bildirgec.org

ömer hakkında tüm yazılar

Faydalı Muhabbetlerin Adamı Ömer’im

admin | 26 February 2009 17:26

Ömer abinin ölüm haberini aldığımda biraz uyur olduğumdan, başucumdaki bisküvilere el attım yedim biraz da su içtim, sonra cigaramı yaktım. canım kahve istedi.. aklıma ömer’in ispirto ocağı geldi; ocağını ateşleyen ispirtoyu midesine indirirdi..
Ömer ne idi ne değildi ben bilmem, lakin bildiğim şu siktiğimin boşluğunda meskensiz yaşamayı becermiş, derd-u gamdan azade kalabilmiş dehşetli bir meçhul derdin müptelası olduğudur..
Ömer abi öldü dediler..ikindiye göztepeden dediler..
maamafih bir kaza ve tesadüften ibaret hayattan külahını çıkartıp gittin ha?
tütüncü memed efendinin musallasına, ömer götvereninı yatırmışlar, avlu semtin esnafı ile dolmuş;

“Haşr “

koza 68 | 01 August 2008 12:41

bana dokanma bilader dedi. sana dokanan kim? yanıbaşına şarabını ve cıgaranı bıraktım görmüyon mu?
benim cıgaram da var şarabım da, ama iyi etmişin zulada durması her daim iyidir..çil gözleri ışılışıl adamın önünde sanki alabildiğine engin bir âlem varmış gibi öle rahat. dedi ki ;biz günü nasıl kurtarırızın hesabını yaparken sen diyecen ki,”ölme eşeim ölme”.. derim tabi, mına koim bu nasıl hayatt lan tüyün teleğin dökülmüş, zıkkımını cıgaranı getiriyoz bizi si*emiyon ne iş? majik kolpasına mı yatıyon sen de? dedi ki; sabah sabah kafamı ütüleme, benim cıgaram var rakım var, birazdan onları yana ittirecem benim işim bitecek, nihayetinde senin bıraktıklarına başlıyacam.

dijitürk reklamını şikayet ettim sonucunu bekliyorum (RÖK)

neoturk | 03 November 2007 13:36

reklam öz denetim kurulu
reklam öz denetim kurulu

reklam öz denetim kurumunu duymayan varsa , öğrensin reklamlar hakkındaki şikayetlerini dile getirebileceğiniz ve cidden işe yarayan bir kurum. Yeni dijitürk reklamını bu kuruma şikayet ettim.Cidden işe yarayan dedim çünkü daha önceki bir şikayetim görüşmeye alınmış ve sonuç bana iletilmişti. Bakalım bu reklamda ne gibi sonuç olacak sizlerle paylaşayım istedim.

dijitürk ün en son reklamı , satışını yaptığı dijital alıcı ve hizmeti , sadece cinsel bir metağ olarak tanıtılması 2a maddesine uygun değildir. Reklamda gösterilen kadın iç çamaşırı , yabancı uyruklu bir bayan ve konuşma tarzı endirekt yönden cinsel çağraşımlar yapmaktadır. Bu şikayette bulunmamın amacı özellikle reklamın yayın saatidir. Bu reklam prime-time dan sonra yayınlanmaya uygundur, söz konusu olan reklam ise saat 11.00 gibi yayınlanmıştır. Reklam yayın saati ve reklam içeriği hakkında kurumunuzun sahip olduğu yaptırım yetkilerini kullanmasını , gerekli işlemin başlatılmasınına dair isteğimi bilgilerinize arz ederim.

