bildirgec.org

futbol hakkında tüm yazılar

Orhan KURAL’dan Futbolculara Sert Tepki!..

juki | 10 June 2006 16:15

Kural'ın haklı olabileceği ve futboldan yüksek vergi alınarak futbolcu maaşlarının cüzi bir fiyata düşürülmesi gündemde.
Kural’ın haklı olabileceği ve futboldan yüksek vergi alınarak futbolcu maaşlarının cüzi bir fiyata düşürülmesi gündemde.

Orhan KURAL geçtiğimiz cuma gecesi Beyaz Show’a katıldı. Aynı gece stüdyoda Ümit KARAN da bulunuyordu. Orhan kural konuşması sırasında:”Türkiye’de profösyonel futbol kaldırılmalı. O kadar milyon dolarlar alıp hiç faydalı bir şey yapmıyorlar. Benim vatanımın evlatları kaybedecekse böyle profösyonel futbolu ne yapayım?!” dedi.Milyonlarca doların futbolculara aktığını belirten KURAL, stüdyoda bulunan Ümit KARAN’a selam bile vermedi.

iddaa ve sohbet

moya | 09 June 2006 04:51

geçen gün arkadaşlarım iddaa sohbeti yapıyorlardı. o kadar dışında kalmışım ki olayın. hiç birşey anlamadım. bahis konusunda atı alan üsküdarı geçmiş, treni kaçırdık hissi buram buram. herkes maçkolik.com‘da bilyoner.com‘da takılmakta. adını sanını duymadığım futbol takımlarının istatistikleri odd’ları ezbere bilinmekte.

bu yazıyı da gügıl için yazdım itiraf edeyim. meraktan sadece. çok para kazanırsa pilliye bağışlayacağım söz.

Galatasaray geleceğin futbocularını arıyor…

juki | 07 June 2006 13:47

Galatasaray Spor Kulübü’nde futbolcu olabilme rüyası Metin Oktay Tesisleri’nde gerçeğe dönüşüyor. Galatasaray geleceğin futbolcularını arıyor. Seçmeler 10 Haziran günü Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yapılacak.

Seçmelere girebilmek için tesislere kayıt yaptırmak gerekiyor. Yaş sınırlaması var. Buna göre 93,94,95,96 ve 97 doğumlular seçmelere katılabilecek.

Kayıt sırasında velilerin de bulunması gerekiyor. Fotoğraf, veli izin belgesi, nüfus cüzdanı fotokopisi ise istenen belgeler.

2006 dünya futbol şampiyonası resmi şarkısı il divo ve toni braxton’dan

beyefendi | 02 June 2006 17:13

gelecek hafta bugün başlayacak olan dünya futbol şampiyonası için 2 disk halinde toplam 38 şarkı seçilmiş. tabii bizim heryerde duyacağımız il divo adlı gençler ile toni braxton isimli hatunun birlikte söyledikleri “Time of Our Lives” adlı parça olacak. bu vesile ile 2002 de fazla tutmayan anastacia‘nın boom parçası ile 1998 de ricky martin‘in bayağı sevilen,gerçekten hareketli olan Cup Of Life isimli parçasını meraklıları için aradım buldum.

KKTC de futbol oynuyor

juki | 01 June 2006 17:56

KKTC'deki bu futbol sahası herşeyi anlatıyor.
KKTC’deki bu futbol sahası herşeyi anlatıyor.

KKTC’nin de bir liginin olduğu ve bir milli takımla maçlara çıktığı birçoğumuzun aklından bile geçmemiştir. Kıbrıs’ta futbol oynandığından bile haberimiz yoktur. Çünkü basına fazla yansımaz. Ama oynanıyor. Hatta uluslararası bir turnuvaya bile katılacak. Evet, Almanya’da BM tarafından tanınmayan ülkeler FIFI Cup denen bir turnuva organize etti. Ülkeler: Grönland,Tibet,Zenzibar,Cebelitarık,St. Pauli Republic ve KKTCTurnuvanın düzenlenmesinde başrol oynayan Grönlandlıların bir antrenman sahası bile yok. Fakat iddialılar. Bakalım soydaşlarımız bu turnuvada nasıl bir performans ortaya koyacak?

