir yönetmen için oyuncular önemlidir. Bu yüzden sürekli yetenekli oyuncular aranır film için. Yönetmen, oyuncuyla çalışır. Eğer oyuncunun oyunculuğundan ve karakterinden memnun kalırsa onu diğer projeleri için düşünmeye başlar. Hatta diğer projelerinde başkarakter için aklına gelecek ilk isim “o” oyuncu olur. Neden yönetmen, hep “onu” tercih ediyor? Cevabı bellidir aslında. Yönetmenin oyuncuyla kimyasının tutması ve diğerlerinde görmediği çok başka şeylerin “o” oyuncuda olması… Sinemada bir sürü ortaklık sözkonusu. Ben de bazılarına değinmeye çalışacağım burada. Genelde Hollywood ortaklıklarına değineceğim. İlerleyen zamanlarda yerli ortaklıklara da değinirim belki de.

*Robert De Niro-Martin Scorsese:

Sinemanın en verimli ortaklıklarıdır bu. De Niro ile Scorsese’nin kariyerleri aynı anda yükselişe girdi. İlk çektikleri (beraber) film olan Mean Streets’le ilgiyi topladılar. Sonraları Taxi Driver, Raging Bull, Cape Fear, King of Comedy, New York New York, Casino, Goodfellas’la ortaklıkları devam etti. Scorsese’nin başarısı De Niro’dan bağımsız değil. Aynı şekilde De Niro’nun başarısı Scorsese’den bağımsız değil. De Niro da Scorsese de en iyi işlerini beraber yaptılar ve bu zamanlarda hep yukarıdaki işlerle anılmaktalar.
Peki bu ortaklık bir kez daha devam edecek mi? Hepimiz yeni Scorsese-De Niro ortaklığını içeren bir filmi bekliyoruz. Olur mu, belli değil. Umarız ki olur. Ufukta bir proje var ama belirsizliğini koruyor. Peki bu ortaklık neden bitti? De Niro ile Scorsese’nin ortaklığının bitişinin nedenini bilmiyorum. Ama nedenin stüdyo olduğunu tahmin ediyorum. Stüdyolar bu ortaklıklardan sıkılmış ve bitirmiş olabilirler. Ama şimdi de bu ortaklığı gündeme getirip para kazanmayı düşünüyorlar. İronik!

De Niro-Scorsese
De Niro-Scorsese

“Dark Tower” Film Oluyor

testudo | 13 September 2010 09:49

Universal yaptığı açıklamada Stephen King‘in “Dark Tower” serisinin film haklarını aldığını bildirdi. Yapılan açıklamaya göre 7 kitap, kısa hikayeler ve çizgi romanlardan oluşan seri 3 film ve dizi olarak hayata geçirilicek.

“Melekler ve Şeytanlar”, “Da Vinci’nin Şifresi” ve ” Akıl Oyunları” gibi filmlerden tanıdıgımız yönetmen Ron Howard serinin ilk filmi ve dizinin ilk sezonunu yönetecek. Ron Howard başaralı bir öz geçmişe sahip olsa da bilim kurgu dalında ne kadar iyi iş çıkaracagı tartışma konusu.

Biri Psikolojik Gerilim Mi Dedi?

alploganer | 22 May 2010 14:40

Çok sevdiğim bir tür olan psikolojik gerilim filmlerini şöyle bir derleyeyim dedim. Bunlar dışında aklınıza gelen filmleri belirtirseniz sevinirim.

1. Fight Club(1999) 1999 yapımı David Fincher filmi. Başrollerde Brad Pitt ve Edward Norton harikalar yaratıyor. Filmde gizli bir yeraltı kulübü olan dövüş kulübü ve bu klubün dövüş bağımlısı üyeleri anlatılıyor.

2.Altıncı His(1999) M. Night Shyamalan’ın başyapıtlarından biri. Filmde ölüleri gördüğünü söyleyen bir çocuk ve ona yardımcı olmaya çalışan psikoloğun hikayesi anlatılıyor. Başrollerde ise Bruce Willis ve Haley Joel Osment var.

