Yeni öğretim yılı açılıyor,hayırlı olsun. Ama eskisi gibi değil liselerde geçen sene MEB bir affla bütün kalan öğrencileri bir üst sınıfa geçirmişti. Şimdi yeni çıkan uygulama ile bir dersten dört sınav hakkında geçemiyen lise öğrencisinin okulla ilişkisi kesiliyor. Bu durumu değerlendirelim acaba iyi olmza mı?
Hani 400 kişilik liseden bir öğrenci bile gönderemiyoruz sözleri son mu bulur? Yoksa sokağa daha çok genç mi yollarız?
meb hakkında tüm yazılar
yüz kızartan bilmeceler
| 24 August 2006 18:12
MEB‘in 2005 yılında başlattığı “100 Temel Eser” adlı projede amaçlanan şey şu idi : ilköğretim çağındaki çocuklara okuma alışkanlığı ve objektif bir dünya bakışı kazandırmaktı.Fakat gelin görün ki varılan nokta “ürkütücü”.
Çünkü “100 Temel Eser” projesi yeterli oranda denetlenmediği için birçok yayınevi olmadık eserler ve içerikler hazırlayıp,satışa sunuyorlar.birçok öğrenci ve velide “MEB” onaylı olduğu için bunları satın almakta sakınca görmüyor.
işte bu çarpıklığın son örneği.
100 Temel Eser statüsünde gösterilen ‘Türk Bilmecelerinden Seçmeler’ adlı kitaptaki bazı bilmeceleri sizlere, olayın ciddiyetini kavramanız için aktarıyorum.
- Aşgalanın fahişesi (Surfa) .
- Aldım ele, vurdum yere .Tu allah belan vere (Sümük) .
- Karşıda oturur .S.kini yere batırır (Körük)
- Don içinde dik durur (Mum
çok daha fazlası ve haberin devamı için .:
“negatif” deyimler
hales | 24 August 2006 11:21
Milli Eğitim Bakanlığı tavsiyeli 100 temel eser meğer Talim Terbiye Kurulu’ndan geçmemiş. İsmet Berkan bugünkü yazısında buna değinirken bir yandan da eserlerdeki İslamlaştırmaya ve sözlüklerimizde yıllardır yerini koruyan bazı deyimlere yer veriyor. Mesela “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. “Bu çeşit deyimlerin sözlüklerde durmaya devam etmesinin kime ne faydası var” var diyerek kendi düşüncelerini aktarıyor. Emre Aköz de daha önce kadınları aşağılayan deyimlerin çıkarılmasıyla ilgili bir yazı yazmış. “eksik etek” gibi kavramların gerçeği ifade etmese bile dilimizin bir parçası olduğundan bahsetmişti.Bu deyimleri çıkartmanın sadece dile değil aynı zamanda tarihe müdahale olduğunun altını çizdiği yazısı da burda. peki siz ne dersiniz??
internetten okul kaydı: e-kayıt
bedafocb | 03 June 2006 15:57
e-kayıt başladı
e-devlet kapsamında yeni bir uygulama e-kayıt başladı. başvuru formu doldurularak kayıtlar internet üzerinden yapılabilecek.
Kayıt tarihleri: 1 Haziran-14 Temmuz 2006
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
yusuph | 10 May 2006 12:02
EĞİTİMDE FENA ÇUVALLADIK !
Neo Eroica | 27 April 2006 23:59
Yeni okuduğum bi’ haber. Çok ilginç detayları olmasına rağmen genelde hepimizin bildiği şeyler olması açısından pek de şaşırmadım. O yüzden Dünya Bankası’na koca bi’ Günaydın! demek istiyorum. Umarım bizimkiler de uyanırlar da bu işe bi’ el atarlar. Belki Dünya Bankası’nı dinlerler… Ne dersiniz?
Ben hadi ordan salak derim kendime, boşuna umutlanma, sen aklını peynir ekmekle mi yedin! gibi…
Tabii bu ne kadar anlamlı onu da bilmiyorum… Özellikle ÖSS yüzünden hayatım mahvoldu ya ondan kızgınım biraz da… Bi’ de köylerin durumu, üçlü sınıflar vs.
