bildirgec.org

nostalji hakkında tüm yazılar

müjde ! pakeimam ve sayko geri döndü

enstarter | 02 February 2007 19:27

sayko karakteri
sayko karakteri

yıllarca önce zannedersem flash daha 2. versiyonunu yayınlamıştı(büyükannelerin erik mevsimi yok çiçekler açarken oldu gibi bir tarif oldu ama naaplım bilgisayarcılarda böyle) kısacası flash çok yeni iken destroyonur diye bilinen şuradan pokeimam a , buradan saykomatrix e oradan(işte aştığım nokta) da dayı isimli flash çizgi filmlerine ulaşabileceğiniz uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan animatör, şuradan internet sitelerine ulaşabileceğiniz mat rock gurubu için hazırladığı buradan izleyebileceğiniz video kliple geri gönmüş.

pokeimam karakteri
pokeimam karakteri

Ne diyelim aldı eski günlere götürdü bizi. sonuç olarak saykoyu, pokeimamı, kısacası tüm karakterleri bir defa daha saygıyla andık hatta videoları izleyince destroyonur un çizimlerinde ne kadar ilerlediğini de görme fırsatım oldu. umalım devamı gelsin 🙂

laterna

cosmicdust | 18 January 2007 02:41

Kırmızı panjurlu evde yaşıyorum ben. Bahçesinde tavşan elmaları var bir sürü. Okul havası katıyor bahçeye. Gittiğim lise de ve İzmir in sokaklarında çok olur. İyice kızardıkları zaman tatlarına da bayılırım. Keçiboynuzundan çok farklı değiller. Bir avuç yemeden tadına varamazsınız. Dikenlidir elinizi atıp bir avuç toplayamazsınız. Ama onları yemek dünyanın en eğlenceli işi oluyor kimi zaman.
Buraya taşınalı üç sene oldu. Evi senler önce görmüştüm. Bordoya yakın dış cephesi ve demir kapısındaki sarmaşıklarıyla uzun süre önünden gelip geçerken izledim. Bakımsız bahçesi ve hüzünlü rengi çekmişti beni içine belki bu kadar çok. Yaşanmışlık ve ardından bomboş kalma hissi. Birlikte yenen akşam yemekleri, edilen kavgalardan sonra çarpılan kapıların evin temellerinde bıraktığı izler. Çocuk ağlamaları, içeride çalınan eski bir secaattin tanyerli plağı, mutfakta mırıldanılan bir tango.
Eski İzmir hanımlarının ve beylerinin anıları bana geçti sanki evle birlikte. Belki şizofrence ama onlarla yaşıyorum artık. Akşamüstü bahçede çay içiyoruz bazen. Sokaktan bir laternacı geçiyor. rebetikolar çalarak. Mangalda demlendikçe tadı güzelleşiyor çayın. Bir yandan tömbeki kokusu dolduruyor bahçeyi. Sahilden gelen imbat çocukların saçlarında dolaşıyor. Son vapur dönüyor Karşıyaka’dan peşinde martı sürüsüyle…
Günlerce evden çıkmadığım oluyor. Huzuru bırakıp karmaşanın içine düşmekten korkuyorum. Evin içinde yürüyorum. Her santimetresini biliyorum evin artık. Her gıcırdayan tahta parçasının yerini, Tırabzanın üzerindeki küçük çentikleri, tel dolabın yanındaki gül oymalarının tüm kıvrımlarını. İki apartmanın narin duvarları ittirmesiyle her gün biraz daha küçülüyor evim.Apartman dairelerine taşınıyor insanlar. Bir sürü insan gelip gidiyor. Sonra boyuyorlar duvarlarını. Marleyleri sökülüyor. Sanki orada kimse yaşamamış kimse sevişmemiş, hiç kimse ölmemiş, kimse ağlamamış gibi ruhsuz badana kokusuyla baş başa, hatırlanmayacak bir sürü silik ruha ekleniyor yeni komşularım.
Ben ve evim yaşamaya devam ediyoruz…

