bildirgec.org

gıcık hakkında tüm yazılar

Dünyalılardan Tiksiniyorum

mansonilized | 05 August 2009 16:35

YAZI BİR MANSON VE PUEL YAZISIDIR. BELESH AYIK OLDUĞU ZAMANLARDA ZOR KULLANARAK YAZIYA SIZMIŞTIR. SEK MADDELER KENDİSİNE AİTTİR.

Telefonun şarj aletine şarz denilmesi.

Matkapla mutfakta delik açmaya çalışırken kendiniz kaptırıp matkabın ucunun yan komşunun mutfağından çıkması.

Feci şekilde sıkışıp umumi tuvalete gitmek. O ilk anın verdiği coşkulu ıkınma ile ürettiğiniz kütlenin hızla ve sertçe suya dalışı esnasındaki saliselik rahatlamaya doyamadan daha önce bilmem kaç kişinin içine ettiği tuvaletten dolgun bir su damlasının popoya sıçraması.

Parmak çıtlatılması.

İzmaritleri attığınız bira şişesi ile içtiğiniz bira şişesini karıştırmak. Hele ağzınızda kalan o kültablası tadı. Paha biçilemez.

İş çıkışı hiç umursamadan ve kıyafet değiştirmeden arkadan örülmüş düz saçların ve pantolon tişört babet kombinasyonunyla gittiğin yemekli toplantıdaki en ufak topuzun 35 cm, en basit elbisenin gelinlik kıvamında olduğunu görmen. Bütün gece süren rahatsızlık…

Rüyada Edward’ı görürken, çalar saatle uyanmak.

Gideceğiniz yere geç kalmışsınızdır zaten, koştura koştura hazırlanmışsınız. “Lan bi su içeyim de öyle çıkayım bari.” Denilip mutfağa girilir ve damacanadan sızmış su birikintisine basılır. Bir süre ıslak çoraplara bakılır, hemen arkasından küfür edilmesi âdettendir.

Yemeğin en şahane en kaşarlı, en kızarmış, en sulu lokmasını sona saklamak. O an hayaliyle yaşamak. Ve bi tek o lokma kalınca şunun tadına bir de ben bakayım diyen ses.

Suya balıklama atlarken, bikinin üst kısmının kayabilmesi olasığı (ve hatta kayması), saliseler içinde yaşanan zevzek tereddütler, suda cebelleşmeler.

Çok yoğun bir iş gününde canınız çay, kahve çeker. Bir koşu alıp da geleyim dersiniz. Masadan kalkılır. Yeterince uzaklaştığınızda açık olan camdan hoş bir rüzgar eser ve masanızın üstündeki bütün kağıtlar havada uçuşur. Bir elinizdeki bardağa, bir masanıza, bir yerdeki kağıtlara bakarsınız. Derin bir of çekilir hemen ardından.

İtinayla hazırlanmış tarçınlı, cevizli, havuçlu mis gibi kokan ve deli gibi kabarmış keki servis tabağına almak üzere ters çevirmeniz, akabinde enlemesine ikiye ayrılmak sureti ile biri kalıpta diğeri servis tabağında olmak üzere yarımşardan iki parça kek sahibi olmanız.

Bir derdim var

| 29 January 2008 01:02

Demin köpeğim dizimin üstüne başını koydu. Uzun uzun okşadım, yüzü gülüyordu, huzurlu ve mutluydu. Eksik etmiştim ilgimi bir süredir. Sevildiğini hissetmek ne güzel…

Yaşlı annem söylediklerimi anlamadığında 3. tekrarda kaşlarımı çatıp, bağırarak cevap vermeyi kestim. Vücudunun eskidiğini hissettirmemeye çalıştım. İnsanları inciltmemek ne güzel…

Dün sabah benden hoşlanan, kaçamak gözlerle bana bakan, okul yolundaki 15’ lik kıza günaydın dedim. Başkalarının güne iyi başlamasını sağlamak ta güzel…

Evinde oturmaktan sıkılan ama 10 metre yürüyünce nefes nefese kalan komşumuzu üst mahalledeki arkadaşına arabayla götürdüm, diğer komşumun odunlarını kırdım. Kaktüslerimin,açelyalarımın toprağına at gübresi karıştırdım, üşümesinler diye.

SEN OLMASAN DA SENSİZ OLMUYOR?

hasotaso | 09 October 2006 09:07

emre altuğ
emre altuğ

yıllar var ki çok cevap aradım bu şarkı sözünün ne ifade ettiğine…eş dost meclislerinde hararetli tartışmalara sebep oldu..kan döküldü, acı çekildi..

“sen olmasan da sensiz olmuyor”(???!!!)

biri bana açıklasın da çektiğim bu azaptan kurtulayım.