Joga Bonito’da finale doğru

mit1980 | 01 June 2006 16:36

Google ve Nike firmalarının “güzel oyun” anlamına gelen Joga Bonito kampanyasının Türkiye finali 03 Haziran Cumartesi günü saat 16:00’da İnönü stadında oynanacak. Finalde Kargo grubunun konseri ve çeşitli etkinlikler yer alacak. Yapılan turnuvada fair-play ruhunu en iyi yansıtan beş kişi ödül alırken şampiyon olan iki takımın oyuncuları Türkiye’deki Joga Bonito’yu anlatan bir filmde rol alacaklar. Bu arada biz internet kullanıcıları bu kampanyanın Türkiye ayağını Joga3 sitesinden takip edebilir veya Jogatv‘den maçları izleyebiliriz. Sitenin türkçe dil desteği olması sevindirici. Aynı zamanda Joga‘nın ana sayfasına girerek kendinize yeni bir hesap açma suretiyle kendi favori onbirinizi belirleyebilir ve diğer futbol fanlarıyla buluşabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.

Kaptan Tsubasa

Cnyt | 31 May 2006 18:11

Kaptan Tsubasa çizgi filmi özellikle erkek çocukları için bir unutulmazdır. Kime sorsanız kesinlikle bir bölümü bile olsa izlemiştir. Nostarji yapmak isteyenler için bir arkadaş çizgi filmden önemli anları yayınlamış.