Aşık olunca birikenler…

darjeeling | 04 January 2007 00:15

İçerdeki odamda kıyafetler üst üste atılıp,birikmiş.Mutfakta bulaşıklar birikmiş.Masanın üzerinde ekmek artıkları ve yerdeki halının üzerinde kir birikmiş.Lavaboda ve fırçada saçlar,elektrikli süpürgenin haznesinde toz birikmiş.Telefonumda silinmesi gereken mesajlar,televizyon masamın altında eski tarihli atılacak bir sürü dergi birikmiş.Telefon defterimde nostaljik isimler,makyaj çantamda kokuşmuş rujlar birikmiş.En son ne zaman yağmur yediğini bilmediğim şemsiyemin kumaşı arasında mis gibi bir yağmur kokusu birikmiş.Kutularda izlenmemiş filmlerim ve onların hala bilinmeyen konuları birikmiş.
Ne kadar da çok şey birikmiş ben etrafa bakmayalı,kendimi soyutlayalı.Bir kaç gün mü yoksa bir kaç yıl mı olmuş ben kendi evime yabancılaşalı?Ya da aynı evde her gün ama hergün yaşayıp, ölü gibi dolaşmaktan mı olmuş bunlar?Kaç asır olmuş ben aşık olalı,kendimi ve her saniyemi bir adama adayalı?Daha neler varmış beynimde birikipte utangaçlıktan size anlatılmayan,içime atılan…

Amiga Dünyası Dergisi (Nostalji)

tukuruksel | 09 November 2006 21:13

Onu kim bilmez ki, almak için Girne’den Lefkoşeye az mı gittim, şimdi ise tekrar görünce bi mutlu oldum, eğer sizde bu efsane dergiyi hatırlamak isterseniz sizi buradan alalım

Xatrix & Xbox logo benzerligi

gldio | 02 November 2006 15:02

Uzun zamanlar önce Kingpin oynardık, eglenirdik, cosardik. son 1-2 haftadir oyle bir kingpin oynama hevesim geldi ki sormayin. bende gidip “ne alemde, oynayanlar var mi acaba ?” diye arastirayim dedim. Sonra buldum ettim bir baktim ki yapimci firmasinin logosuna ( Xatrix Entertainment ), xbox aklima geldi. Acaba yaniliyor muyum diye onuda arastirdim ve baya bir benzerlik gosterdigini gordum.
ayrica kingpin oynamayan varsa bi yerden bulsun, edinsin, oynasin. kacirilmaz birseydir bu oyun.

kuş lokumu sevmeyen var mı?

hales | 28 September 2006 23:58

kuş lokumu aldım yine kuruyemişçiden. zaman geçse ve ben büyüsem de bir şekilde onları bulmayı beceriyorum. renk renk minik minik … işyerine de götürdüm geçen gün. benle yaşıt bir kız hemen “aa nerden buldun” diyip benim kaçamağıma ortak olurken, bizden bir kaç büyük arkadaşımız kuş lokumuna oldukça yabancı bir gözle baktı. bu kuş lokumu sadece bizim jenerasyona mal olmuş bir şey mi filan diye düşünmedim. onun da başına bu belayı sardım. o ilginç bir keşif yaptı biz de çocuk olduk yeniden kısa bir süreliğine

O eski vapur sesi

menese | 28 September 2006 16:18

Evet vapur sesi.. Yani vapurun düdüğünün sesi ama bildiğiniz gibi değil.. Bu ses, bir İstanbullu olarak sık sık duyduğumuz vapur düdüklerine pek benzememektedir.. İşin doğrusu böylesine insanın içini titreten bu sesi artık hiç bir kaptan hiç bir vapurdan çıkaramamaktadır..

Daha eski de olabilir ama sanıyorum ellili yıllarda, büyük ihtimalle Yorgo Iliadis’in -ki kendisinin adını akıp giden film jeneriklerinden iyi biliriz- bir şekilde kayıt ettiğini hayal ettiğim, boğazda seyrüsefer halinde olan bir şehir hatları vapurunun,insana daha çok hüzün veren sesidir bu.. Ki o yıllardan bu günlere kadar içinde deniz sahnesi olan her filmde ve ayrıca tv dizilerinde duyulagelmiştir..

blogger 7 yaşında

oky | 25 August 2006 13:03

geçici logo
geçici logo

pyra olarak yeni bir araç geliştirdik. adı blogger, yazılarınızı otomatik olarak yayınlayabileceğiniz bir araç… bu sözler bundan tam 7 yıl önce wp portakalda vitaminken evan williams tarafından sarf edilmişti. geçtiğimiz günlerde okula başlayan blogger 7. yaşını kutluyor. resimde gördüğünüz köpekli logonun sebebi ise, 1 köpek yaşının 7 insan yaşına denk düşmesi. acaba ekşi’de google araçlarını 100 metreden tanımak diye bir başlık bulunuyor mu?