3.Akıl Oyunları(2001) Ron Howard’ın yönettiği bu film ,gizli bir görevde bulunan matematik dehasını konu ediniyor. Başrollerde Russell Crowe, Jennifer Connelly ve Ed Harris bulunuyor.

Apollo 13

massay | 25 January 2010 09:41

Yıl 1970. Nisan ayı.
Nasa, 69’da yaşanan heyecanın bir yenisini başarmaya, insanoğlunu bir kez daha Ay’a ayak bastırmaya çalışır. Fırlatma günü yaklaştıkça herşey tekrar gözden geçirilir, hiçbir hata olmaması için büyük bir özen gösterilir.

Kennedy‘deki herkes ve tüm astronotlar son derece heyecanlıdırlar. Ancak bir sorun vardır; dünya onların bu heyecanını pek paylaşmıyordur.

İnsanların Ay’a inmesi, orada araştırmalar yapması, insanlık için büyük ilerlemeler kaydetse de artık kimsenin ilgisini çekmiyordur. Dahası, uzayla ilgili görüntülerin televizyon ratingleri bile düşmüştür. Televizyon patronları popüler komedi şovlarını yarıda kesip uzaydan görüntüler yayınlamak niyetinde değillerdir.

Ne var ki, uçuş başladıktan iki gün sonra her değişir. Uzay aracında çıkan arıza nedeniyle astronotların hayatlarının tehlikeye girmesi, bir anda medyanın ilgisini çeker.

Apollo 13’ün Ay yolculuğu, önce bir ulusu, sonra da tüm dünyayı ilgilendiren bir drama haline dönüşür.

Jim Lovell, Jack Swigert  ve Fred Haise
Jim Lovell, Jack Swigert ve Fred Haise

“Lucky 13”, 11 Nisan günü saat 13:13′ te fırlatılır. Kumanda modülü “Odyssey” de üç astronot bulunur.
Komutan Jim Lovell.
Ay modülü pilotu Fred Haise.
Kumanda modülü pilotu Jack Swigert.

Önceleri kimseye bir şey ifade etmeyen bu isimler, kısa bir süre içinde bir efsane haline gelirler. Her şey bir devre anahtarına dokunulması ile başlar.

Brown’un yeni kitabı “The Lost Symbol” sinemaya uyarlanıyor

queennothing | 12 October 2009 16:19

Geçtiğimiz günlerde orjinal dilinde (İngilizce) ülkemizde de satışa sunulan Dan Brown‘ın yeni romanı “The Lost Symbol“, sinema filmi oluyor.
Dünyanın en başarılı bilim/kurgu romanı yazarlarından Dan Brown‘un romanlarından “Da Vinci Code“, 2006 senesinde “Da Vinci Code” (Da Vinci Şifresi) adıyla beyazperdeye uyarlanmıştı. Ardından, Brown’un 2000 senesinde piyasaya çıkan “Angels & Demons” adlı romanı, 2009 senesi içinde “Angels & Demons” (Melekler ve Şeytanlar) adıyla sinemaya uyarlandı. Büyük ilgi gören romanlari beyazperdede de yoğun ilgiyle karşılandı. Her iki filmde de ‘Robert Langdon’ karakterini canlandıran Tom Hanks, bir romanın sinemaya uyarlanmasının zorluklarına karşın, ‘Robert Langdon’ karakteriyle bütünlemiş, filmlerin başarısını katlamıştı.

Brown’ın 2009, Ekim ayında piyasaya çıkan romanı (Kasım ayında Türkçe çevirisi piyasaya çıkacak) “The Lost Symbol“ün sinema uyarlaması 2012 sonunda gösterime gireceği duyuruldu. ‘Robert Langdon’ karakteri için yine Hanks ile anlaşma sağlanırken, filmin yönetmeni hakkında henüz bilgi verilmedi.

