bildirgec.org

konusuz yazı hakkında tüm yazılar

Konusuz

grimwhul | 25 September 2009 16:37

Gereken şey, sadece bir konu aslında bize. Bir şey bilmemize gerek yok konuşabilmek için. Konuştuğunu duyabilmek var bir de ama önemsiz bir ayrıntı o da sadece bize. Vaazlar veriyoruz karşımızdakilere, kafamızdakileri anlatıyoruz hararetli bir şekilde savunuyoruz bildiğimizi ya da inandığımızı. Hele birisi karşı çıksın bakalım fikrimize sıralıyoruz arka arkaya kötü özellikleri ya da yetersizlikleri onda ki. Kendimizdeki harikaları da eklemeyi unutmuyoruz arasında sohbetin, aldığımız övgüleri büyük bir alçak gönüllülükle savıyoruz başımızdan, olur mu öyle şey diyoruz ve başlıyoruz karşımızdaki insanın harikalarından, takdiri hak eden eylemlerinden bahsetmeye. Övdüğümüzde, kınadığımızda aynı insan oluyor bazen, umursamazca çelişiyoruz kendimizle, olabildiğine erdemli olan biz, bu hareketimizi de yine yüksek karakterli bir insan oluşumuza bağlıyoruz yüzsüzce. Aslında keşfedilmemiş bir cevheriz biz doktorla doktor oluyoruz, yazarla yazar, gazeteci mi o? E ne duruyoruz o zaman sıralayalım haydi bildiklerimizi. İyi niyetli bir övgü mü duyuyoruz, yarın falancaya doktor beyin nasılda ona saygı beslediğinden, her zor vakada gelip fikrini sorduğundan bahsediyoruz, tabi ki yüce gönüllülükle hiç geri çevirmiyoruz bu isteklerini. Ya da aslında hayatımızı yazsak ne çok saygı duyulan bir yazar olacağımızdan bahsediyoruz. Peki, neden ihtiyacımız var tüm bunlara? İçten içe aslında şu hayatta hiçbir başarımız olmadığını bildiğimizden ötürü mü bu uğraşımız, insanlar gözünde kazanacağımız ufacık bir statü mü istediğimiz? Yoksa sadece bizim yaptıklarımızı yapan başkalarını gördüğümüzde söylediğimiz gibi, deli miyiz? Sokak da üstü başı yırtık giysiler içinde elinde şarap şişesi ile gezerken, Napolyon olduğunu iddia eden deliden çok mu farklı yaptığımız? Daha mı inandırıcı bizim yalanlarımız onunkinden? Peki ya hangimiz daha deliyiz?

Yok devenin pofuduk terliği

aRRoGaNTe HoMbRe | 28 March 2008 14:48

Size bugünkü yazımda her zamanki gibi yine yeni yineden (olmadı lan bu, ‘yeniden’le bitmesi gerekiyordu. neyse koy g.tune) kayda değer hiçbir şey anlatmayacağımın altını, üstünü, yanını, sağını, solunu, cibilliyetini..(- hiişt hoooop du du duur, naptın hacı sen? – hee, pardon ya gaza geldim yürüdüm gittim.) çizmek istiyorum.(çiz bakalım) Bir de ek olarak bu yazıda diğer yazılarıma nazaran, (onbir ayın sultanı nazaran) daha fazla küfüre yer vereceğim. Neden diye soracak olursanız ki bence sormayın. Adam küfür edeceğim diyor, sen neden diye soruyorsun. Cevabının ne olmasını, nasıl olmasını bekliyorsun? Bence sana da çok pis küfür edecek olm. Sakın sorma, bence yapma böyle bir şey. Ben yerinde olsaydım, yani ben sen olsaydım, hiç böyle bir olaya girmezdim. (noluyoo ya yine?) Küfürden hoşlanmayanlar olabilir aramızda. Ama bu tür eğlenceli yazılarda dozunda kullanılacaksa eğer, (- doz neydi lan? – doz maça olm, oyna sen) ben severim küfürü. Yani bana edilmedikten sonra bana ne ki yaa, değil mi ama..Yok yok, bu bahsettiğim öyle bir şey değil. Küfürleri bir bağlaç olarak kullanma, şahsa yönelik değil de efenim tümceyi hareketlendirme bazında kullanmaktan bahsediyorum. Esasında bariz kıvırıyorum kardeşim. Küfür küfürdür. Pistir, leştir. Sayın aRRoGaNTe neden küfür? Neden mi, şeydeen dolayı, ondan yani. Bulduğum en güzel cevap bu, gerisini siz düşünün. Diyorum ki küfür sevmeyenler, parmak kaldırsın ve izin alsın benden. Onlar çıkabilirler, ‘yok’ yazmayacağım.