Yukarıda gördüğünüz çatal-kaşık seti ile yedikleriniz kontrol altına alınıyor. Çatal yediğinizin analizini yapıyor (yağ, protein veya şeker gibi), kaşık ağırlığını ölçüyor, bıçak ise ısıyı ölçüyor. Bu bilgiler daha sonra bilgisayara aktarılarak diyetinize ne kadar uyduğunuzun analizinde kullanılıyor. Yani kısacası doktorunuza yalan söyleme şansınız kalmıyor.
Biten ve biliçsizce çöpe atılan pillerin içlerindeki zehirli kimyasallar yüzünden doğaya ne kadar büyük zararlar verdiğini bilmeyen kalmadı. sung woo park bu bitik pillerin sağladığı enerjiyle yanabilen led bir lamba tasarlamış. energy seed altındaki tüp şeklindeki bölmeye atılan bitmiş pillerden inerji ihtiyacını karşılıyor ve aynı zamanda bu piller uygun koşullarda imha edilebilmek, saklanabilmek için toplanmış oluyorlar. Görüntüsü saksıdaki çiçeği andıran zamazingo üniversitelerde kullanılırsa bile en azından çevre bilincini geliştirmek açısından büyük yarar sağlayabilir.
Çevresel sorunların günlük yaşamı git gide daha fazla etkilemesi ve atran temiz su ihtiyacı hepimizin malumu. Ideo mühendislerinin geliştirdiği Aquaduct da işte bu noktada bir çözüm alternatifi olarak karşımıza çıkıyor. Aquaduct ile kirli suyu istediğiniz yere taşırken pedallardan aldığı enerji kullanılarak su temizleniyor. Yani temiz enerji ile hem suyunuzu taşımış, hem içme suyu elde etmiş hem de doğaya zarar vermeden istediğiniz yere gitmiş oluyorsunuz. 1,1 milyar insanın susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünürsek, henüz konsept aşamasında olan bu zamazingonun, ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlarız.
Nal şeklindeki mıknatıstan esinlenerek yapılmış olan bu mıknatıs lamba Seokmoon Woo tarafından tasarlanmış. Mıknatıs ve lamba bölümü olarak iki kısımdan oluşan manyetik lamba demir vb. metal yüzeylere yapıştırıldığında otomatik olarak yanıyor. Kapatmak istediğiniz de ise onu metalden ayırmanız yeterli. Şu an konsept aşamasında olan bu tasarım oldukça farklı ve ilgi çekici fakat tasarımın verimli çalışması için ne tarz bir lambanın burada kullanılacağını merak etmekteyim.
Bu ilgi çekici ferrari motosiklet israilli tasarımcı Amir Glinik tarafından yapılmış. drive-by-wire (elektronik gaz kontrol sistemi) kullanıldığı, kontrol sisteminin f-16 savaş uçağından ve direksyiondaki düğmelerin ise formula-1 yarış arabalarından esinlendiği belirtilmiş. Diğer kontrollerine ise dokunmatik ekran vasıtasıyla erişilebilmekte.Kaynak
Ferrari, dikkat çekici ve güçlü arabaları ile karşımıza çıkan bir markadır.
Bu araçlardan etkilenen, İsrailli endüstriyel tasarımcı, Amir Glinik de Ferrari markasına yakışacak bir motosiklet tasarlamış.
Adam Huffman’nın tasarlamış olduğu ve Cobalt adını verdiği eskiden dedelerimizin cebinde gezen köstekli saatleri günümüz teknolojisiyle donatarak modern hale getirdi. Ana ekranda saat, tarih, hava sıcaklığı gibi özellikler mevcut. Dokunmatik ekrana sahip olan bu saat bluetooth teknolojisine sahip, e-mail ve sesli mesajlar alabilir gönderebilir, yani ses kaydı ve ses yayını yapabiliyor.
Moti Barzilay imzasını taşıyan iShow alışılmış projektörden bir hayli farklı. Portarif bir ürün olan iShow, iPhone, iPod ve MacBook’larla birlikte kullanılabiliyor.
Pianobell müzik ruhuna hitap ediyordu. Yine Li Jian tasarımı olan bu kapı zili de teknoloji meraklılarına yönelik. “Enter” olması itibariyle de pek davetkar. Kaynak
