bildirgec.org

ahhh bebeğim. ne acılarımız ne de korkularımız bizi yüceltmeye yetmiyor.

hayatın bütün ağırlığını, bütün acılarını bağıra bağıra taşırken sessizliğimize insanları suçluyoruz. oysa ne yaptık ki biz. eleştirmekten ve üzülmekten başka. sözlerimiz neden hep havada kaldı. neden gülümseyişimizin altında hep gözyaşlarımız yattı.

önce birbirimizi anlamadık. insanları anlamamazlıkla suçladık. benim hayyam tadımı kim bilir senden başka. kimse. bu sana özel. senin için.

senin gözlerinde, sözlerinde eridiğimi kim bilir. kimse bilmez bunları. belki sen bile bilmezsin. her cümlemin altında saklı sundum sana aşkları. ya duymadın yada duymak istemedin. buna hiç içlenmedim. olur dedim kendime hayat ne zaman senin yanında oldu ki…

olsa şöyle bir tane mesela çantamın cep telefonu koyulan yerine yerleştirirdim. tam sanki onun içinmiş gibi. ya da bir çengellen falan şöyle afili şekilde asardım pantolona, kıçımda sallanırdı. canımı sıkan durumlarda şak diye çekerdim. sonra ziyuvvuaanNNNNNNNNN diye, olaya son noktayı koyardım. aklını alırdım herkesin.

…

Molluscum Contagiosum

diye bir virüs. Tatil dönüşünden 1 ay sonra farkettim. Önce bir tane bir anda 4 tane oluverdiler. Pazartesi doktora gittim. Erken gittiğim için şanslıymışım. Anında çoğalıp bu hale gelebiliyor. Daha çok genital bölgeye yakın çıkıyorlar. Tüm vücudayayılabiliyor. Sanki su kabarcıkları gibi. Tedavisi uzun sürüyor ama yine de tekrar çıkma ihtimali de var. Şu anda bir torba ilaçla geziyorum. Moralimi yüksek tutmak zorundayım, nasıl olacaksa. Doktorum vücudunun direncini ayakta tutmamız gerekli dedi. Yoksa zayıf bünyelerde tedavisi daha uzun sürüyormuş ve hızla çoğalabiliyorlarmış. Nezle ya da grip olmamaya dikkat etmem lazımmış. Vitamin falan verdi. Aman arkadaşlar çok dikkatli olun, klozetlere oturmamaya bilhassa dikkat edin. Başkalarının havlularını sakın kullanmayın. Daha sonra da bu hale gelebiliyor.

Neyse çok dertliyim canım sıkkın. Bu morali nasıl yüksek tutarım ben. Bari sizinle paylaşayım dedim bende. Hepinize sağlıklı günler.

sevgili günlük… bana bir akıl ver. karışık bir durum içindeyim.

seneye işletme mezunu olacağım, fakat ben programcı- tasarımcı ve web uygulamacıolmak istiyorum. ayrıca ilerde yazar, şair ya da şarkısözü yazarıolabilme durumum da var. belki de yağlıboya ve karakalemi ilerletip karikatürist ya da ressamolurum. acaba enstrüman çalmaya devam edip bestekarmı olsam? ben en iyisi bir firmada işletmeci gibi işe başlayıp, bilgi işlem bölümüne gireyim. diğer istediklerimi de hobi olarak, belki de ek iş olarak sürdürürüm. ne karnı doysa gözü doymaz insanım ben! tööbe tööbeeeee…

kilitlendim yazarken…

ama çok seviyorum,oda beni çok seviyo..tuhaf olması gerekiyoken,herşey normal boyutunda ilerliyo..sürprizler geliştirerek…

Yarın teslim oluyorum birliğime. Muhabereci yedek subay adayı yaptılar beni. Ankara-Mamak’ta olacağım 4 ay boyunca. Sonra başka bir ilde sabah 9 akşam 5 mesaileri başlıyacak. Fazla kopmayacağım sivil hayattan böylece. 8 ay için kopmaya değerdi ama n’apalım, olmadı. Kısa bir süre için hoşçakalın!

7 gün önce iki kafadar bir paket sigara aldık.Ne alalım derken:

-Gel len winston alalım dedi.

7 gün önce iki kafadar bir paket sigara aldık.Ne alalım derken:

-Gel len winston alalım dedi.

olur,dedim.

Gittik aldık.

Hafif hafif çektik güzel geldi.3-4 gün içinde hüplettik sigrayı.Bu sefer ben dayanamadım gittim bi monte carlo aldım.Dün de o bitti.Ama tam olarak alışmadım herhalde.içince bira içmiş gibi kafa yapıyor.

şimdi kendimi tutmaya calısıyom.Ama nerde içen birisini görsem canım cekiyor.Önceden kaçtım dumadan şimdi içime cekiyorum…

Isim baba’mı arıyorum 🙂 “De get işine manyaq mısın kardeşim” diyosan, tıklama bile.

İçime sinecek, aha “bu”benim diyebileceğim bir nick arıyorum kendime. Oyle bir nick’im olmali ki, hem orjinal hem de olabildiğince kisa. Bi de onemli ayrinti, bu nick’le mail adresi alabilmeliyim, yani daha once kimsenin kullanmadığı bişey olmalı. Bu nick’i hem mail’imda, hem ICQ’da, hem MSN’de, hem heryerde 🙂 kullanmalıyım. Nick’i bulan kişiye “Baba, Baba” diye koşup sarılabilmeliyim [Burası biraz abartı oldu sanırım]

Boyle orjinal bir nick onerecek “creator” biri var mı ki aranızda?

kahramanımız bir sabah kıçında bir yanma hissiyle uyanır. bu yanma hissi bir hafta boyunca geçmeyince doktora gitmeye karar verip yola koyulur.

doktora vardığında kıçındaki yanma hissinden bahseder, bunun üzerine doktor bi bakması gerektiğini söyler. kahramanımızdan soğuk terler boşalmaktadır. doktor “merak etme parmaklamıycam, sadece bi göz gezdiricem hıhohaaa!” diyince kahramanımız biraz rahatlar. biraz sonra doktor, “hımm saat 12 yönünde bir hemeroidimiz var” diyip sahiplenmeye çalışır. kahramanımız şiddetle hayır o benim hemeroidim der ve doktorda buna boyun eğer. krem ve hap verir kahramanımıza kullansın diye, kullanır o da. lakin iki haftadır kullanmasına rağmen geçmeyince doktora gider tekrar. doktor bu sefer kullanması için fitil verir. fitili alan kahramanımız eve gider ve kutuyu açar açmaz küçük dilini yutar. fitiller aynı rokete benzemektedir ve boyutu pek de küçümsenecek kadar değildir. kahramanımız korkar ve kullanmamaya karar verir. fakat bir süre sonra memeler başkaldırınca kullanmaya karar verir. ilk denemesinde, öyle zorlar, böyle zorlar olmaz bi türlü. soğuk terler bir kez daha boşalmıştır kahramanımızdan. kunek bir arkadaşının vibratörünü gösterdiği an gözünün önünde canlanır. o arkadaşı olsa ne gülerdi şu haline. kahramanımızda gülümseyip tekrar dener ama olmaz. gider yatar bunun üzerine. yatakta yarın bu işi bitirmesi gerektiğini düşünür. ama yarın yine beceremez, ertesi günde. kahramanımız artık bu duruma alışmaktadır, pek umursamaz.