Tümer Metin Fenerbahçe’de…

rialto | 31 May 2006 14:34

Daha az önce Beşiktaş taraftarlarının tribünlere çağırdığı Tümer’in görüntülerini izledim. Tüm Beşiktaş taraftarıyla Fenerbahçe’ye “Burası Beşiktaş” tezahüratı ile küfür ediyor.
Tümer transfer olamaz mı? Elbette olur. Fenerbahçe’ye transfer olamaz mı? Onu da yapar. Yaptı da. Yalnız ortada başka bir sorun var. “Türkiye’den askerlik problemim nedeniyle ayrılabilirim. Türkiye’de kalırsam da Beşiktaş dışında başka bir takımda oynamam” diyen Tümer Salı günü sabah tüm futbolseverleri şaşırtan bir imza ile Fenerbahçe’ye transfer oldu. Hayırlı, uğurlu olsun. Beşiktaş’ın kasıtlı olarak Tümer’i bıraktığını sanmıyorum. Dün yönetimin yaptığı açıklamadan bu gayet iyi şekilde anlaşılıyordu. “Beşiktaş kaptanı Fenerbahçe ile görüşüyorsa bizim o futbolcuya söyleyecek sözümüz kalmamıştır açıklaması” geldi yönetimden. Fenerbahçe’nin 100. yıla çok iddialı gireceği çok belli. Ama bu transfer anlayışı kendilerine nasıl dönecek bilemiyorum. Sadece transfer yaparak, alt yapıya önem vermeyerek bir takım kurmak o takımın ruhunu dışardan satın almaya neden olur. Futbolcu gelip geçicidir. Kulüp kalıcıdır. Evet, kulüp kalacaktır. Ama kimse yıllar sonra Tümer’den bahsetmeyecektir. Çünkü Tümer Beşiktaş’la anılacaktır (iyi ya da kötü). Kimse yanlış anlamasın Tümer’in futbolculuğunu ya da neden Fenerbahçe’ye transfer olduğu değil Fenerbahçe’nin kadro anlayışını eleştiriyorum.
Bir zamanlar Beşiktaş’ın muhteşem bir üçlüsü vardı. Metin-Ali ve Feyyaz. Geçtiğimiz aydı sanırım. TRT eskilerden bir Fenerbahçe maçını veriyor. Bir de baktım Feyyaz Fenerbahçe forması altında. Şaşırdım. Çünkü ben Feyyaz’ın Fenerbahçe’ye transfer olduğunu hatırlamıyordum. Tanju’nun da Fenerbahçe’ye transfer olduğunu hatırlayamıyorum. Tanju denilince Galatasaray’da kazandığı altın ayakkabı, Feyyaz denilince Beşiktaş’ta attığı goller geliyor. Görün bakın yıllar sonra Tümer denilince aklınıza Beşiktaş’tayken attığı serbest vuruşlar gelecek. Milli Takımda attığı gollerle hatırlanacak.
Bir söylenti de Trabzonsporlu Fatih Tekke’nin Fenerbahçe’ye transfer olacağı yönünde. İşin ilginç yanı Fenerbahçe ağır hasarlı bölgelere transfer yapmak yerine orta saha ya da hücuma yönelik transfer yapma peşinde. Fenerbahçe’nin 4’lü savunma bloğu inanılmaz derece hatalar yaparken neden o bölgeye transfer yapılmıyor anlayamıyorum. Mesela Ümit Özat. Sizce Ümit Özat sol bekte ne kadar başarılı? Ya da sağ bek Serkan Balcı? Savunmanın göbeği zaten evlere şenlik. Luciano desen adam kaçırıyor, Servet desen (son milli maçta gördünüz mü? ofsaydı bozmak için elinden geleni yaptı) sadece kafa toplarında etkili.
Aziz Yıldırım’ın ise tekrar Fenerbahçe başkanlığına döneceği konuşuluyor. Dönmeye dönsün de böyle bir gidiyorum bir kalıyorum demesi, taraftarları sokağa dökmesi çokta hoş olmuyor.
Aslına bakarsanız bu yazıyı yazmak için bilgisayarı açtığımda aklımda olan Dünya Kupası hakkında bir yazı yazmaktı. “Aman efendim Brezilya ne şahane futbol oynuyor, bu sene Hırvatlara dikkat edin; İngilizler sürpriz yapabilirdi ama Rooney’in sakatlığı onları zor durumda bırakacak gibi duruyor” tarzında bir yazı şekli vardı. Ama yazamadım. Tümer’in Fenerbahçe’ye gidişi yazıyı bile etkiledi.
İnsan bazen çekip gitmek istiyor. Geri(ye) de dönmek istemiyor. Ama arkada iyi hatıralar bırakmak gerekiyor.
Fatih Tekke Fenerbahçe’ye transfer olsa sanmıyorum ki Trabzonspor taraftarı çok büyük tepki göstersin. Çünkü Fatih Tekke Trabzonspor yönetimi izin verirse Fenerbahçe’ye transfer olabilirim diyor. Ne güzel de söylüyor. Şimdi düşünsenize Hakan Şükür’ün Fenerbahçe’ye transfer olduğunu… Ben düşünemiyorum sarı-lacivert forma altında O’nu. Ya da Tuncay’ın Galatasaray’a geldiğini… O’nu da düşünemiyorum.
Gitmek bir şey değil işte. Geriye kalan önemli.
Sözleri Mehmet Teoman’a ait, Vedat Sakman bestesi, Zuhal Olcay’ın seslendirdiği şarkıyı Tümer’e armağan ediyorum…
Bırak her şeyi

“…
bırak her şeyi
her şeyi bırak
şu sessiz ağaç
olabiliyor musun
şu yaprak
şu düşen yağmur
şu bulut
şu toz
olabiliyor musun
görebiliyor musun şu kenti
irili ufaklı pencerelerini
geniş caddelerini evlerini
görebiliyor musun
görebiliyor musun insanları
kapı eşiğindeki çocuğun gözlerini
şu sokak dilencisinin
çığlık çığlığa sessizliğini
duyabiliyor musun
bırak her şeyi
her şeyi bırak
şu denizde kabaran dalga
şu patlayan fırtına
ve şu yanardağın lavları olup
akabiliyor musun
bırak her şeyi
her şeyi bırak
sevebiliyor musun
…”