bildirgec.org

roman hakkında tüm yazılar

sıradanın olağanüstü öykücüsü: sait faik

kahramancayirli | 02 February 2008 20:57

edebiyata iki yazılık ara vermiştik. yıldız tilbe’den sonra da iyi bir şiirden bahsetmiştik. ki perihan mağden’in şiirlerini genel olarak da beğenirim. sanırım mağden’in sadece romanlarını sevemiyorum..
öykülerle aranız nasıldır bilmem ama iyi bir öykücüden söz etmek istiyorum. tek amacım var. belki biri okur bu yazıyı. belki bir kitap okumak ister. belki de daha önce tanışmadığı bir kaleme merhaba demeyi..
sait faik’in yazdığı öyküler bilinir en çok. oysa yazarın birtakım insanlar ve kayıp aranıyor adlı iki romanı ve şimdi sevişme vakti adlı bir şiir kitabı da var. georges simenon’dan yaşamak hırsı adlı bir kitabı çevirdiğini de ekleyelim.

Çok satan kitapların gerçek yüzü…

behman | 01 February 2008 18:52

yeni yazarlar..
yeni yazarlar..
yeni yazarlar..
yeni yazarlar..

Gerçek Bestseller!

bir kitap “çok satanlar” listesinde bir sene zirvede durur. sanırsın ki binler, yüz binler satmaktadır. fakat sene sonunda bir dergide gerçekle yüzleşirsin! bunca zaman listebaşından inmeyen kitap sadece 20.000 ( evet sadece yirmi bin) satmıştır. peki sebebi nedir? korsan satış patlaması mı?? bence kesinlikle değil! sebebi “kitap okuma alışkanlığımızın” olmaması. ona gerek, ihtiyaç duymamamız. yeterince şeyle meşgul olmaktayız gün içre. dışarıda iş, evde iş ve bunlara bir de “televizyon” faktörünü eklersen; gel de kitap oku, ona vakit ayır! kesinlikle okumayanlara da hak veriyorum!

.. devam edeceğim 🙂

masumiyet müzelerinde orhan pamuk

kahramancayirli | 31 January 2008 13:23

orhan pamuk
orhan pamuk

türk edebiyatının iyi isimlerini konuşmaya orhan pamukla devam edelim. ben yazarın görece daha popüler olan 1997 ve sonrası romanlarını değil, 1980-1995 arasında yazdığı romanlarını çok beğenirim.
mesela cevdet bey ve oğulları, mesela sessiz ev, mesela yeni hayat, kara kitap. kar’ı okurken çok sıkıldım. benim adım kırmızı’yı yarım bırakmıştım. yazarı sevdiğim için olsa gerek “öteki renkler“i çok sevdim..
velhasıl sakın kar’ı, benim adım kırmızı’yı okuyup, pamuk hakkında önyargılara kapılmayın derim. ilk yazdığı romanları çok daha iyi..
pamukseverler biliyordur 2007 aralıkta “masumiyet müzesi”(bir aşk romanı) adlı yeni romanı çıkacak deniyordu, 2008 şubat oldu kitap ortalıkta yok, sakın bu da bir pazarlama stratejisi olmasın.
belli mi olur?

foto sabah resimleri – ayşe kulin

kahramancayirli | 29 January 2008 21:01

foto sabah resimleri, ayşe kulin ‘in iki önemli öykü ödülünü birden aldığı, çok iyi öykü kitabıdır. yazar, özellikle “taş duvardır benim sevdam”da teknik açıdan doruğa ulaşır. okumaya başlarsanız imkanı yok bırakamazsınız. çok iyi öykülerdir velhasıl. sakın yazarın “bir varmış bir yokmuş”unu okuyup ayşe kulin öykücülüğü adına önyargılara kapılmayın. ne yapıp edip “foto sabah resimleri”ni sindirin bir..öykücülüğümüzün son yirmi yılı açısından bir başka çok iyi örnek de şebnem işigüzel’in “hanene ay doğacak” adlı kitabıdır..

Elif Şafak Siyah Süt

behman | 28 January 2008 10:46

elif şafak
elif şafak

Yüzyüzeyim artık kendimle ben!

