bildirgec.org

harman yeri hakkında tüm yazılar

kenar mahalle çocukları

lucky soul | 07 May 2009 11:39

Kenar mahalle çocukları…
Hepsi kendi alemine akmakta…
Halleri duman ama farkında bile değiller, çünkü dumandan göz gözü görmüyor.
Boş zamanlarında güzellikle uğraşıyorlar.
Ama zamanları hiç dolu değil…
Gelecek asla gelmeyecek onlar için.
Ya da habersizce gelip geçecek yanıbaşlarından. Onlar farkına bile varmadan.
Sırayla düşücekler su dolu bir kovanın içine.
İşte onların geleceği düşme sıralarından ibaret..
Onların dertleri, tasaları hiç olmadı. Onlar hep sıcak, onlar hep hareketsizdi.
Ne onlar kimsenin umurundaydı, ne de kimse onların…
Bir ortaköy bulmuşlardı aralarında…
Tüm dünyanın ciğeri onların elindeki torbadaydı. Her nefeste biraz daha kirleniyor, her nefeste biraz daha güzelleşiyordu.
Onlar için acı yoktu. Onlar için acı harman yerinden ibaretti.
Onlar korkmazdı da ama korkutmazdı da…
Çünkü onların alemi farklıydı.
Herkes akamazdı alemlerine… Ya onlar bırakmazdı içeri, ya da başkaları beceremezdi girmeyi…
Çok görünmelerine karşın çok azdılar içerde, herkesin bildiğinin aksine.
Onların korunmaya da hiç ihtiyacı yoktu.
Hepsi çokta kralıydı alemin..
Kralları yoktu yüreklerinden başka…
Silahları ise bazen bir cam parçası, bazen bir sustalı…
Ama onlar hep dumanaltı..
Kenar mahalle çocukları….

Düven

| 06 January 2009 14:53

düven
düven

Kalın, ağır ve bir çift uzun tahtanın alt kısmına çakılan çakmak taşları ile oluşturulan düven, yular ile ata bağlanırdı.

Harman zamanı, geç yatılır erken kalkılır Anadolu’mda. Akşam gezmeleri, misafirlikler uzun kış gecelerine emanet edilmiştir, bahara çıkmadan. Şimdi yeniden kışa hazırlanma zamanıdır.

Erken kalkılır, bu kalkma Güneş’in doğmadığı vakitlerdir daha. El yüz yıkanır, yanan odun sobasının üzerine damlayan su damlacıkları ile beraber uyku açılır ve sıcak ekmek ile kahvaltı yapılırdı.

DENİZ ÇARŞAF GİBİ…

teacher07 | 27 August 2008 15:24

Deniz çarşaf gibi derler ya… İşte Öyle tatlı bir titreşim, insana masaj yapan bir kıpırdanma… Deniz simitleri içinde çocuklar, kollarında şişme kolluklar, hayallerindeki oyunlarındalar… Keyiflerine diyecek yok… Denize yeni gelenler belli, hemen seçiliyor. Pamuk gibi bedenler, ciğer gibi kızarmış omuzlar… Eskiler memnun, şikayetçi değil hallerinden. Pırıl pırıl bronzluk…Deniz çarşaf gibi… Çocuklar şen…

DEĞİRMENDE GÖMME

teacher07 | 05 May 2008 19:11

Güneş dağların başını yeni yalıyordu. Oğlunu başucuna geldi Döne Ana… Oğlum Hasan! dedi usulca. Kıyamadı uykusuna yavrucağın. Alçak sesle yeniden, Yavrum Hasan! dedi. Geç kalmamalıydı değirmene… Sular azdı bu mevsimde. Su değirmeni ağır çalıştığından, değirmen önünde sıra olurdu. Geç kalırsa, akşama kadar beklemek de vardı… Bıraksa uyusa yalnız kalacak yaşta değildi ki Hasan… Konu komşu herkesin de işi vardı. Kimse bakamazdı. Ablaları tarlada babaya yardım edeceklerdi. Harman da vardı daha…

Harman, tarladan getirilen ekinler, uygun düz bir harman yerinde serilir. Üzerinde, hayvanların çektiği düvenle ezilir. Ekin sapları saman haline gelir. Başaklar ezilir taneler dökülür. Samanla karışık harman bir öbek yığılır, çeç yapılır. Rüzgarda savrularak samandan ayrılır. Günümüzde modern makinalar harman yapmayı kaldırmıştır artık.