bildirgec.org

mustafa hakkında tüm yazılar

Mustafa bana neler hissettirdi….

MerakliKedi | 12 November 2008 09:24

Susuyorum…. Günlerdir susuyorum… Kendim görmeden, kendi fikrimi oluşturmadan başkasının fikriyle kirlenmek istemiyorum. Veee susuyor, ve okumuyor, ve duymuyorum… Hiçbir tartışmaya girmiyor, hiçbir yorumu okumuyor, hiçbir tartışma programını izlemiyorum. Kirlenmek istemiyorum. Tamamen bakir başlamak istiyorum bu tecrübeye… Tertemiz izleyeceğim filmi, hiç kimsenin yorumunu duymadan, okumadan yalnızca kendimle…
İzledim.. Tek başıma… Tabii, ki tek başıma değil. Bir salon dolusu insanla birlikte ama tek başıma… Hayır, yalnızdım ben. Beyimde yalnızdım. Ve bir tiksintyle başladı film. Ben, belgesel de olsa bir film görmeye gitmiştim. Minimum bir film beklentrim vardı. Ne sinema dersinde bana anlatılanlar vardı filmde… Ne de başka birşey. Film boyunca onu sorguladım. Bana bilmediğim ne verdi? Hangi duyguyu tattırdı Mustafa? Latife’de okuduklarımdan farklı, bunca yıldır bildiklerimden, tarih hocalarımın derste anlattıklarından (çok şanslıymışım bunlar bana tarih dersinde anlatılmıştı) farklıı ne vardı ki filmde… Hiçbir duygu da kalmadı bana… Ne bir sahne aldı aklımda beni derinden yaralayan ne de herhangi birşey…
Üzüldüm. Kırıldım. Yaralandım. Keşke bambaşka duygularla çıkabilseydim bu filmden….

Bir Amatörün “Mustafa” Deneyimleri

COMPUTER06 | 03 November 2008 15:06

Bir Can Dündar yapımı. Mustafa. Daha önce Sarı Zeybek adlı belgeseliyle tüm izleyenleri etki altına alan Can Dündar 29 Ekim’de vizyona giren bir güzel yapıma daha imza attı. Mustafa Atatürk’ü doğumundan ölümüne tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Fragmana buradanulaşabilirsiniz. İlk 150.026 kişinin seyrettiği filmi bende yine ilk gün Ankara’da seyrettim. Film Atatürkle ilgili tekdüze yapıtlara hiç benzemiyordu ve açıkçası beni de çok etkiledi.
Filmin başında Atatürk’ün çocukluk psikolojisi, babasının ölmesinin üzerindeki etkileri ve dayısının yanındaki günleri anlatılıyor. Ayrıca Atatürk’ün üç yaşında ölen abisinin mezarının bir fırtına sonucu açılması ve cesedi de çakalların yemesi filmin acıklı sahnelerinden birisi.
Daha sonra Atatürk’ün yeniden evlenen annesine kırılıp ona danışmadan Manastır’daki askeri okula gitmesi, burada yaptıklarına yer veriliyor.
Sonra Mustafa Kemal’in harbiye yılları farklı kaynaklarla ekrana getiriliyor. Film süresince sürekli telgraf ve mektuplardan yararlanılıyor. Atatürk’ün Harbiye yıllarında çektiği para sıkıntısı ise o yıllarda tutuğu not defterlerinden anlaşılıyor. Ve Atatürk tam mezun olacakken yasadışı örgüt kurmaktan tutuklanıyor. Artık iki seçenek kalıyor ki onlarda idam ve sürgün. Önder Şam’a doğru yola çıkıyor. Bir Rumeli çocuğuna Şam çok soluk geliyor. Bu noktada Atatürk’ün ilk sevgilisi Madam Korin’le olan Fransızca mektuplaşmaları ekrana geliyor.Atatürk burdaki ilk savaşından sonra Çanakkale’ye geçiyor. Buradan Madam Korin’e yazdığı mektupta göğsündeki saati paramparça eden şarapnel parçasından bahsediyor. Film böyle devam ediyor. Biz şimdi birazda filmin esprili yönlerini el alalım.
1.Atatürk Milli Mücadele başında Ankara’da Ziraat Mektebi’nde kalıyor ve her an boğazlanma korkusuyla yaşıyor. Bİr gün pencereden birduman bulutu görüyor. Hemen yaverine “Oraya git ve eğer onlar isyancılar ise geriye doğru iki el ateş et” diyor. Yaver gidip bakıyor. Geri döndüğünde Atatürk “Hay Allah müstahakını versin.” diye cevap veriyor. Gelen bir sığır sürüsü.
2. Atatürk istasyon binasında kaldığı günlerden birinde mum alacak parası olmuyor. Emir çavuşu Ali’ye diyorki éBn karanlıkta yatamam çocuk!” Ali hemen bir gaz lambası kapıp getiriyor. Sabah bir kalkıyorlarki Atatürk is içinde.
3. Afet İnan Cumhuriyet ilan edildikten sonra neden bu kadar kısa bir konuşma yaptığını sorunca Atatürk şöyle cevap veriyor: “Dişlerimi yeni çektirmiştim.”
Bu filmi mutlaka izleyin.