bildirgec.org

martin eden hakkında tüm yazılar

“Dişisine Kötü Davranan Tek Hayvan İnsanoğludur”: Jack London

24black mamba24 | 27 January 2010 11:30

Jack London
Jack London

San Francisco Körfezi’ne doğru yol alan “Razzle Dazzle” (ABD argosunda “Şaşırtıcı hareket” anlamındadır) adlı teknenin genç kaptanı bir eliyle dümeni tutarken öteki eliyle dizleri üzerindeki kalın kitabın sayfalarını çeviriyordu. Teknedeki büyük tahta kutularda gün boyu istiridye yataklarından çıkardığı ve kendisine üç aylık işçi ücreti denli gelir sağlayacak olan istiridyeler bulunuyordu.

Her an bir devriye botuyla karşılaşabilir ve kaçak avlanmakla suçlanarak hapsi boylayabilirdi. Fakat genç kaptanın çevreyi kollaması gereken bakışları daha çok kitap sayfalarında geziniyordu. Sahil polisinin baskını umrunda değildi; çünkü onlar için en büyük istiridyelerden oluşturduğu bir ikram tabağı hazırlamıştı bile… On yedi yaşına yeni girmiş olan kaptanın adı Jack London‘dı.

Jack London (1876-1916), yoksul bir ailenin çocuğu olarak San Francisc‘da dünyaya geldi. Anne ve babasının koyduğu “John” adını ilkokul sıralarında kendi isteğiyle “Jack” olarak değiştirdi. Sekiz yaşındayken eline ne geçerse okumaya başladı. Yoksulluktan üne ulaşanların ve uzun deniz yolculuklarına çıkanların öyküleri daha çok ilgisini çekiyordu.

Ölüm İsteği

| 07 April 2007 02:02

Sinirliysen,birine kızıp üzüldüysen,birileri yüzünden diplerde sürünüyorsan ölmek istersin,ölümle cezalandırmak istersin insanları.Öldüğünde kıymetini anlasınlar ve içlerinde onlar da ölsünler,dibi boylasınlar istersin.İkinci tekil şahısa konuşuyorum…Bilmiyorum kaç kişi daha benim kadar manyak,kaç kişi daha karşısındakini cezalandırmak için ölmek istiyor.Belki de bu bir ceza değil,belki ölme isteğinin ta kendisi.Asıl olan da ölmek zaten.Ne için,kimin için olduğunun ne önemi var ki…Tekrar bilmiyorum demek geliyor içimden…Bilmiyorum bu ruhsal bir sorun mu…Her insanın sinirlendiğinde,sevdiklerine ceza vermek istediğinde bu şekilde kafasında kurup kurmadığından haberdar değilim.
Boşluktayım,denizin dibini boylamak ve boğulmak istiyorum,zaten kendi oksijensiz kalmış boşluğumda boğulmaya yüz tutmuşken.
Martin Eden geliyor aklıma…bir zamanlar severdim kitap okumayı,kaybederdim kitaplar arasında kendimi.Artık okuyamıyorum.Tozlu sayfalar arasında birşeyler aramaya çalışmak anlamsız gelmeye başladı.Mutlu sonlara hasret ben birtek Martin Eden’ı seviyor.Yakındı o bana…Mutlu olmaya çabalayan,sonunda hayatın anlamsız,dumanlı boşluğunda kendini yok etmeye karar veren karakter.
Haklıydı…
Yaşamaya değmezdi ki
Bu hayat
Hep sıkıcıydı…
İçinde yaşanılanlar bayat