bildirgec.org

memat hakkında tüm yazılar

gel-git

ceyhunak | 13 January 2009 07:26

Hayat bu mudur?
Yağmur yağıyor, ıslanıyorum. Islanmışım zaten göz yaşlarımdan, bu da ne ki . Kimseye etmem şikayet, sana da eğilmem elbet. Sen yokken nasılsam, öyle devam ederim hayata. Haykırışım sana da değil, sen bana bakma. Bakmadın da zaten.. çektin gittin görmeden.. Belki de haklıydın bu halinle. Haller tartışılamazdı gerçekten. Hekim de değilim ben, anlayamam bu gel-gitlerinden.
Yıllar yılları kovaladı. Sen gitmiştin, bende bir başkasını seçmiştim. Başkası sen gibi değil di. Çok sadece ve gerçekçi idi.
“ Elimi tutuşu ve gözlerime gözleriyle dokunuşu.
Dokundugu an da bana duyguların kabarışı..
Öpüşü, dudaklarında ki o gülüşü,
Sanki çizilmiş gibi o gamzenin duruşu.”

Çukur

kopanisti | 07 January 2008 10:47

”Filler, eskiden ormanda özgür ve bolluk içinde yaşıyorlardı.” 1560. Don Kıristobal, Samos Kontu, Batı İlleri Genel Valisi.

———————————————

Uzun kapkara saçlı, kapkara sakallı, kapkara giyinmiş adamlar, ormanda su içen fillerin yanına yaklaştılar. Kapkara uzun çivili sopalarıyla fillere vurmaya başladılar. Canları yanan filler bağarmaya ve kaçmaya başladılar. Sopalı kara adamlar fillere vurarak istedikleri yöne doğru kovalamaya başladılar. Filler kaçıyor kapkara adamlar arkalarından sopalarıyla vurarak kovalıyorlardı. Az sonra filler adamların açtıkları 1 metre derinlikteki çukura düştüler.

BEN BUNU HEP YAPIYORUM

sesiber | 06 December 2007 09:14

Ben bunu hep yapıyorum evet, sonra da yine aynı şeye kalbimin mi, midemin mi, beynimin mi ağrıdığını ayırt edemeden acıyor biryerlerim.
Farkında ola ola bu tuzağa düşüyorum. Çevremdeki seçmece 3-5 kişiye karşı en güzel yönümü dönüp, en cömert sevgimi verip sadece bu kişilerle sarmalanmış bir hayat istemek çok mu lüks? Çok mu imkansız? Herkesi sevmeden seviyormuş gibi görünmek, sayıyormuş gibi görünmek, onlara güleryüz-tatlısöz göstermek için gururumla onurumla yaptığım savaştan benden başka kimin haberi var, anlatsam kim anlar… Kim bilir o an çektiğim acıyı. Rahat olayım istiyorum, ne şartladın kendini buna takılma herkes gibi oyna, diyorum. Her lafı dinliyor bunu dinlemiyor dik başım. Acı çekiyorum acı. Açık sıyrık deri yarası gibi hava aldıkça yanan sinir edici bir acı. Uykumdan uyanıp ben neye üzülmüştüm diye düşündürüp uykumu kaçıran yüzsüz arsız bir acı… Ve hep kendimde suç, sorumluluk, keşkecilik aramaktan bıktım artık, biraz da beni üzenler, dilleriyle yaralayanlar düşünsün istiyorum. Ne istediğimi bile tam olarak bilemiyorum, daha doğrusu ne isteyeceğimi… dualarım bile boş. İstediğim öyle büyük öyle ulaşılmaz ki yüzüm tutmuyor. Para değil, pul değil, aşk değil, iş değil… değil işte. Kendime yapamadığım şeyi sitiyorum.
TÜM İNSANLARI DEĞİŞTİRMEK İSTİYORUM, kendimi değiştirebilmişim gibi.”Ben uyandım, siz de uyanın; beraber olmuyorsa ayrı ayrı mutlu olalım”, diye bağırmak istiyorum.

SERBEST-İ SERENCAM THE HEADBEST!

| 15 August 2007 09:16

şehrin kanlı gürültüsü paçalarımdan akıyordu.
içine çekmeye çalışsa da şehir beni, jimi hendrix’in yırtıcı sololarını sümkürüyordum her tarafa.
sahtekar bir dilencinin önündeki plastik kaseye elli kuruş attım aletimin glansının sadakası niyetine…
iç bayan bir dua repertuarına başlarken topukladım.
ciğerine osurduumun dünyası!

kentli, meslek sahibi, batı kültürüyle donanmış sözde elit
tabakanın kasıntı karılarıyla bindim vapura…
işe gidiyorlar…
ikinci sınıf mevkiye girdim. orası tenha.
kanepeler tahta.
elit tabakaya mensup olduğuna iman etmiş bir hatun da girdi ikinci mevkiye.
belli ki, yeni ayakkabısının arkası topuğuna jilet atmış…
koyu güneş gözlüklerinin ardına sakladığı gözlerindeki
acıyı göremedim ama diet yapan vücudu
s.o.s. veriyordu.
çaprazıma, cam kenarına oturdu. başını kokmuş, rengi bok rengine dönmeye azimli denize çevirdi.
bütün bakışların üzerinde olduğunu sanıyordu besbelli.
en azından ben dikmiştim bütün organlarımı üzerine.
bir aydır cins-i latif tatmamış vücudum ufak bir dalga
hareketinde testisten boşalırcasına sulu semen yağacaktı…
bizimki, bacak bacak üstüne atmasın mı…
yırtmaçlar kırlangıç olmasın mı…
sivri uçlu tornavida ayakkabısının altında beyaz fiyat
etiketi görünmesin mi…
bu da yeni bir moda mı ne! etiketler sökülmüyor…
göstergeler imparatorluğu…
mishima barthes el ele!

FBI MOST WANTED FUGITIVES

dralivolkan | 18 February 2007 15:38

besle kargayı oysun gözünü!
besle kargayı oysun gözünü!

Şu adreste FBI’in Top Ten arananlar listesini görebilirsiniz. İlginç tipler var. Ama tipler hiç de hollywood filmlerindeki kötü adamlara benzemiyor. Nerde Gary Oldman nerde John Parsons. Hele bir James Bulger var ki melek gibi birşey adam.

Neler mi yapmışlar? Bakın öğrenin.