Gecenin bir yarısında, günün ortasında, zamansız ve ansız arzu edilebilen müthiş bir kayıntı, dost muhabbetlerinde, bir maç çıkışında veya alkol tüketimi zirveye doğru ulaşırken tüketilen, bira severlerin et yemeği, seveni ve sevmeyeni bol olan bir yemektir : Kokoreç. Baharatlı, sade, kömür ateşinde, sac tavada, ekmek arası, tabakta, ayranla, şalgamla, birayla tüketilebilen kendine ait bir jargonu ve kültürü oluşmuş yemesi ve yapılmasının belli ritüelleri olan Kokoreç; Türk insanının değişmez alışkanlıklarından biridir.
Kokoreç odun ateşinde pişirildiğinde daha makbül kabul edilir.
Kokoreçin yapımında kullanılan ana malzeme bağırsaktır. Ancak kullanılacak bağırsağın küçükbaş hayvanlardan olması gerekmektedir. Çünkü büyükbaş hayvanların bağırsakları hem yağlı, hemde genelde kötü kokulu olacaktır. Genelde süt kuzularının ortalama 6 aylık döneminde olanı ustalar tarafından tercih edilir. Koyunların incebağırsakları da kullanılmaktadır. Hazırlanışı oldukça zahmetli ve sabır isteyen bir zanaattır. Bağırsağın içindeki necasetin tamamı çıkarıldıktan sonra, bağırsağın bir ucundan su akıtılmaya başlanır. Bu işlem ortalama iki saatten fazla sürer, bağırsağın içindeki dışkıdan tamamen arındırılana dek bu işleme devam edilir. Daha sonra ise temizlenen bağırsak süte yatırılır. Altı saat kadar bu şekilde terbiye edilen bağırsak tekrar su ile yıkanır. Kokoreçin sarıldığı büyük şişe ilk olarak çöz denilen uykuluk sarılır. Üstüne mumbar ve en son olarak ise bağırsak sarılır. İki saat boyunca tandırlarda veya harlı ateşte dinlendirilerek pişirilir ve servis edilir