evet komik gibi geliyor, hatta ilk etapta anlayamamış olmanız normal.
microsoft‘un tescillettiği son patent, hemen hemen bütün kişisel bilgisayarların klavyesinde page up ve page down tuşları, artık resmen microsoft‘un.
2005’te patenti almak için başvuran microsoft, 19 ağustos 2008’ta bunu başardı. 1981 ibm pc’sine ait klayvenin fotoğraflarının da kanıtladığı gibi, page up ve page down tuşları en az 27 yıldır kullanılıyor.
biz de bir pause falan patentleyebilseydik keşke.
patents.com düşündüğünüz şeyin daha önceden patentli olup olmadığını öğrenmenize yardımcı oluyor.
aslında bu iş için google patents ya da u.s patent and trademark office sitesini de kullanabilirsiniz. ama patents.com çok daha hızlı ve kolay bir arama sunuyor. sitede ayrıca eğer patentin kendinize ait olduğunu düşünüyorsanız itiraz edebiliyorsunuz.
Türkiye yanlış markalaşıyor. Türk Patent Enstitüsü’ne(TPE) yapılan marka tescil başvuru sayısı her geçen yıl artmakta ve son yıllarda yıllık 60.000’i aşan marka tescil başvuru sayısına ulaşılmasına rağmen burda bir yanlış bir davranış dikkati çekiyor.
Marka tescil başvurusunda sınıfı esası geçerli. Mal ve Hizmet Sınıfları adlı sayfadan yararlanarak bir markanın tescil edilebileceği sınıfları görebilirsiniz.
Burda örneğin 1. sınıf için resmi harç yatırıldığında 1. sınıfın tümünün başvuru formuna yazıldığı görülüyor. Markasını sadece Gübre ile ilgili tescil ettirecek kişi yangın söndürücü maddeler açısından da aynı ismi haksız olarak zaptediyor. Bu da 5 sene kullanılmayan markalar açsından hükümsüzlük davalarına sebep oluyor.
Kazara ilk buraya gelenler için: 1. bölüm, 2. bölüm…
Henüz 14 yaşındayken okulunu bırakan (N. S. gibi..) ve bir bakkal mağazasında tezgahtarlık yapmaya başlayan Clarence Saunders’ın belki de en büyük özelliği egitimini tamamlayamamış olsa bile içinde olan üstün gözlem yeteneği ve problemlere getirdiği yenilikçi çözümlerdi. Dükkandaki görevi, o zamanlar birebir olan alıcı-satıcı diyaloğunda müşterilerin siparişlerini alıp bunları hazırlamak ve istek olduğunda, eh bir de patronu izin verirse, bahşiş aşkına paketleri evlere teslim etmekti.
Ne var ki, 18 yaşını doldurduğu gün, artık kalfalığını yaptığı işten sıkılmış, hem biraz gezmek hem de şansını başka yerlerde denemek için ülke çapında satış yapan bir toptancının yanında işe başlamıştı. 4 yıl kadar ülkeyi dolaşıp bu işten de sıkılınca, 1905’te yine başka bir toptancının ama bu sefer şehiriçinde, satış memurluğunu yapmaya başladı.
Uzaktan oyun hamuru gibi gözükse de patentli formülü ile Cyber Clean temizlik çamuru (?) klavyenizde biriken görülebilir kirleri ve mikroorganizmaları temizlemeyi vaadediyor.
Uygulaması gayet kolay gözüken bu madde ile aynı zamanda klavyedeki parmak izlerimizden de kurtuluyoruz. Paranoyak zamazingçilere duyurulur 🙂
Yeni buluş veya ticari fikir sahiplerinin en birinci sorunu işe başlayacak kadar sermaye sahibi olmamasıdır. Bankaya gitseniz evin var mı arsan var mı diye sorarlar.
Burada buluş yada ticari fikir sahibi arkadaşlara “SERMAYE” desteği (borç değilmiş sermayeymiş) veren bi organizasyon var.
Anasayfada “fikirleriniz yeşertelim” diye bi link var oraya bi başvuru yazısı verilerek başvuruluyormuş. “Bilginizi çalmayız ekmek kuran çarpsın” gibi bi taahhüt de vermişler. Değerlendirip beğenirlerse görüşmeye çağırıyolarmış.
Burada ilan edilen başvuruya göre uçan daire patenti (faydalı model) bir Türk buluşçu tarafından alınmış durumda. Hem de gerekirse Alien’lar boğazda sohbet ederek dolaşabilsinler diye çift kişilik modeli de yapılmış. Dosyanın tamamını görmek isteyen arkadaşlar buradan “uçan daire” yazarak ulaşabilirler.
Peki şimdi nolacak?
“Semalarımızda uçan daire görüldü” diye bir haber duyduğumuz zaman bu haber aynı zamanda bir suç duyurusu özelliği taşıyor. Patent sahibinin şikayeti üzerine F16’larımız eşiliğinde indirilecek uçan daireye tedbir konularak yerel yedd-i emin emanetine bırakılacak ve dava süreci başlayacak.
Televizyonlarda çeşit çeşit programlar yapılıp konu sohbet ortamlarının ana başlıklarından olalıberi bize de buluşlarla ilgili çok sorular yöneltilir oldu.
Patent olayında en temel problem bulduğunuz şeyi sizden evvel bulmuşlar mı meselesi. Buluşçu arkadaşların morallerini bozmak istemem ama burada 200 milyon sayfa patent bilgisi var.
Aklınıza “aman tanrım” dedirtecek bişey geldiği zaman hemen buraya girip sizden evvel bulan olmuş mu öğrenebilirsiniz. Ama buradan doğru ve yeterli bilgiye ulaşabilmek o kadar da kolay olmayacağı için bu konuyla ilgili firmalara sorsanız daha iyi olur.
Eminim hepimizin başına gelmiştir “harika bir fikir birden bire aklımızı kurcalamaya başlar. Fikir üstünde çalışırken yanin kafamızın üstündeki ampülü sabitlemey çalışırken.. son olarak patent almak girişimde bulunmak için bir patent ofisine gittiğimizde fikrinizin sizden önce alındığın öğrenip elinizde ampülünüzle evinize geri dönersiniz.”
Peki ne yapmak lazım fikirlerimiz iyi değerlendirip patent almak için?
