bildirgec.org

portekiz hakkında tüm yazılar

ölü kraliçe

nazokiraze | 01 June 2009 10:09

Dona Constanza’la evlendiği gün kalbi başka birindeydi Portekiz Kralı IV. Afonso’nun oğlu ve çapkınlıgıyla ünlü Kral Dinis’in torunu Don (dom)Pedro‘nun ,kendi düğün günü aklında ve yüreğinde sadece soylu bir nedime olan Inês de Castro‘daydı.Bu kadın aynı zamanda aşkı için 29 yaşındayken öldürülüp, öldükten sonra kraliçelik ünvanı verilecek olan zavallı bir kadındı.Evet bahsi geçen kadın öldükten sonra taç giymiştir.

büstü
büstü

perili park

nazokiraze | 26 December 2008 15:42

Bahsettiğim yer Portekiz’in dağlık bölgelerinden birinde at nalı biçiminde yayılan eşsiz bakir oluşuyla, yüzlerce çeşit hayvan ve bitkileriyle ünlü ve kurtadam hikayeleriyle ürperten Peneda Geres ulusal parkı.(bir makale)

Burası 72.000 hektarlık bir arazi üzerinde bulunuyor ve arazide sadece 9000 kişi yaşıyor.Hayatlarını bal toplayarak, keten dokuyarak, tarımcılıkla ve bir çeşit vahşi at olan garrano atlarını evcilleştirip satarak sürdürüyorlar.Yaşayan insanlar tarafından dokuz ay kış üç ay cehennem olarak nitelendirilen Peneda Geres acımasız sıcaklarıyla ürünleri kavuruyor.Bölge sakinleri hayatta kalmanın zor oldugu bir yerde yaşamaları sebebiyle suskun ve güvensiz olarak biliniyor. Arazinin pek çok yerinde yüzlerce yıllık kurt kapanlarına rastlamak mümkün. Halk asla uygar yaşam alanlarına göçmeyi düşünmüyor.
(bilgi)

garrano atları

Yok Böyle Birisi, Bir Daha Da Zor Gelir

hakem78 | 13 June 2008 11:45

Ronaldo
Ronaldo

Gerçek adı Cristiano Ronaldo Dos Santos Aveiro olan rüzgarın oğlu Ronaldo, 5 Şubat 1985 Portekiz’in Madeira adasında dünyaya gelmiştir. 184 cm boyunda ve 75 kg ağırlığındadır.

Ronaldo
Ronaldo

Şu an dünyanın en ünlü, en zeki, en çabuk, en hızlı ve beklide en yakışıklı futbolcusudur. İngiltere de Manchester United takımında futbol hayatını sürdüren ilk Portekizli olma unvanına sahip oyuncu, bu yıl ligde attığı 31 golle “Gol Kralı” unvanına sahip olmuştur. Euro 2008 de şovuna devam eden yıldız oyuncu seyredenleri de büyülemeye devam ediyor. Allah yetenek vermiş, boy vermiş, karizma vermiş daha ne versin. Sanki rüzgarın oğlu… Top ayağına şiir gibi yakışıyor. Futbol oyunu onun için sanki en ünlü ve nobel ödüllü bir edebiyatçının yazdığı kitap gibi. Bu oyunu şiir okur gibi, resim yapar gibi oynamak herkeste olabilecek bir meziyet değil.Her iki ayağını da bazen raket, bazen roket bazen de bir el gibi kullanıyor. İşte bu yetenekleriden dolayı diğerlerinden ayrılıyor.Ben izlerken futboluna doyamıyorum. Müsabakanın bitmesini ve oyundan çıkmasını bir futbol sever olarak, hiç mi hiç istemiyorum. Bir futbolcuda aranan tüm özellikler kendisinde mevcut. Bunun içindir ki önümüzdeki 10 yıla damgasını vurabilecek ender yeteneklerden biri olacaktır. Almış olduğu ödüller, gösterdiği saha içi ve saha dışı performans onu her anlamda bir süper star yapmıştır.

Milli Takım ve Fatih Terim

gtufekli | 04 June 2008 11:04

Milli takımın Euro ’08 macerası, kampı, kadrosu, basın toplantıları vs. vs. derken turnuva geldi çattı. Cumartesi akşamı Portekiz’le ilk maça çıkacaklar. Günlüğümdeki değinmek istediğim nokta ise Türk toplumunun ve basının takıma destek olması gerekirken ısrarla negatif yönde çalışması. Bugün olumsuz haberler yapanlar, Terim’e saçma sapan sorular soranlar, haber başlıklarının altında neredeyse hakarete dayanacak yorumlar yapanlar acaba durup, kendilerine bakıp, düşünüyorlar mı? Ben, takım süper, mutlaka şampiyon olacağız, yarın bu adamlar utanacak demiyorum… Ama 4 yılda bir düzenlenen bir şampiyonaya takımımız öyle ya da böyle katılmış ve bizim desteğimizi alması gerekirken bizim(!) basınımız, bizim(!) insanımız bu adamlara köstek oluyor. Yarın Portekiz maçında o takımı bizim takımımız yenerse, bu yorum yapanlar yine aynı sitelere girip bu galibiyet haberlerinin altına “Takım harika, biz şampiyonuz” diye yorum yazacaklar.

Terim’in avukatlığını yapmak bana kesinlikle düşmez, ben kimim ki veya o adamın benim savunmama ihtiyacı da yok. Tek isteğim, “TEK YÜREK” olabilmek, basınımızla, medyamızla, gazetelerimizle, televizyonlarımızla, radyolarımızla, sokaktaki adamla, bir holdingin başkanıyla, annemizle, oğlumuzla, “TEK” olabilmek… Bunu becermek ne kadar kolay veya ne kadar zor bilmiyorum. Tek bildiğim şey, takımımızın, futbolcularımızın, hocamızın buna ihtiyacı olduğudur. İnancımızı yitirmeden, bir hedefe kitlenip, onun için birlikte dua etmek varken, güne göre eleştiri, güne göre iltifat etmeye devam edecek herkes bunun da bilincindeyim, olsun belki 1-2 kişi okurda bana katılır…Bahsettiğim yorumlar ve haberler için burayı, burayı, burayı, burayı, burayı veya burayı tıklayabilirsiniz.