bildirgec.org

kadın yazar hakkında tüm yazılar

Gelmiş geçmiş en az politik hayvan; Virginia WOOLF

queennothing | 21 December 2012 11:30

Leslie ve Julia Stephen’ın ikinci kızları, üçüncü çocukları olarak 25 Ocak 1882 tarihinde, İngiltere; Londra’da dünyaya gelen İngiliz Edebiyatı’nın kilometre taşlarından Virginia Woolf, gerek romanları, gerek eleştirmenliği, gerekse kişiliğiyle araştırma, eleştiri ve tartışmalara konu olmuş, dünya çapında en güçlü kalemlerden biri olarak kabul edilmiştir. Soylu bir aileden gelen Woolf, 59. yaş gününden iki ay sonra ardında dokuz roman, bir günlük ve onlarca hikaye bırakarak kendi isteğiyle hayata gözlerini yumdu.

Edebiyatımızın Kadın Kahramanı; Halide Edip Adıvar

queennothing | 02 November 2012 09:42

Halide, Fatma Berifem ile Mehmet Edip’in kızları olarak, erkek olması umuduyla kimilerince 1882, kimilerince ise 1884 senesinde İstanbul, Beşiktaş’ta; Ihlamur Yokuşu’ndaki evde dünyaya geldi. Türk öğrencilerin yabancı okullarda okumasının hoş görülmediği zamanlarda, babası tarafından yaşı büyütülerek Amerikan Koleji’ne sokulan Halide, sadece Türkiye değil, dünya çapında ilklere imza atmış, örnek alınan bir kadındır.

Geç çıkarılmış (ve değiştirilmiş) nüfus kağıdı sebebiyle ‘1882 ya da 1884 doğumlu’ diyeceğimiz Halide Edip Adıvar, entelektüel bir aileye doğdu. Babası Mehmet Edip Bey’in ‘Halid’ diye seslendiği Halide, temel eğitimini evde aldı. Daha sonra İngiliz terbiyesiyle yetişmesini isteyen babası tarafından Üsküdar’da bulunan Amerikan Koleji‘ne yazdırılan genç kız, okula girebilmek için yaşını büyütmek zorunda kaldı.

Elif Şafak

admin | 21 March 2011 13:26

Daha önce yedi roman yazan, Türk Edebiyatı’nın en kısa sürede en çok satan kitabı “Aşk” ile adını dünya çapında duyuran ve her kitapta yeni bir dünyayı keşfetmeyi amaç edindiğini söyleyen Elif Şafak, ülkemizin en çok okunan ve dolayısıyla en çok tartışılan isimlerinden biri.

Nuri Bilgin ile Şafak Akayman’ın kızları olarak (Bilgin o sırada felsefe doktorasını yaptığı için) 25 Ekim 1971 tarihinde Fransa, Strasbourg’da dünyaya gelen Elif Şafak, kısa bir süre sonra anne ve babasının ayrılma kararı alması ile annesinde kalmaya başladı. Hala Ege Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı olan Bilgin’in İzmir’e dönmesi yüzünden uzunca bir süre babasını görmeyen Elif, Bilgin’den sekizinci yaş gününde gönderdiği tebrik kartına dek haber alamadı. Diplomat olan annesi Şafak ile yaşayan Elif, ilkokula İspanya, Madrid’de başladı; Amman’da devam etti. Bu okulda okuyan tek Türk olan Elif, ilk zamanlarda oldukça zorluk çekti. Daha sonradan anlattığına göre Şafak, okuldaki en iyi arkadaşı Hint Kiran’mış ve Mehmet Ali Ağca‘nın Papa’ya suikast düzenlediğinin ertesi günü okula gitmekten çekinmiş.

Karakterinin adını alan kadın: Anna KAVAN

queennothing | 14 May 2010 11:29

Bencil, katı görünümlü; katı kalpli, tahammülsüz ve sevgisiz bir kadının ve 14 sene sonra hayata gözlerini yumacak bir adamın kızı olarak dünyaya gelen Helen Emily Woods, 10 Nisan 1901 tarihinde, Fransa’nın Güney kesiminde yer alan Cannes‘da dünyaya geldi. Aynı adı taşıdığı annesinin kendisini sevmediğini; dahası, içten içe nefret beslediğini ve kızı olarak görmediğini anlayan küçük Helen, 14 yaşına geldiğinde hayatın bambaşka bir yüzüyle tanıştı; babası Claude Charles Edward Woods ölmüştü. İlk ve tek sevdiği insan olarak gördüğü babasının ölümünün verdiği derin acıyı içinde saklayan Helen, annesinden çok amcasıyla vakit geçirmeye başladı. Bir kaç defa okul değiştirdikten sonra Avrupa’dan Amerika’ya; Kaliforniya’ya geldi. Daha sonra İngiltere’ye gidip, Oxford’a yazılan Helen, ne okuluna, ne de çok sevdiği İngiltere’ye alışabildi ve ‘genç kızlık’ bunalımına girdi.
Uyumsuz tavırları, çevresi tarafından iyi karşılanmıyordu; bu sebeple hep yalnız kaldı. Yalnızlığın üzerine, annesinin soğukluğu yüzünden olamadığı ‘rol modeli’ eksikliği çektiğinin farkında olmadan kadınlığa, büyütülmeye ve geleceğe erken den adım attı; amcasının sayesinde tanıştığı Donald Ferguson ile romantizm yaşamadan nikah masasına oturan genç Helen, Asya’nın Güneydoğusuna; Birmanya’ya taşındı. Oldukça soğuk ve Helen’e karşı kayıtsız davranan Donald ile sonu gelmeyen tartışmalar yaşayan genç Helen, hamile olduğunu öğrenince evliliğini kurtarmayı düşündü ve Donald için kendinden feragat etti.

