bildirgec.org

geena davis hakkında tüm yazılar

Amerika’nın yeni ikonu; Tootsie (1982)

queennothing | 02 December 2011 19:04

2008 senesinde yaşamını yitiren usta yönetmen Sydney Pollack‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Tootsie“, 1982 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Larry Gelbart ile Murray Schisgal tarafından yazılan filmde iki Oscar Ödüllü Amerikan aktör Dustin Hoffman, iki Oscar Ödüllü Amerikan aktris Jessica Lange, Oscar adaylığı bulunan Amerikan aktris Teri Garr, Amerikan aktör Bill Murray, 1923 doğumlu aktör Charles Durning, Dabney Coleman, Geena Davis ve Pollack’ın kendisi rol alıyor. Lange’ye En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar Ödülü getiren film, En İyi Film de dahil olmak üzere toplam 9 dalda Oscar adayı oldu. Orjinal süresi 116 dakika olan film, 22 Milyon Dolar ile çekildi.

Thelma & Louise (1991)

queennothing | 05 May 2011 13:43

Üç defa Oscar’a aday gösterilen İngiliz yönetmen Ridley Scott‘un yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Thelma & Louise“, 1991 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Callie Khouri tarafından yazılan filmde Oscar Ödüllü Amerikan aktris Susan Sarandon, Oscar Ödüllü 1956 doğumlu aktris Geena Davis, Amerikan aktör Harvey Keitel,Michael Madsen, Stephen Tobolowsky, Christopher McDonald, Timothy Carhart ve Brad Pitt rol alıyor. İki kadın oyuncusunun da (Sarandon ile Davis) En İyi Kadın Oyuncu Oscarı’na aday gösterildiği yapım, En İyi Senaryo Oscarı’nı kazandı. Orjinal süresi 130 dakika olan film, 17 Milyon Dolar ile çekildi.

Sinek; The Fly (1986)

queennothing | 29 December 2010 18:00

1958 çıkışlı sinema filmi “The Fly“ın yeniden çevrimi olan 1986 çıkışlı “The Fly“, Kanadalı yönetmen David Cronenberg tarafından çekildi. Amerikan aktör Jeff Goldblum, Oscar Ödüllü aktris Geena Davis ve John Getz‘in başrollerini paylaştıkları film ‘En İyi Makyaj’ dalında Oscar Ödülü kazandı. 15 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan yapım, 1989’da Chris Walas’ın yönetmenliğiyle “The Fly II” adında devam filmi çekildiyse de başarılı olamadı.

Dahi bir bilimadamı olan Seth Brundle, dehasının gerektirdiği üzere biraz deli ve sosyal hayattan uzak bir insandır. Bir bilim fuarında tanıştığı genç ve güzel gazeteci Veronica Quaife’ye tutulan genç adam, icat ettiği telepadları göstermek için genç kadını evine çağırır ve ikili arasında tutkulu bir aşk başlar.

Tim Burton’dan öteki dünya eğlencesi : Beetle Juice (Beterböcek)

gorcun | 03 May 2009 09:57

Beetlejuice
Beetlejuice

Tim Burton‘ın masalsı şaheserlerinin ilk örneklerinden olan Beetle Juice (Beterböcek) 1988yılında çekilmiştir. Kendi halinde çiftlik evlerinde yaşayan ve ev işleriyle uğraşan genç çift Barbara Maitland (Geena Davis) ve Adam Maitland (Alec Baldwin) geçirdikleri kaza sonucu ölürler.
Evlerine döndüklerinde bu durumu farkeden çift ölümlerinden sonra evlerinin satılıp yeni sahipleri olan garip Deetz ailesinin gelmesiyle bu durumdan hoşnut olmazlar. Onları kovmak için çeşitli korkutma yöntemlerini deneyen çift başarısız olunca ölüler dünyasında işinde uzman olan Beetlejuice’a (Michael Keaton) başvururular.

Bu arada Deetz ailesinin gotik kızı Lydia (Winona Ryder) çifti görebilen ve iletişim kurabilen tek insandır. Çift, Beetlejuice ‘in sandıkları gibi biri olmadığını öğrendiklerinde başlarına bela olandan kurtulmak için Lydia ‘dan yardım almak zorunda kalacaklardır. Tim Burton’ın kendine özgü tarzı ve anlatımıyla çektiği filmlerden biri olan Beterböcek hem eğlenceli hem fantastik bir film olarak 7’den 70 ‘e herkese hitap ediyor. Kendimden örnek olarak 7 yaşındada ilgimi çeken bu filmi yıllar sonra izlediğimde farklı gözle baksamda yinede sevdiğimi söylemek isterim.

