bildirgec.org

gerard depardieu hakkında tüm yazılar

Vivaldi’nin hayatı film oluyor

queennothing | 21 November 2009 15:08

1678 – 1741 tarihleri arasında yaşamış İtalyan müzisyen Antonio Vivaldi, “Allegro”, “Spring”, “Presto”, “Largo”, “Adagio” gibi besteleriyle mlyonlarca klasik müzikseverin favorisi haline gelerek, kendini ölümsüz kılmayı başardı. Vivaldi’nin genç yaşta başlayan müzikal kariyeri, yönetmen Boris Damast ve senarist Jeffrey Freedman‘ın ortaklığıyla bir sinema filmi haline gelmeye hazırlanıyor.
2010 senesinde vizyona girmesi beklenen “Vivaldi” adlı biyografik yapımda ‘Vivaldi’yi “Shakespeare In Love“da ‘William Shakespeare’i canlandırarak beğeni kazanan İngiliz aktör Joseph Fiennes canlandırıyor. Fiennes’in yanısıra filmde Malcolm McDowell, Alfred Molina, Neve Campbell, Elle Fanning, Jacqueline Bisset, Carice Van Houten ve Gérard Depardieu da rol alıyor.

1492: Conquest of Paradise (eleştiri)

turictanyel1 | 21 April 2009 15:15

Gérard Depardieu ve Sigourney Weaver‘un başrollerini paylaştığı Ridley Scott‘ın yönettiği 1992 yapımı film Christopher Columbus’un yıllar önce mucizevi bir şekilde Atlantik Okyanusunu geçerek Amerika’yı (New World) keşfetmesini anlatır.
Film ilk yolculuğun zorluklarını ve insanların rüzgarı kaybettiklerinde karaya ulaşma korkularını tam anlamda göstermez.
Gerçekte Christopher Columbus’un ve İspanya Kraliçe’sinin sağladığı olanaklarla kendisine eşlik eden tayfanın ilk yolculuğu 3 ay kadar sürmüştür ve filmde gösterildiğinden çok daha fazla ıstıraplıdır. Film genelde iyi olan, sorun yaratmayacak şeyleri gösterir.
Amerikan yerlileri topraklarına giren İspanyollara kötü muammele etmeden karşılarlar. Film yerlilerin ve İspanyolların birlikte barışçıl bir ortamda, birbirlerine zarar vermedikleri yaşantılarını gösterir ama İspanyollardan bulaşan hastalıkları, köleliği, suçları, kanunları göstermez. Coloumb’un Amerika’yı keşfeden ilk kişi olarak gösterirler ama yanlıştır. Ondan önce Greenland, Iceland, Norveçlilerin kıyı çevrelerine geldikleri kanıtlanmış bir gerçektir. Zaten birilerini yaşadığı bir yer tekrar nasıl keşfedilmiş olabilir ki?
Filmin çoğu yerinde Coloumb’un günlük tutarak anlattığı hikayeyi sadece onun gözünden o şekilde kabul edip doğrulamamızı ister.
Bunun dışında müzikleri muhteşemdir, anlatılan hikayeyi güçlendirir niteliktedir.

Dost Musun Düşman Mı? (Tais-Toi)

haydimutfaga | 24 December 2008 10:13

Dost Musun Düşman Mı” 2003 Fransa yapımı bir komedi filmi.

Yönetmenliğini Francis Veber, Senaristiğini Serge Frydman ve FRancis Veber’in yaptığı başrollerini Jean Reno ve Gérard Depardieu’nun paylaştığı filmin konusu şöyle:

Montanjili Quentin (Gérard Depardieu), sürekli olarak aptallıklar yapan ve çok konuşan biridir. Bir silahlı soygun sonucu hapse atılır. Hapiste sert bakışlı hırsız Ruby ile tanışır. Ruby (Jean Reno) sevgilisi Sandra’yı öldüren Vogel’den çaldığı paraları saklamıştır. Ruby, Quentin’e yüz vermese ve onunla konuşmasa da Quentin’e göre aralarında bir dostluk başlamıştır. Quentin’in arkadaşı vasıtasıyla hapishaneden kaçarlar. Filmde zaman zaman gülmekten yerlere yatacaksınız. İnce esprilerle örülmüş harika bir komedi. İzlenilmesi gereken eğlenceli bir film. Özellikle Gérard Depardieu’nun performansı harika.

La Môme – Kaldırım Serçesi

kadirgunay | 10 April 2008 15:06

Fransa’nın en ünlü sanatçılarından hatta simgelerinden olan Edith Piaf‘ın hayatını konu alan film ağustos 2007 tarihinde ülkemizde gösterilmeye başladı.

La Mome - Kaldırım Serçesi Afiş
La Mome – Kaldırım Serçesi Afiş

Ünlü sanatçı Piaf’ın daha çok meşhur olma dönemi ve sonrasına değinen filmin kurgusu ve oyuncuların performansları gerçekten görülmeye değer. Küçük yaşta annesinin terketmesi sonucu büyük annesinin yanında kalmaya başlayan Piaf köyde başlayan salgın nedeni ile hasta olur. babasının ordudan geri dönmesi üzerine yeni bir hayata başlayacağını düşünse de tam tersine daha farklı bir ortamda yaşamaya başlar. babası bu sefer de işleri nedeni ile küçük piaf’ı annesinin yanına bırakır. annesi de genel ev işletmecisi bir kadındır. piaf hayatında hep hatırlayacağı ve çok mutlu olduğu anları burada geçirir. bunun yanı sıra gözünde oluşan enfeksiyon yüzünden bir süre göremez. daha sonra babasının gelip onu alması ile şehir şehir dolaşır. küçükken gözü için gidip dua ettiği sırada aklına kazınan azizenin onu sürekli koruduğunu düşünür. sokak köşelerinde şarkı söylerken sesini keşfeden bir yapımcı ile ünlü olma yolunda büyük bir adım atmış olur. artık çok fazla kazanıyor ve iyi yaşıyordur. hayatının aşkı olan marcel’e delice bağlıdır ve marcel’in yanına gelirken uçak kazası sonucu ölmesi üzerine girdiği depresyonu atlatması çok uzun zaman alır.