bildirgec.org

karanlık üstüne öyküler hakkında tüm yazılar

Demirkubuz’un “İtiraf”ı (2002)

queennothing | 24 January 2011 11:26

“Kıskanmak”, “Masumiyet”, “Kader” gibi yapımlarla Türk Sineması’nın en iyi yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Zeki Demirkubuz‘un Karanlık Üstüne Öyküler üçlemesinin (Yazgı, İtiraf, Bekleme Odası) son filmi olan “İtiraf“, 2002 senesinde vizyona girdi. Taner Birsel, Başak Köklükaya, İskender Altın, Miraç Eronat, Gülgün Kutlu gibi isimlerin yer aldığı film, 21. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu’, 13. Ankara Film Festivali’nde ‘En İyi Yönetmen’ Ödülü’nün yanısıra Demirkubuz, Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü’nün sahibi oldu.
Mühendis olan Harun ve karısı Nilgün, Ankara’da yaşamaktadırlar. Sıradan bir yaşam süren çiftin monotonluğu bir şüpheden ziyade gözle görülüp, kulakla işitilen bir gerçekle bozulacak ve bitmeyen bir huzursuzluk başgösterecektir.

Bekleme Odası (2003)

queennothing | 05 November 2010 09:47

Türk Sineması’nın yaratıcı yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz‘un yazıp, yönettiği 2004 çıkışlı sinema filmi “Bekleme Odası“, 40. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde iki ödül alırken, 23. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde Demirkubuz, ‘En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görüldü. Rus edebiyatı denince akla gelen ilk isim olan Dostoyevski’nin ünlü eseri “Suç ve Ceza“, Demirkubuz’un bu yapımında merkezi nokta olarak karşımıza çıkıyor. Ana karakter Ahmet Suç ve Ceza’yı bir sinema filmi haline getirmek ister. Kitabın başkarakteri Raskolnikov’a Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ındaki Z bakışı atan Ahmet, projesinde Raskolnikov’u canlandıracak bir oyuncu aramaya başlar. Kız arkadaşı Serap ise, Ahmet’in kişiliğini ve ruh halini anlayabilecek ‘o kişi’ olmadığından, kendini aldatıldığına inandırarak genç adamı terk eder.
Raskolnikov arayışını sürdüren Ahmet ise, hayatın Raskolnikov’larla dolu olduğunu evine giren hırsız sayesinde anlayacaktır.

BİR YABANCI UYARLAMASI OLARAK YAZGI

neceff | 21 October 2008 15:09

Romandan öyküye uyarlama yapılırken tasarruf, dramatik yapı ve öz konu başlıklarıyla bildiğimiz üç ana sorunla karşı karşıya geliriz.

Tasarruf; maddi ve zamansal tasarruftur. Bir roman genellikle 200 sayfadan uzun sürer, senaryo ise genel olarak 120 sayfa civarındadır. Burada senaristin yapması gereken, kitabın ana fikrini bozmadan, kitabı başarılı kılan etkenleri dağıtmadan, bazı bölümleri ve hatta gerekirse bazı karakterleri çıkarmaktır. Bu bakımdan filme bakıldığında Zeki Demirkubuz’ un çok doğru bir kitabı seçtiğini görüyoruz, çünkü “Yabancı” 116, sayfa. Filmin süresinin de 100 dk. civarında olduğunu göz önüne alırsak, senaryonun 1005-110 sayfa arasında olması gerektiğini söyleyebiliriz. İşin maddi yönünü zorlayıcı pek fazla olay ve mekan olmasa da, yazlık ev sekansının filme alınmaması, az da olsa filmin bütçesine hizmet etmiş görünüyor. Bence bu mekanlarda geçen olayları, Musa’ nın evine, iş yerine ve mahhalesine toplayarak Demirkubuz yine doğru bir adım atmış.

meursault‘ un kendi iradesini kullanmayı reddeşinin nedeni, bu dünyadaki her şeyin kontrolümüz dışında geliştiğini düşünmesi, tüm anlamların aslında anlamsız olduğuna inanması, “absürd” bir hayat görüşüne sahip olmasıdır. Musa karakteri, Mersault’ un fikirlerine sadık kalmış. Bu konuda Yazgı kesinlikle başarılı bir uyarlama. Film tek bir konunun üzerinde, gerilimi git gide arttırarak ilerliyor ve kitaptaki nihilist duyguları izleyice uyandırarak onları rahatsız etmeyi başarabiliyor.

Zeki Demirkubuz sineması

nevdalist | 15 April 2008 16:29

3. sayfa hikâyelerini sever misiniz, bilmiyorum. Okurken yok artık dediğiniz, bu kadarı da haksızlık diyerek isyan ettiğiniz zamanlar olur mu? Cevabınız evetse doğru yazıdasınız. Çünkü Zeki Demirkubuz sineması herşeyden önce 3. sayfa hikâyelerii anlatır. Hep bir kaybeden, hep hayatın sillesini yemiş, arabeks bir yön vardır. Bu yüzden ya sevilir ya nefret edilir. Bunun ortası yoktur. Cevabınız hayırsa devamını okumadan sizi başka bir yazıya alayım.

Isparta’da 1964 yılında doğan Demirkubuz; İletişim Fakültesi mezunudur. Aslında gazetecidir. Ama nedense bu alana hiç bulaşmaz. Onun yerine Zeki Ökten’in asistanlığını yapmaya başlar. Yıllar süren bu asistanlıktan sonra senaryolarını yazmaya başlar. Bütün filmlerinin senaryosu kendine aittir. Bir çoğunun senaryosunu çok önceden yazmış, gün ışığına çıkacağı günleri beklemektedir. Cebinde daha birçok kelimsei var. Zaman geldikçe onları da ortaya çıkaracaktır. Onu sevenler bilirler Demirkubuz bir kesimi, dönemi anlatır. Onun hikayelerinin kahramanları tutunamayanlardandır. Kendini tutunamayan sananlar değil, hakkaten tutunamayanlardır.