Bahsettiğim yer Portekiz’in dağlık bölgelerinden birinde at nalı biçiminde yayılan eşsiz bakir oluşuyla, yüzlerce çeşit hayvan ve bitkileriyle ünlü ve kurtadam hikayeleriyle ürperten Peneda Geres ulusal parkı.(bir makale)Burası 72.000 hektarlık bir arazi üzerinde bulunuyor ve arazide sadece 9000 kişi yaşıyor.Hayatlarını bal toplayarak, keten dokuyarak, tarımcılıkla ve bir çeşit vahşi at olan garrano atlarını evcilleştirip satarak sürdürüyorlar.Yaşayan insanlar tarafından dokuz ay kış üç ay cehennem olarak nitelendirilen Peneda Geres acımasız sıcaklarıyla ürünleri kavuruyor.Bölge sakinleri hayatta kalmanın zor oldugu bir yerde yaşamaları sebebiyle suskun ve güvensiz olarak biliniyor. Arazinin pek çok yerinde yüzlerce yıllık kurt kapanlarına rastlamak mümkün. Halk asla uygar yaşam alanlarına göçmeyi düşünmüyor.(bilgi)
garrano atları1971 yılında ulusal park ilan edilen Peneda Geres parkı pek çok yere göre doğallıgını muhafaza etmiş vaziyette. İnsan eli değmemiş pek çok bakir alana sahip parkta insan eliyle dikilmiş tek agaç yoktur.Parkta geçmişte Roma ordularının kullandıgı bir yol vardır (Geira Romana)
Teknolojik hiçbir etkinin sokulmadığı, hayvanların, bitkilerin kendi kendilerine ölüp kendi kendilerine çogaldığı parkta doğallık sıkı şekilde korunuyor, dünyadan soyutlanmış durumda. Ziyaretçileri bu haliyle cezbeden Peneda Geres yemekleri ve pansiyonlarıyla da farkını ortaya koyuyor.Düşünüyorum da geçen gün dünyanın en büyük longoz ormanına sahip ülkemizde mahvetmek için elden gelen yapılmasını yazmıştım. Diğer ülkelerin ellerindekine nasıl sahip çıktıgını görüyorum ve üzülüyorum.Elektirik direği, telefon hattı gibi şeylere dahi bu koca alanda rastlayamazsınız.Kulaktan kulaga kurtadamı anlatan kanlı hikayeler yıllardır anlatılıp duruyor belki buranın çekici olmasının en büyük sebeblerinden biri de bu.Yağmur zamanı dağlarda cinli, perili, hortlaklı hikayeler karanlık dag ve ormanlarda gayet ürkütücü halde yankılanır ve insanları korkutmaya devam eder.Turistlerin dışında kendi yerli halkı da bu tekinsiz duruma göre korku içinde yaşarlar.Arasıra vadilerde görüldüğü iddia edilen karaltılar gizeme gizem katar.Bölgenin her taşı, her ağacı ürkütücüdür.
yorumlar
Son resim ölü yatakları mı?
yok köye ait kulübeler olarak geçiyor. Bende mezarlık faşan sandıydım
falan:)
Alla alla,adamların psikolojisinin bozuk olmasına şaşırmamak lazım.Mezarı hazırlamışlar direk.
Bu kulübeler 17. yüzyılda yapılmış tahıl ambarı olarakta kullanıldıgı olmuştur ..
Nazooogelin buranın süper bir belgeseli var BBC yapmıştı sanırsam!!!Ben Perili evleri,köyleri,sehirleri,kiliseleri,mezarlıkları çok seviyorum, ölmeden hepsini gezmek istiyorum bu tip mekanları.
peki ben ölüp gezsem sakıncası olar mı acep?
sanmam 🙂
belgesellerden oluşan arşiv yaptı geçen eşim. Humanbody, afrika serisi anca seyrettik bakayım bu varmı yoksa da hemen hszırlasın çok isterim izlemeyi. Bir dergide okumuştum o yüzden konu hakkında yazmak istedim iyiki söyledin harlemcim hemen izlemem lazım. İnşallah gezme şansın olur oturdugum yerde pek çok eski kilise falan var arasıra geziyorum taşınmadan tadını çıkarayım dedim ama böyle dag bayır daha güzel
nazo valla senin yüzünden işi bırakıp ev hanımlığına transfer olacam
yok bırakma çalışan kadınlar lazım bize yahu…