bildirgec.org

komedi hakkında tüm yazılar

Cold Souls

bayiyorum | 16 August 2010 12:17

Yönetmenliğini ve senaristliğini Sophie Barthes in yaptığı filmin oyuncu kadrosunda Paul Giamatti, Katheryn Winnick, Emily Watson David Strathairn, Lauren Ambrose yer alıyor.

Filmde de bir oyuncuyu canlandıran Paul Giamatti, mutsuz ve sıkıntılı günler geçirmektedir. Özellikle hazırlandığı bir oyun vardır, ancak provalarda istediği başarıyı bir türlü sağlayamamktadır. Bir gün bir dergide rastladığı bir ilan ile ruhun bedenden ayrıştılması ile ilgili bir tesise gider. Burada insanların ruhları, bedeblerinden ayrılmakta ve istekileri süre kadar, depolarda saklandıktan sonra tekrar insanlara geri verilmektedir. Ayrıca Rus mafyasının kontrolünde olan bir ruh kaçakçılığı söz konusudur ve kişiler dilediklerinde başkalarının ruhlarını kendilerine ekletebilmektedirler. Paul, kendi ruhunu ayrıştırdıktan sonra, bununla da yetinmez, Rus bir şairin ruhunu kendine yükletir. Ancak bunun çeşitli yan etkileri olur ve sıkıntılı bir sürece girer. Bunun üzerine şairin ruhunu vermek ve depoda saklanan kendi ruhunu geri almak ister. Ne var ki Paul’ün ruhu, Rus mafyasının liderinin eşine, amatör bir pembe dizi aktristine götürülmek üzere kasadan çalınmıştır. Aracı ile irtibat kuran Paul, ruhunu geri kazanmak üzere Rusya’ya gider.

Little Fockers

alploganer | 21 July 2010 09:45

Birçoğumuzun müptelası olduğu komedi filmlerinden olan “Zor Baba” filmi hala akıllardadır. Daha sonra “Zor Baba ve Dünür” filmi gelmişti. “Zor Baba”, “Zor Baba ve Dünür” derken şimdi de serinin 3. filmi “Little Fockers” vizyona girmeye hazırlanıyor. Hem de muhteşem bir kadroyla… Kimler var derseniz, önceki filmlerde olduğu gibi Ben Stiller, Robert De Niro ve Owen Wilson yine karşımızda olacak. Bunlara ek olarak Jessica Alba ve Harvey Keitel dikkat çeken isimlerden. Film 2010 sonlarına doğru vizyona girecekmiş.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Knight And Day (2010)

ridak53 | 12 July 2010 15:28

Gece Gündüz (2010)
Gece Gündüz (2010)

Şimdi size bu hafta sinemaya gelen ve tam yazlık, eğlencelik aksiyon, komedi türünde bir filmden bahsedeceğim. Filmde Tom Cruise ve Cameron Diaz başrolde, yani başroller gayet iyi zaten filmi de onlar götürüyor. Yönetmen 3:10 to Yuma, Walk The Line gibi güzel filmlerden tanıdığımız James Mangold.Filmin hikayesiyse kısaca şöyle:

A Night at the Opera (1935)

queennothing | 07 July 2010 17:38

1949 senesinde hayatını kaybeden Amerikan sinemacı Sam Wood‘un İngiliz sinemacı Edmund Goulding ile birlikte çektiği 1935 çıkışlı sinema filmi “A Night at the Opera“da (Opera’da Bir Gece), 1890 – 1977 yılları arasında yaşayan aktör Groucho Marx, Chico Marx ve Harpo Marx kardeşlerin yanı sıra Amerikan aktris Kitty Carlisle ve Allan Jones da rol alıyor. Marx Kardeşler’in (Groucho, Harpo ve Chico), ilk Hollywood filmi olduğu söylenen 1935 çıkışlı müzikal/ komedi, akıllarımızda yer edinmiş ‘klişe’lerin ilk defa görüldüğü yapımlardan biri.

Milano’da bir kadın avcısı; gurursuz bir yalancı ve dolandırıcı olan Otis B. Driftwood, kadınlara büyük vaatlerde bulunarak, bu sayede paralarını alan sahtekar bir adamdır. Otis’in son numarası da, iltifatlarıyla kandırdığı zengin bir kadındır. (Filmin başlarında.)
Öte yandan, operada şarkıcı olan Rosa, sürekli peşinde olan Lassparri’ye yüz vermez. Genç adamın verdiği çiçekleri de kabul etmeyen Rosa’nın gönlü, mükemmel bir sese sahip olmasına rağmen hakettiği değeri göremeyen mütevazı Ricardo’dadır.

Barış Manço’nun tek filmi: Baba Bizi Eversene

nazokiraze | 06 April 2010 10:01

Baba Bizi Eversene 1975 yapımı Barış Manço filmi. Barış Manço’nun yanı sıra Hulusi Kentmen, Feridun Çölgeçen, Bige Zobu gibi ustaların da yer aldığı filmde kadın oyuncu olarak Meral Zeren var.

Filmdeki müziklerin tamamı rahmetli Barış Manço’ya ait, birkaç dakikalığına da olsa Kurtalan Ekspres filmde görünmekte. Barış Manço filmde kendi sesiyle oynamış.

Türk sinemaseverlerin sevdiği bol yıldızlı, komedisi bol filmlerden biri olan Baba Bizi Eversene defalarca izlenip de bıkılmayan eğlence dolu bir film. Öyle ki ben bu filmi her izleyişimde Barış Manço’nun niye başka film yapmadığını düşünüp dururum, keşke yapsaydı. Baba Bizi Eversene, eski Türk filmleri sevenler için, Barış Manço’nun en beğenilen şarkıları, Hulusi Kentmen’in babacan bakışları ve Meral Zeren’in güzelliği ile kaçırılmaması gereken bir film.

