bildirgec.org

oscar wilde hakkında tüm yazılar

Dorian Gray (2009)

queennothing | 07 June 2010 16:52

Oscar Wilde‘nin felsefi romanı “The Picture Of Dorian Gray”den (Dorian Gray’in Portresi) uyarlanan 2009 çıkışlı sinema filmi “Dorian Gray“, 1960 doğumlu İngiliz sinemacı Oliver Parker tarafından çekildi. itapla bir tutulduğunda beklentileri boşa çıkaran filmin, kitaptan bağımsız olarak bakıldığında da başarılı olduğu söylenemez. Wilde’nin “Dorian Gray’in Portresi” adlı romanının en güzel uyarlaması, 1945 çıkışlı “The Picture of Dorian Gray“dir.
Henry ve Basil, eski dönem İngiltere’nin burjuva sınıfından iki orta yaşlı arkadaştır. Ressam olan Basil’in genç ve güzel yüzlü arkadaşı Dorian Gray ise, insan güzeli, taptezi bir genç adamdır. Basil’in resim yaparken ilham aldığı Dorian, zamanla Henry ile tanışıp, arkadaş olur ve ikili arasında sevgi ve tutku dolu bir dostluk ilişkisi gelişir. O sıralarda Basil, yapımını tamamladığı portreyi sahibine, Dorian Gray’e verir ve dilerse bu portreyi kimseyle paylaşmayacağını da belirtir.
Portrenin güzelliğine hayran kalan Dorian ve Basil, Henry’nin ‘gençlik’ ile ilgili söylemlerine kulak kabartırken, fazlasıyla gerçekçi bir kişiliğe sahip olan Henry, Dorian’ın yaşlanacağı gerçeğini dile getirirken bir kehanette bulunduğundan habersizdir.

Zaman geçtikçe yüzü eskiyecek olan Dorian, Henry’nin gençlik hakkında söyledikleri üzerine yaşlanmaktan korkmaya başlar ve kendi portresini kıskanır. Kehanet de tam burada, portre ve akıp giden seneler arasında kendini gösterecektir.

A Good Woman (2004)

queennothing | 07 September 2009 10:10

Oscar Wilde‘ın oyunundan Howard Himelstein tarafından senaryolaştırılan ve İngiliz yönetmen Mike Barker tarafından çekilen, 2004 yapımı dönem filmi “A Good Woman“, izleyenleri 1930lu yılların zengin ve soylu bir ailesine aniden giren güzel ve olgun bir kadının bol dedikodulu hikayesine, İngiltere’ye götürüyor.
Filmde Helen Hunt, Scarlett Johansson ve Mark Umbers‘in yanısıra Tom Wilkinson ve Giorgia Massetti de yer alıyor.
Meg, 20 yaşında güzel ve asil bir kızdır. Zengin bir ailenin oğlu olan Robert Windemere ile evli olan Meg, küçük yaşta annesini kaybetmiştir. Kocası ile yeni bir eve taşınan genç Meg, kasaba halkının adından çokça baahsettiği Bayan Erlynne ile tanışma fırsatı bulur. Erlynne, 40 yaşına yakın olmasına rağmen oldukça güzel ve çekici bir kadındır ve bu yüzden, bulunduğu yerdeki erkeklerin dikkatini çekmektedir.

Femme Fatale (Mata Hari)

pillibebekkuyuda | 10 December 2008 13:23

Femme Fatale bir çok kez karşımıza çıkmış, bazı büyük yazarlar tarafından kaleme alınmış, tüm dünya kültürlerinin efsanelerinde geniş yer tutmuştur..

Kendi kültürümüzde daha derine inildiğinde Anadolu Türklerinin folklöründe adı geçen, Alkarası, Albastı da Femme Fatale ye örnek verilebilir. Sinema olarak düşündüğümde Femme Fatale ye örnek( Kötü ruhlu kadın), Suzan Avcı dan öteye gidemiyor, araştırmalarımda..