Beetlejuice
Beetlejuice

Filmde en iyi performanslardan biri kuşkusuz Michael Keaton ‘ın Beterböcek performansıdır. Akılda en çok kalan tipleme olmasına rağmen Michael Keaton çekimlerini sadece 2 haftada tamamlamıştır. Bir buçuk saate varan filmin sadece 17.5 dakikasında görünür. Başka bir başarılı performans ise Winona Ryder’ın ailenin küçük kızı rolünde sergilediği performanstır. Winona Ryder’ın ilk filmlerinden biri olan filmdeki gotik kız rolü için Juliette Lewis ‘in adı geçsede rol Winona Ryder ‘a verilmiştir.

The Fly

mesnetsiz | 25 June 2008 13:52

Başrollerini Jeff Goldblum (Seth Brundle) ile Geena Davis‘in (Veronica Quaife) paylaştıkları David Cronenberg‘in bu yeniden yapım filminde ilginç bir bilim insanının ışınlanma makinesi icat etmesi neticesinde başına gelenler anlatılıyor. Seth Brundle kendi halinde yaşayan ve evinde ışınlanma makinesi çalışmaları yapan bir bilim insanıdır. Bir gün önemli bilim dergilerinin temsilcilerinin de yer aldığı bir davete katılır. Burada Veronica’yla tanışır ve onunla ilginç sırrını paylaşır. Seth bir ışınlanma makinesi icat etmiştir ve bu icattan henüz hiç kimsenin haberi yoktur. Böylece hem Veronica’yla Seth arasındaki etkileşim hem de bu icadın neden olduğu olaylar zinciri başlamış olur. Seth Veronica’nın gözü önünde bir nesneyi bir telepod makinesinden diğerine başarıyla gönderir. Peki ya eğer bir canlıyla bu denenirse sonuç ne olacaktır? Tıpkı Einsteingibi tek tür elbise giyen, kolay kolay evinden çıkmayan dahi bilim insanının gözüne uyku girmez ve bu sorunu düşünüp durur. Sorununa bir çözüm bulmak için önce bir et parçasını ışınlamaya karar verir. Işınlanma başarıyla tamamlanmıştır, ancak bu et parçası pişirilip yendiğinde normal bir etle aynı lezzete sahip olmadığı görülür. Şimdi sıra yalnızca kendisine verileni alan makineye etin lezzetini öğretmeye gelmiştir. Aslında filmin ilginçliği de bundan sonra başlar. Film bir anlamda etin şiirine dönüşür.

Tam bu sırada aşk Brundle’ın kapısını çalar. Veronica eski erkek arkadaşının (John Getz) bu çalışmayı izinsiz yayınlayacağı şeklindeki tehdidi karşısında konuşmak için Brundle’ın yanından ayrılıp yayıncı ve patronu olan eski erkek arkadaşının yanına gider. Veronica gece boyunca Brundle’ın yanına dönmez. Brundle Veronica’nın yanına gittiği adamın eski erkek arkadaşı olduğunu anlar ve kıskançlık krizine girer, sarhoş olur ve henüz kusursuz çalışıp çalışmadığını bilmediği ışınlama cihazına kendisi girer ve ışınlamayı gerçekleştirir. Bir süre sonra kendisini çok sağlıklı hissetmeye başlar. Veronica döner ve Brundle hayatının en güzel günlerini yaşadığını, ışınlanmanın bedendeki toksinleri atıp vücudu arındırdığını düşünür, oysa gerçek farklıdır. Işınlanmadan önce sırtına batan bir işlemci sırtında ufak delikler açmış ve bu deliklerden tuhaf kıllar çıkmaya başlamıştır. Veronica bu kıllardan aldığı örneği incelettiğinde Brundle’ın bir böceğe dönüşmeye başladığını anlar. Brundle sarhoşken ve kıskançlık krizindeyken ışınlanma cihazına girmiş olan sineği farketmemiştir. Cihaz yalnızca bir tek varlığı ışınlamak üzere tasarlanmış olduğundan bu iki farklı organizmayı tek bir genetik şifre olarak algılar. Bu şekilde Seth Brundle Brundlefly’a dönüşmeye başlar.