Türk sineması dönüm noktaları, önemli olaylar –ikinci yazı

nazokiraze | 31 March 2010 12:01

1970’lerin ilk yarısı Türk Sineması’nın Kemal Sunal, Metin Akpınar, Zeki Alasya ile komedi, Sezercik, Ömercik’li dram ve Cüneyt Arkın, Kadir İnanır’lı aksiyon filmleri ile geçerken ikinci yarısı seks filmlerine teslim olmuştu.

12 Eylül İhtilali Türk Sineması için önemli dönüm noktalarından biridir, 973 filmin yasaklandığı dönemde Yeşilçam iyiden iyiye kabuk bağlar.

80li yılların ilk yarısı Atıf Yılmaz Müjde Ar‘lı kadın filmleriyle döneme damgasını vurur, ayrıca bu yılların en büyük başarısı Yılmaz Güney’in Yol filmi Altın Palmiye’yi alır.

Kiss Kiss Bang Bang

alploganer | 29 March 2010 12:06

Sıradan bir hırsız olan Harry, başarısız bir hırsızlık girşimi sonucu polisten kaçarken tesadüfen girdiği binadaki oyuncu seçmelerine istemeden de olsa katılır ve başına gelecek olan sıradışı olaylar serisine adım atmış olur. Seçmelerde başarılı olan Harry L.A.’daki bir partiye davet edilir. Birden sınıf atlayan Harry bir yandan başına gelenlere inanamaz ama aynı zamanda gelişen olaylar hoşuna da gitmektedir. Partide bir hayli çekici olan Harmony ile tanışır ve onun aslında bir zamanlar hayran olduğu çocukluk aşkı olduğunu öğrenir. Bir yandan Harmony etkilemeye çalışan Harry, bir yandan da yeni tanıştığı danışman Perry’i tanımaya çalışmaktadır. Fakat Harry’nin başından belalar eksik olmaz, Perry ile dedektiflik çalışmalarına başlar ve istemeden bir cinayete tanık olur. Harry artık uzun bir süre başına bela olacak bu tehlikeli bir o kadar da eğlenceli olaylara bulaşmıştır. Olaylar gittikçe sarpa sarar ve Harry, Perry ve Harmony işbirliği yapmak zorundadır.

sessiz sinemanın sessiz aktristleri

nazokiraze | 24 March 2010 10:20

Pola Negri (Barbara Apolonia Chałupiec) 3 Ocak 1897 yılında dünyaya gelen Polonya asıllı Amerikalı oyuncudur. Çingene bir kemancının kızı olduğu bilinen oyuncu sessiz sinema döneminin en güzel aktrislerindendir. Moskova’da gördüğü bale eğitiminin ardından Varşova’da sahne almaya başlayan Negri daha sonra Alman filmleriyle tanınmaya başlar. 1923’te Hollywood’a gitmesinin ardından Hollywood’un Avrupa kökenli ilk oyuncusu ünvanını alır.

The Spanish Dancer, Forbidden Paradise, Hotel Imperial adlı filmleriyle Hollywood’da oldukça ün kazandıysa da zamanla gelişen sesli sinemaya uyum gösteremez ve Avrupa’ya döner. 2.Dünya Savaşı yıllarında tekrar Hollywood’a gelir ve yerleşir. Sessiz sinema dönemi bittikten sonra sadece birkaç filmde karakter rollerini oynar. Oyuncu 1 Ağustos 1987 tarihinde 90 yaşındayken ölür.

Kült korku serisi: ”The Evil Dead”

gorcun | 01 March 2010 11:37


The Evil Dead

”The Evil Dead”, Türkçe adıyla ”Şeytanın Ölüsü” 1981 yılında Sam Raimi tarafından filme çekildi. Raimi’nin yakın arkadaşı Bruce Campbell’ın başrolünde oynadığı film, korku sinemasında kendisine unutulmayacak bir yer edinmekle kalmayacak ondan sonra gelecek bir çok yönetmeni hem üretim hem fikirsel anlamda etkileyecek bir yapı oluşturacaktı. Aynı zamanda yarattığı etki filmin devamının çekilmesiyle seriye dönüşmesini de sağlayacaktı. Ama önce korku sinemasının yapı taşlarından biri olan ”The Evil Dead” serisinin oluşumuna bakmamız yerinde olur. 20’li yaşlarında olan Raimi’nin çektiği filmin hikayesinin temeli ”Necronomicon” adlı bir kurmaca bir efsanaye dayanıyor. Amerikan korku edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Howard Phillips Lovecraft’ın yarattığı kurmaca kitap Necronomicon’un (Ölüler Kitabı) bulunmasıyla ortaya çıkan kötü ruhların yarattığı dehşeti anlatan hikaye, türün yeni oluşmaya başlayan klişelerini kullanarak bir kaç sıradan gencin ormanlık, ıssız bir kulübe evinde yaşadığı korku dolu gecenin yanı sıra çekim teknikleri ve aşırı kanlı sahneleriyle de unutulmayacak bir filme dönüşüyordu. Filmin konusunu kısaca hatırlatmak gerekirse, beş genç arkadaş (Ashley, Cheryl, Scott, Linda ve Shelly) haftasonunu geçirmek için ormandaki bir kulübeye gelirler. Çok geçmeden evde daha önceden bırakılmış bir ses kaydına ve Ölüler Kitabına (Necronomicon) ulaşırlar. Profesörün bıraktığı ses kaydını çalıştırdıklarında, bölgedeki ölüleri uyandırdıklarının farkında olmayan gençler, kısa süre sonra bilinmeyen güçlerin etkisi altına girecek ve teker teker kötü ruhların esiri olacaklardır. Bir kişi hariç…