Splash (1984)

queennothing | 10 August 2009 10:38

Allen Bauer, abisi Freddia ile büyük bir işyeri sahibidir. Nişanlısı tarafından terkedilen Allen, hayatı boyunca hiç aşık olmadığını farketmiştir. Abisi Freddie, ise, Allen’ın aksine, romantizmden uzak bir kadın düşkünüdür. Bir sabah Allen, yalnız başına, sahil kenarında yürüyüşe çıkar. Karşı kıyıya geçmek için küçük bir sandala binen Allen, yüzzme bilmiyordur ve sandalı yürüten kaptana güvenerek yol çıkmıştır. Kürek çeken kaptan, motorun bozulduğunu farkeder ve yardım almak için kıyıya yüzer. Kaptanın gidişiyle Allen, boğulma korkusuyla başbaşadır ve küçük bir kaza sonucu, suya düşer. Gözlerini kıyıda açan genç adam, çıplak bir kızın, çalılıklar arasından kendisine baktığını görür ve uzun sarı saçları olan kıza yaklaşmaya çalışır. Allen’dan kaçarak, denize koşan kız, evine dönen genç adamın aklından bir süre çıkmayacaktır.

Denizde cüzdanını kaybettiğini farkeden Allen, polis memurunun aramasıyla, karakola gider. Şehrin göbeğinde çırılçıplak dolaşaan sarışın bir kız, Allen Bauer’ın cüzdanını bulmuştur. Karakola gelen Allen, cüzzdandan çok, kızla ilgilenir. Sağır ya da dilsiz olmamasına rağmen, konuşmayan ve söylenenleri anlamayan genç kızı alıp, otele yerleşen Allen, hayatının en mutlu 6 gününü geçirecektir.
Allen’ın işe gittiği bir sabaah, televizyonda gördüğü renkli kıyafetlerden hoşlanan genç kız, New York’ta eğlenceli bir alışveriş serüveni yaşar. Akşama doğru otele gelen Allen, genç kızı aramaya çıkar ve onu, bir televizyon mağazasında bulur. İzlediği kanallardan İngilizce öğrenen genç kız, ‘Madison Bulvarı’ndan etkilenerek, ‘Madison’ adını alır.

Cinderella Man…

| 17 March 2009 09:56

Yönetmen: Ron Howard
Senaryo: Akiva Goldsman, Clint Hollingsworth
Oyuncular: Russell Crowe, Renee Zellweger, Paul Giamatti, Craig Bierko, Paddy Considine, Bruce McGill, David Huband
Görüntü Yönetmeni: Salvatore Totino
Müzik: Thomas Newman
Yapım: 2005

Cinderella Man, sıradan bir spor filmi değil, tamamen etkileyici ve acıyı son noktasında hissettiren bir boks filmi. Filmde, gerçek bir boksörün; 1920-30’lu yıllarda hiçbir maçta nakavt olmamış New York’lu boksör Jim Braddock‘un (Russell Crowe) öyküsü anlatılıyor. 1929’daki ekonomik krizden hayli etkilenen üç çocuklu boksör ailesinin açlığa yenik düşmemek için verdiği amansız mücadele, filmin ilk yarısında göz yaşartıyor. Bu sosyal içerikler klasik olmakla birlikte fazla abartılmamış. Dövüşme lisansı elinden alınmış Braddock, denediği çeşitli işlerden sonra, bir fırsat yakalıyor ve değerlendiriyor. Üst üste galibiyetler alıyor ve filmin doruk noktasını oluşturan, ölümcül yumruklu Max Baer’la yaptığı tarihi maç ile de film, acı ve şiddetin yine en üst seviyesine çıkıyor. Jim’i bir efsaneye dönüştüren 15 raundluk bu maç, ona neler kaybettirmiştir. Şiddet yüklü boks filmi klasikte olsa, akıllarda kalacak sahnelerle dolu.
Başroldeki, “Akıl Oyunları” filmi ile oscarlı Russell Crowe ve yönetmen Ron Howard işbirliği klasik; fakat bir o kadar etkili bir filme imza atmış…
Filmden bir bölüm izle…