bildirgec.org

iletişim fakültesi hakkında tüm yazılar

Geleceğin Dünyasında Bizi Neler Bekliyor?

admin | 02 August 2010 11:02

Gelecek 20-30 yıl sonra iletişimin, mimarinin, mühendisliğin, sosyal yaşamın, teknolojinin vb. nasıl olacağını bilmek ister misiniz? Cevabınız “Evet”se aklınızdaki sorulara Discovery Channel ve Discovery Science’ta yayınlanan iki hoş program “Future of” ve “Next World” ışık tutacaktır.Discovery Kanal Grubu hakkında bilgi edinmek istiyorsanız buradan,Next World programını izlemek istiyorsanız buradan, eğer Future Of ile ilgili akademik bilgilere ulaşmak istiyorsanız buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca televizyondan takip etmek istiyorsanız D-Smart 15. ve 18. kanalda.

Akademisyenler ve komşuluk meseleleri

kahramancayirli | 25 November 2009 12:03

Bu arada Naim Dilmener is back. Radikal İki’de. Deli sevindim. Bu da bu haftaki yazısı. Hoş geldi.
Ve dışarıdan gözler, kalemler nasıl da tarafsız, nasıl da uzak yazabiliyorlar meseleleri. Bu yazı da bunun kanıtı.
Zeliha Etöz, Siyasal’da okurken en sevdiğim akademisyen idi. Sosyoloji hocası idi (Diğer sevdiğim akademisyense İletişim Fakültesi’nin o zamanlar Türk Sineması öğretmeni olan S.Ruken Öztürk’tür). Etöz, o zamanlar nefis bir makale yayımlamıştı: Gerçek hayatlarımızı o kadar yalıtmıştık ki demir kilitler, steril, güvenli siteler vs derken, komşuluklar uçup gitmişti. Derken televizyonda beliriveren sıcak ortam / komşuluk mevzulu diziler deliler gibi izlenmeye başladı. İşte bu iki mevzu arasındaki somut bağları düşünen, yazan bir makale idi. Dün, bir 24 Kasım sabahı olması sebebiyle belki de, otobüsten denize bakarken bu makaleyi anımsadım.
Tabii bu bir 24 Kasım yazısı değil. Peki ben neler demek istedim? 1.İyi akademisyenler var sahiden. 2.Onların da sayıları az. 3.Kıymetlerini bilmek gerek.

Bu Kitap Sayıklıyor

pilli pati | 23 April 2009 13:20

fax, taxi & sex
fax, taxi & sex “espassız sayıklamalar”

Evet doğru bildiniz! Size bir kitap tanıtmak istiyorum bugün!

Öncelikle belirtmem gerekiyor: Dipnot sevmeyen bir kitap bu.

Eğer siz de dipnot sevmeyenlerdenseniz bir yerlerden tanışıyor olabiliriz! Dipnot yerine kaynaklar, vitamin hapı kıvamında satır aralarına bırakılmış. Farkında olmadan, okurken alıyorsunuz besini. Bugünün işini yarına bırakmıyorsunuz. Kitabın işlevselliği ilginç: Mesela sol tarafına yatıp kitap okumayı seven bir insan için iyi bir tasarımı var. Aç, yanında dursun. Kolun havada kalmadan, yorulmadan oku. Zaten kollardan çok zihni meşgul etmeye odaklanmış. Neden mi? Çünkü gördüklerini sineye çekmeyen bir tarzı var bu kitabın. Dobra dobra anlatıyor, eleştiriyor, çözüm önerisinde bulunuyor.

Amanın Gözlerim Yaşardı !…

stickman | 07 March 2007 00:10

İletişim Fakültesi (Kablosuz İnternet) (Wireless)

“İletişim Fakültesi Binası ve Civarında Kablosuz İnternet (Wireless) hizmeti Bilgi İşlem Merkezimizce faaliyete geçirilmiştir. Bu Hizmetten yararlanmak isteyen fakülte personeli ve öğrencilerimiz kişisel dizüstü veya wireless kartı olan bilgisayarlarından herhangi bir kullanıcı ve parolaya gerek kalmadan doğrudan bağlanabilirler. Zaman içerisinde bu hizmet bütün kampüs alanında yaygınlaştırılacaktır. “

__________________________________________________________

Haberi görür görmez gözlerimin önünde, öğretim görevlileri adı altında fakültede derslere giren, “copy-paste” şeklinde hazırladıkları kitapları öğrencilere zorla aldıran, güzel kız öğrencilere aşırı derecede eğilimli ve dersin ortasında hiç çekinmeden sapıkça davranışlarda bulunan insan hayvanlarının ve onların asistanları olarak şöhret yapmış, bir çok öğrencinin onlardan nefret etmesine rağmen onlar gibi olmak istedikleri bir tipe sahip olan, araştırma görevlisi ayağına; devleti, üniversiteyi, fakülteyi, öğrenciyi sömüren, sınavlarda sıra aralarında adeta bir kovboy edasıyla dolaşan, öğrencileri tiplerine bakarak sıradan sıraya hatta sınıftan sınıfa sürükleyen, sürekli bir şekilde “-Konuşanı bülüğünden tavana asarım” bakışları fırlatan, sınav sırasında kendisi gibi olan arkadaşlarıyla dün gece verdikleri partinin yorumlarını bütün sınıfın duyacağı bir ses tonuyla yapan, ve kendini “DÜNYAYI KURTARACAK ADAM ” olarak gören terliksi hayvanların ve her normal Türk insanı gibi, her şeyden her zaman şikayet eden, “-o öyle olmaz abiii ! o işi ben yapsam varyaaa ! ” gibi serzenişlerde bulunan, binbir çeşit öğrenci milleti insanlarının dizüstü bilgisayarlarıyla, yani artis bir şekilde söylemek gerekirse “lap top” larıyla sarmaş dolaş bir halde, fakülte önündeki çimlere yayılmış hâli canlanıverdi…