Şikayetleriniz için

Milli Mücadele’de Alaşehir

frodolives | 13 October 2007 22:25

ÖNSÖZİlk, orta ve lise öğrenimimi tamamladığım Alaşehir’de Milli bayramların ve 5 Eylül Alaşehir Kurtuluş Günü’nün coşkuyla kutlandığına öğrenimim boyunca tanıklık ettim ve bu törenlere coşkuyla katıldım.1971-2006 yılları arasında Alaşehir’e sadece senelik izinlerimde ve dini bayramlarda gelebildim. 2006 yılının yaz aylarında annemin hastalığı nedeniyle Alaşehir’de bulunduğum sürede Alaşehir’de Milli Mücadele ve bu mücadelede yaşananları inceleme ve araştırma fırsatım oldu. Okuduklarımın etkisi ve bir kurtuluş günü coşkusuna tanık olmak için 5 Eylül günü sabahleyin evden çıktım ve tören alanına doğru yürüdüm. Caddede 5 Eylül Alaşehir Kurtuluş gününün coşkusunu gösterecek hiçbir hareket yoktu. Hatta dükkanlarda ve evlerde asılı bir bayrak dahi göremedim. Tereddüt ettim acaba günü mü şaşırmıştım. Hayır doğru gündü. Bugün 5 Eylül 2006 idi. Tören alanına gittiğimde ise başka bir süprizle karşılaştım. Çok kısa süren tören bitmişti. Sadece Atatürk alanına çelenk konulmuştu. En büyük etkinlik ise Tariş satış mağazasının önünde üzüm suyu ikramı idi.Halbuki neler düşünmüştüm. Yerel yönetim ve Garnizon Komutanlığı gündüz coşkulu bir program hazırlayacak, her yer bayraklarla donatılacak halk törenlere coşkuyla katılacak, gece de paneller ve konferanslarla milli mücadele halka, özellikle gençlere anlatılacaktı.Düşündüm! Nasıl bu kadar vurdumduymaz olunabilirdi. Belediyeye ve Kaymakamlığa gittim. Sorumluları bulamadım. Soracağım soru şu idi. Kutlu Doğum haftasında afişlerle ilan ettiğiniz ve coşkuyla yaptığınız etkinlikleri neden 5 Eylül gününden esirgediniz? Sonra araştırdım ki 30 Ağustos Zafer Bayramında da aynı ilgisizlik ve sıradanlık hakimdi.
Yaptığım incelemede Alaşehir’de Milli Mücadeleyi başlatan ve bize bu günleri armağan eden Galip, Mustafa, Akif, Hacı Ali, Mehmet, Ömer, Raşit ve Hilmi Bey’lerin ve diğer Kuvvayı Milliyecilerin çocukları ve torunları onlar neredeydi?İşte 5 Eylül günü karşılaştığım bu hazin manzara; beni,incelediğim ve araştırdığım Milli Mücadelede Alaşehir konusunu yazmaya sevk etti. İncelediğim dokümanlar değişik konuları ayrı ayrı ele almıştı. Ben tarihsel kronolojik bir sırayı esas aldım ve o günlerde Alaşehir’de olan olaylarla, Türkiye’deki gelişmeleri birleştirmeye çalıştım. Öncelikle yapmak istediğim ise Milli Mücadelede öne çıkan Alaşehir’lileri tesbit etmek ve yaptıkları çalışmaları öğrenmekti
Umarım bizi bu günlere getiren, o günlerin Kuvvayi Milliyecilerinin çocukları, torunları ve akrabaları her 5 Eylül günü babalarını, dedelerini ve akrabalarını hatırlarlar, evlerine asacakları bir bayrak ve mezarlarına bırakacakları bir çiçekle onları sevgi ve saygıyla yadederken, onların çocukları, torunu, akrabaları olmanın mutluluğunu yaşar ve yerel yönetimi etkin bir 5 Eylül kutlamaları için teşvik ederler.
Milli Mücadeleye katılan ve bugün hepsi rahmetli olan vatansever Kuvvayi Milliyecileri saygıyla anıyorum,ruhları şad olsun. 7 Temmuz 2007. Hasan Zeki SungurE.Mu.Alb.

MİLLİ MÜCADELEDE ALAŞEHİR

Napolyon ve Nasrettin Hoca balgamlı tükrüğü hangimize gönderiyor?

NLPMaster | 15 June 2007 12:23

Şirketleri geçtik de
kişilerin değerlerinin bile
sadece bilançolardan oluşmaya başladığı dünyamızda
hâlâ umudum var insanlıktan…

  • * *
    Napolyon’u inim inim inleten,
    fukarayı el pençe divan durdurup dinleten,
    makam önünde demirci çekici gibi arşı inleten para…
    “Varlığın bir dert, yokluğun bir yara!”
  • * *
    Ama biliyor musun ki aslında
    beş para etmezsin 🙂

Ama “dostumuzun yüz karası,
düşmanımızın maskarası” olmamak için kazanacağız seni.

  • * *
    Ama heveslenme;
    TAPMAYACAĞIZ sana!
  • * *

Cahiliye adetleri gibi
sabah tapıp öğle de yemeyeceğiz seni…
Ömer’in helvadan tanrıları kadar da olamayacak saltanatın
kalplerimizde…