‘Brian’ adını verdiği bir oğlan çocuğu dünyaya getiren Helen, neredeyse hiç konuşmadığı kocasından gitgide uızaklaşıyor; ilk defa kendi dünyasını yaratıyordu. Yazmaya başlayan genç kadın, ilk kitabını 1929 senesinde “A Charmed Circle” adıyla çıkardı. 1930 senesinde “Let Me Alone” (Beni Rahat Bırak) ve “The Dark Sisters“ı (Esmer Kardeşler) çıkaran Helen, başkarakterlere hep kendi adını ve soyadını veriyordu. Aralarına derin bir uçurum giren kocası Donald’a da sık sık gönderme yapan genç kadın, 1935 senesinde “A Stranger Still“i, 1936 senesinde “Goose Cross” ve 1937 senesinde de “Rich Get Rich“i (Zengin Zengini Alsın) yayımlattı. “Rich Get Rich”ten sonra hem Donald’a, hem de onun soyadına veda ederek, tekrar Helen Woods ve özgür oldu.

Hiroşima Sevgilim: MARGUERITE DURAS

queennothing | 26 March 2009 12:39

Birinci Dünya Savaşı, başlangıç sinyallerini verirken Çinhindi’ne (Hindiçin) atanan öğretmen çift, savaşın resmi olarak başladığı 1914 yılında üçüncü çocukları Marguerite‘ye sahip oldu. Yeni doğan Marguerite ve diğer iki oğlan çocuğu Paulo ve Pierre ile gönüllü olarak yaşadıkları Vietnam‘ın en büyük şehri Hi Şo Ming (Saygon) komşularından Gia Dinh‘te matematik öğretmeni baba ve Fransızca öğretmeni anne, çocuklarının; özellikle Marguerite‘nin uyum sorunlarıyla baş etmek zorunda kalacaktı.

Hastalıklı gibi görünen beyaz teni, siyah saçları ve mavi gözleriyle bir ‘yabancı’ olaran Marguerite, diğer çocuklar gibi davranmayı, onların dilinde şarkı söylemeyi, hatta düzenli olarak kiliseye gidip dua etmeyi öğrense de, O’nda hep çok sevdiği babasının bile ulaşamadığı ‘dokunulmaz bir yabancılık‘ olacaktı.
Yokluk, yoklukla gelen açlık, korku ve kanla bulanan savaşın en çirkin sahneleriyle yüzyüze kalan Marguerite‘nin, annesiyle kurduğu ‘normal‘ ilişkisi, babasıyla düzenlediği piyano geceleri ve sevmeye başladığı dış görünüşü; 10. yaşına geldiğinde babasını dizanteriden kaybetmesini, içinde sakladığı bir ‘trajedi‘ olarak nitelendirmesine engel olamayacaktı.
Babasız kalan üç çocukla Fransa‘ya dönen anne, ailesinin de desteğiyle, çocuklarına bakabilmek için öğretmenlik yapmaya Paris‘te devam eder. 2 yıl Fransa‘da kaldıktan sonra 1928 yılında Kamboçya‘ya tayini çıkan anne, çocuklarıyla birlikte ailesinin yanından ayrılır.

Elif Şafak Siyah Süt

behman | 28 January 2008 10:46

elif şafak
elif şafak

Yüzyüzeyim artık kendimle ben!

Pinhan‘la başlayan edebiyat serüvenine “Siyah Süt”le devam ediyor usta yazar elif şafak. fakat itiraf etmeliyim ki, son eserinden diğerleri kadar etkilenmedim. zaten yazarın kendisi de kitabın ilk sayfasında ‘okuyun ve unutun’ diyor. diğer yapıtları kadar dolu, anlamlı, ve roman tadında değil. daha çok araştırma. kadın yazarların geniş çaplı incelenmesi. diğer taraftan post natal depresyon geçiren yazar kendi içine yolculuk yapıyor ve kendisiyle; düşünceleri, tarzı, yaşamı ile yüzleşiyor. okunabilir ama öncelik diğer eserlerde olmalı ; Pinhan, Mahrem, Araf, Baba ve Piç ves.