Varolmadan yokolan bir kuşak!
admin | 26 March 2006 15:50
Son zamanlarda okullarda artan şiddet olaylarını,her gün yaralanan ya da ölen birilerini görmeniz mümkün.Haber bültenlerine katılan M.E.Bakanı Hüseyin Çelik ise, durumu basının abarttığını sık sık vurgulayarak,”Napalım hepsinin başına bekçi mi dikelim.Ailenin ve çevreninde sorumluluğu var.Çocuklar okuldan sonra grup halinde yürüyorlar…” şeklindeki sözleriyle bu konuya müthiş bir şekilde hakim olduğunu gösterdi ve içimize su serpti! Hepimiz ilkokulda okurken sıra dayağı denilen aptalca bir durumla karşı karşıya kalmışızdır elbet.Küçükken sınıfta öğretmen denilen bir kişinin bir çocuğu sırf konuştuğu için ağızı burnu kanıyana kadar dövmesini gördükten sonra mavi önlüğü giydiğim anda ‘suskunluk saatlerim’ başlamıştı.Ben böyle tepki vermiştim,böyle korkmuştum bi de o çocuğu düşününce bugün gördüğüm görüntüler şaşıtmıyor beni.Fransa’da çıkacak olan istihdam yasasına öğrenciler ve işçilerin nasıl el ele mücadele verdiğini gördük.Bütün öğrenciler sokağa döküldüler,ilginçtir ki tam bu sırada Türkiye’deki öğrencilerde sokaklardaydılar. Ama onlar YÖK’e,eğitimdeki uygulamalara,küçük yaştaki çocukların köle gibi çalıştırılmasına karşı değil,’neden bana öyle baktın?,bizim grup sizi döver… gibi kişisel kompleksler ya da bir anlık öfkeler nedeniyle sokaktalar.Ellerinde bıçaklar,bellerinde silahlar hepsi şu meşhur ‘Polat Alemdar’ nidalarıyla meydanlarda kendilerini gösteriyorlar.Noldu bu çocuklara böyle?Biz nerde yanlış yaptık sorusuna kimse cevap bulmak istemez eminim ki, çünkü muhakkak bu olaylara ilişkin bizde suçluyuz.MEB yanlış politikaları nedeniyle,ailleler ise ekonomik durumlarını ortaya attıkları için,bizde bunca yıl okullarda olan olayları,eğitim sisteminde yapılan yanlışları oturup öylece mal gibi seyrettiğimiz için bu soruya cevap veremeyiz.Sosyal bir vaka yaşanıyor,bir nesil yavaş yavaş kendi yolunu! bulmaya başlıyor.40 ve 50’li yıllarda kendini bulmaya çalışan bir nesil ,60’lı ve 70’li yıllarda devrimci,isyancı,haklarını korumaya çalışan gençler,80 ve 90’lı yıllarda ise boşlukta olan kendilerinden öncekiler yapılanlar nedeniyle kendi kabuğuna çekilen bir gençlik,2000’li yıllarda ise artık kendini bulamadan çöken bir gençlik var.Farkında mısınız kültürel,ekonomik,sosyolojik,psikolojik vb. her bakımdan bir kuşak varolmadan yok oluyor,varoluşlarının altında eziliyorlar ama kimse onlara dönüp bakmıyor bile!
Başörtüsü: YÖK ve MEB Eğitim için Ne Yapıyor?
elfiya | 10 February 2006 11:20
Başörtülü olarak yaşayabileceğiniz yaşam alanları giderek daralıyır. Şimdi Danıştay’ın verdiği bir karar ile sokaklar dahi kamusal alan (ne demek olduğunu ben de bilmiyorum)olarak değerlendiriliyor. YÖK ve MEB el ele vermişler biz kadınlara ve imam hatiplilere hayatı nasıl dar ederiz diye uğraşıyorlar.
Bu esnada liseli öğrenciler birbirleri vuruyor (Şimdi Kurtlar Vadisi’ni eleştiren arkaşlar haksız mı?). Her gün okullarda şiddet ve sosyal uyumsuzluk artıyor. Uyuşturucu, alkol ve sigara kullanımı almış başını gidiyor. Ama MEB ne ile uğraşıyor!
sevindirici
onerty | 21 September 2005 17:51
toplumsal bilimlerle alakam yok dolayısıyla üzerlerinde nasıl bir etki doğuracağı konusunda fikir sahibi değilim ama, zorla da olsa lise ve dengi okullarda şu listedekilerden oluşan bir seçki’ nin (aslında 100 kitaplık bir seri) öğrencilere zorla da olsa okutulacak olmasına çok sevindim. knut hamsun’ la, panait istrati’ yle, cengiz aytmatov’ la, cemil meriç’ le, necip fazıl’ la ve daha onlarca çok iyi yazar/şair’ le zorla da olsa temas ettirilecek öğrenciler. garip biçimde sevindim işte..
f ve q klavye hususu daha evvel burada da tartış..
nikita | 09 February 2005 20:35
f ve q klavye hususu daha evvel burada da tartışılmıştı. meb bilgisayarlar f klavyeli olacak kararına varmış…