Pinhan‘la başlayan edebiyat serüvenine “Siyah Süt”le devam ediyor usta yazar elif şafak. fakat itiraf etmeliyim ki, son eserinden diğerleri kadar etkilenmedim. zaten yazarın kendisi de kitabın ilk sayfasında ‘okuyun ve unutun’ diyor. diğer yapıtları kadar dolu, anlamlı, ve roman tadında değil. daha çok araştırma. kadın yazarların geniş çaplı incelenmesi. diğer taraftan post natal depresyon geçiren yazar kendi içine yolculuk yapıyor ve kendisiyle; düşünceleri, tarzı, yaşamı ile yüzleşiyor. okunabilir ama öncelik diğer eserlerde olmalı ; Pinhan, Mahrem, Araf, Baba ve Piç ves.

engin geçtan

kahramancayirli | 20 January 2008 16:00

engin geçtan, türkiyenin en iyi psikanaliz ve psikoloji yazarı. her kitabı nefis, bilgi dolu, üstelik de dili edebi, okunuyor su gibi. günlük hayattan verdiği her örnek, ders niteliğinde..

engin geçtan’ın kitapları şunlar:

Bir Günlük Yerim Kaldı İster Misiniz?
Hayat
İnsan Olmak
Kızarmış Palamutun Kokusu
Lanet -Son Tabuyla Yüzleşme: Adet kanaması
Psikanaliz ve Sonrası
Psikodinamik Psikiyatri Ve Normal Dışı Davranışlar Seyyar
Varoluş ve Psikiyatri

ama bu listede yazarın romanları da var mesela Kızarmış Palamutun Kokusu,…

çizgi roman hayranları.

icomania | 30 October 2007 20:37

çizgi roman hayranlarının mutlaka görmesi gereken oldukça eğlenceli ve dopdolu bir site içeriginde hayellerimiz süsleyen çizgi roman kahramanlarınız yazı resim ve efsaneleşmiş yapıtları ayrıca çizgiroman ustaları ile tanışma ve bilgilerini paylaşma imkanı bulacagınız bölümler mevcut..
buradan buyrun

çizgi roman
çizgi roman

Haldun Taner Öykü Ödülü Sibel K. Türker’in

kahramancayirli | 27 October 2007 18:29

Uzun zamandır bu yılki ödülün kime verileceğini düşünüyordum.
Ünlü tiyatro ve öykü yazarımız Haldun Taner’in anısına düzenlenen “2006 Milliyet Haldun Taner Öykü Ödülü”nü, “Ağula-Kaç Hayat Gizliyoruz Kendimizde, Kaç Hayatı Susuyoruz” adlı kitabıyla Sibel K. Türker kazandı..
2005 yılı ödülünü de Yavuz Ekinci “Sırtımdaki Ölüler” adlı dosyasıyla kazanmıştı.

stardust

mansonilized | 22 October 2007 17:36

Neil Gaiman’ın romanından sinemaya uyarlanan büyükler için yazılmış fantastik öğelerle süslü aşk romanı. Matthew Vaughn kitabı sinemaya uyarlarken birçok detayı değiştirmiş hatta hiç olmayan karakterler bile eklemiş. Romanı okumadığımdan uyarlamanın ne denli başarılı ya da başarısız olduğuna deyinemeyeceğim. Ancak filmi izlesem mi diyenler için bir ön bilgi sunumu yapabilirim.

Konu delice aşık olduğuna inandığı kızı elde etmek için ona kayan bir yıldızı bulup getirme sözü veren Tristan’ın o kayan yıldızın aslında bir kız olduğunu fark etmesiyle başlıyor. Ancak kayıp, dünyaya düşen bir yıldızın kalbini yemek cadılara sonsuz güzellik ve güç bahşediyorken üstelik o yıldız kral olmak için savaş veren 4 prensin mutlaka sahip olması gereken bir kolyeyi taşıyorken bu pek de kolay olmayacaktı. Film masal havasında rengarenk görüntüler eşliğinde akıcı bir şekilde ilerliyor. Oyunculuk konusunda bence yıldız rolündeki Claire Danes hariç herkes on üzerinden on puan almayı hak ediyor.

Robert de Niro’yu izlerken bu adam ölürse ne kadar üzülürüm diye düşünmekten Michelle Pfeiffer’ı her görüşümde bu yaşta hala bu kadar etkileyici olmayı nasıl başarıyor diye şaşırmaktan alamadım kendimi. Korkunç korsanı oynayan de Niro’nun elbiseli dans sahnesi, Pfeiffer’in büyü yapmadan hemen evvelki bakışları inanılmaz etkileyici. Peter O’ toole kısacık rolüyle her zamanki gibi insana bir an nerede olduğunu unutturuyor. Filmde hayalet prensler sürekli bir gülümseme etkisi yaratıyor, konuşmalar esprili. Aşk incecik narin bir duygusal titreme gibi kenara ilştirilivermiş ancak o kadar yakışmış ki gözümüzü üzerinden alamıyoruz (benim gibi romantiklikten uzak birinde bile duygulanma hissi yarattı!).