okuma notları-8

kahramancayirli | 06 July 2008 00:14

ayfer tunç‘un taş-kağıt-makas adlı öykü kitabı hakikaten çok güzel. yazarın ele aldığı konular, seçtiği karakterler, dili harikulade. hele ki kısa bir roman uzunluğunda suzan defter adlı uzun öyküsü ayrıca bir takdiri hak ediyor. dört baskı yapan bu özel öykü kitabını okumanızı özellikle öneririm..
pınar kür ün sonuncu sonbahar kitabı da su gibiydi. ancak bu kitabı okumadan önce yazarın yarın yarın ve bir cinayet romanı adlı romanlarını okumakta fayda var. çünkü iki kitaptan da karakterler var sonuncu sonbahar’da. yine çarpıcı, sürükleyici, keyifli.
sappho nun şiirlerini de okudum bu arada, bir çırpıda. çok güzeller, şiir severler için biçilmiş kaftan hepsi, tabii iyi bir yayınevi tarafından çevrilmişlerse..
andre gide nin sapık sevgi (corydon) sini beğenmedim açıkçası, atlayarak tamamladım, belki de bana hitap etmemiştir, hemen bir kalemde karalamış olmayalım kitabı.
ahmet erhan, gerçek bir şiir işçisi. son kitabı sahibinden satılık, 2008 melih cevdet anday ödülünü kazanmıştı ayrıca. sade, hoş, yeşil kapaklı bu güzel kitabı da önerelim: kafiyeleri, dizeleri…ahmet erhan ın bu kitabını da çok seveceksiniz..
ve en güzeli en sona sakladım. oscar wilde’ın dorian gray’in portresi. uzun zamandır okuduğum en güzel kitaptı benim için. gerçek edebiyatın ne olduğunu seziyorsunuz bu eserde. karakterler, yazarın tespitleri, yorumları hepsi enfes. ki oscar wilde’ın en iyi romanı olduğunda hemfikir pekçok okuru..

Kum Saati

allbeautymustdie | 19 October 2007 11:53

“monalisa, var oluşun edebi kum saati: şu anda, her anda, her şeyi bir daha yaşamak” allbeautymustdie

oscar wilde’ın naif leonardo da vinci’si “belki ressam, kimilerinin sandığı gibi, sadece artık rastlanmayan bir gülümsemenin kölesi olmuştu. ancak ne zaman louvre sarayı’nın serin galerilerinden geçip; -tuhaf kayalıklardan oluşan buz yalağının içindeki mermer koltuğa yerleşmiş, deniz altındaki gibi sönük bir ışıkta oturan- o garip figürün karşısında dursam; kendi kendime- o arasında oturduğu kayalıklardan daha yaşlı. bir vampir gibi, bir çok kez öldü ve ahretin sırlarını öğrendi. bilinmeyenin derinliklerinde dolaştı ve o hala günahkarlığa geçişin izlerini taşıyor. çevresi de tuhaf akıl karıştırıcı mallarını süren doğulu tacirlerle dolu. o, troyalı helen’in annesi leda ve meryem’in annesi azize anna’ydı. tüm bunlar ona lir ve flüt sesi gibi geldi. -yaşadıkları değişen yüz hatlarını biçimlendirirken onlara sadece incelik, göz kapaklarına ve ellerine de hafifçe renk verdi- diye mırıldanırım. dostumaysa, – suyun kenarında böyle tuhaf biçimde canlanan o varlık erkeklerin binlerce yıldır arzulaya geldiklerinin ifadesidir” derim.

akp hükümeti ve içine düştüğüm karadelik

minne | 21 March 2006 22:42

akp hüküme ti bende tam manasıyla bir karadelik tarafından yutulmuş hissi uyandırıyor .. bir süre sonra zaman duracak sanki …hiç bir iktidar bende anarşizm isteğini bu kadar çok sebep olmamışti …..ve oscar wilde ” Her türlü otorite alçaltıcıdır. Otoriteyi kullananları da, üzerinde otorite uygulananları da alçaltır… Belli bir sevecenlikle ve bazı ödüller ve karşılıklarla birlikte uygulandığında insanı ürkütücü derecede ahlaksızlaştırır. Bu durumda insanlar, üzerlerindeki korkunç baskının daha az bilincine varırlar ve böylece yaşamlarını, evcil hayvanlar gibi, herhalde başka insanların düşüncelerinin yansıttıklarının bile farkına varmaksızın, başka insanların standartlarına göre yaşayarak, pratikte sanki başka insanların giymekten vazgeçtikleri eski elbiselerini giyermiş gibi ve tek bir an için dahi kendileri olmayarak, tatsız tuzsuz bir rahatlık içinde sürdürürler. Değerli bir düşünür, “özgür bir insan, biraz uyumsuz ve isyankar olmalıdır” der. Ve insanlara rüşvet vererek uyum ve itaat göstermelerini sağlayan otorite de aramızda dolaşan aşırı besili bir barbarlık türüdür.”

Oscar Wilde (1854- 1900)