Arkadaşlar resmi görünce koptum :):):):), paylaşmak istedim sizlerle.
Bilsem nerde satıldığını hemen bir tane edinirdim valla:)
mizah hakkında tüm yazılar
Göbeği kaşımaya devam.
OguzKagan35 | 04 October 2007 22:26
http://www.gobeginikasiyanadam.com/
Komikazeci Erdil Yaşaroğlu’nun blogu açıldı
iso1000 | 28 September 2007 12:19
Komikaze sitesinde karikatürlerini severek okuduğumuz, Erdil Yaşaroğlu’da blog yazanlar kervanına katıldı.
Eylül ayında açılan blogun ismi “diyomki”
Erdil Yaşroğlu’nun bloguna ulaşmak için buraya,
Erdil Yaşaroğlu’nun mizah ve eğlence sitesi Komikaze sitesine girip gülmek için buraya,
Erdil Yaşaroğlu’nun kişisel sitesi için buraya
Erdil Yaşaroğlu
buyrun…
Ünlülerin karikatürleri; Angelina ve çocuk taşıma kiti, Britney ve photoshop…
nurdantunay | 24 September 2007 13:15
http://baksimdi.blogspot.com/2007/09/gazetelerde-hemen-her-gn-fotoraflarn.html
Yılın kadın şöförleri, çok komik :)))
nurdantunay | 21 September 2007 15:16
http://kelebeknehir.blogspot.com/2007/09/yln-kadn-frleri.html
Eğlenceli animasyonlar dünyası: Flowgo
nurdantunay | 18 September 2007 21:06
www.flowgo.com birbirinden eğlenceli animasyonların yer aldığı bir site. Özellikle bebeklerle yapılan animasyonlar bir hayli eğlenceli. Popüler şarkılar bebeklerin dansları eşliğinde bebeklere uyarlanmış bir şekilde yine bebekler tarafından söyleniyor. Queen’in “we are the champions” ı we out of pampers oluyor. These boot made for walking, these buns made for wiping oluyor.
Burada HERŞEY BEDAVA!
NLPMaster | 16 September 2007 11:57
http://www.bedava.name/
İNBOX HAŞERELERİ İLE KEYFLİ ZAMANLARGEÇİREBİLİRSİNİZ
NLPMaster | 14 September 2007 01:41
http://postalar.blogspot.com/
Cem Yılmaz’ı çok kızdıracak açıklama!
istanbulefendisi24 | 11 September 2007 17:08
http://kelebek.hurriyet.com.tr/magazin/7252066.asp?top=1
Tek İstediğim Biraz Eğlenmekti
| 05 September 2007 13:38
İçeride oturmuş keyif yaparken, aniden kapı çaldı. Yerimden kalktığım gibi kapıya yöneldim. Açmadan önce kapının kolunu şöyle bir inceledim. Boyası çıkmıştı. Bir süre daha inceledim. Dışarıdan “Açsana lan kapıyı” diye ses duymamla birlikte, gerçeklere döndüm. Kapıyı açtığımda, karşımda biricik arkadaşım Erman vardı. Kulağında kulaklık, mp3 playerla mal gibi duruyordu. “Ooo Erman, gel içeri” dedim. O da “Yok abi sağol, gidecem şimdi, bir şey sormaya geldim” demek yerine yüzsüzce içeri girdi.
“Geç otur şöyle koltuğa” demeye kalmadan, koltuğa oturmuş, eline de bi muz almış, yiyordu. En iyi arkadaşım, böyle davranarak, sanki kendinden soğutmak istiyordu beni. İçimden “Y.vşağa bak, babasının evi sanki” dedim. O da bana “Noldu, bi şey mi dedin?” şeklinde şüpheci bi soru sordu. Ben de “Yok yok. Rahat ol, keyfine bak” diyerek, belki alınır da, toparlanır diye söylendim. En ufak bi değişik olmadı. Karşımda fütursuzca, suratındaki ebleh ifade ile muz yemeye devam etti. Bir an aklıma National Geographic belgeselleri gelmesiyle birlikte, Erman’ı muz yiyen maymunlar gibi görmeye başladım. Elimdeki Olips şekerini kafasına doğru fırlattım. Şekerin kabını çıkartıp da, afiyetle yemesini, büyük bir zevkle izleyecektim ki “Abi nabıyorsun yeaaa?” demesiyle birlikte kendime geldim.